HOŞÇA KALMA, HOŞÇA GİT SUMUDİCA

 

Merhaba değerli okurlar, ben Şahin KARA. 2015 yılında  Gaziantep Ekspres gazetesinde  uzunca bir dönem spor köşesinde Gaziantepspor maçlarını kaleme alma şansım olmuştu, bazı sebeplerden dolayı bu yazılarıma ara vermek zorunda kalmıştım. 5 yıl sonra yeniden spor köşesinde memleketimizin takımı olan Gaziantep FK’yı kaleme alma şansım olduğu için çok mutluyum.  2015 yılında gazeteyle vedalaşırken bana her zaman açık kapı bırakan, Ekspres ailesinde bir  yerimin olduğunu hissettiren ve bugün tekrar kapıyı çaldığımda hiç düşünmeden bana kalemi uzatan  Sayın M.Bora ZOR Bey ve Sayın Semra ÖZTÜRK Hanım’a yürek dolusu teşekkür ederim.

Maçın yorumunu yapmadan önce maçtan bir gün önce yani Cuma günü gündemde Arabistan ülkesinden bir takımla görüştüğü, yönetimin indirim istediği, ve bu şartlar altında çalışmam zor gibi bir çok yersiz ve zamansız konularla gündemi çalkalayan Sumudica’ya küçük bir yer vermek istiyorum. Küçük diyorum çünkü büyük bir yer hak etmiyor. Hak ettiği tek şeyi de yönetim göndererek hakkını verdi. Tebrik ediyorum. Eyy Sumudica, bu şehir, memleket takımına hasret, başarıya susamış, sen bir damla su verdin diye ortalığı yaygaraya veriyorsun. Üstelik bunu türlü türlü tiyatrolarla yapmaya çalışıyorsun. Yer mi Antep adamı bu oyunları? Bir çıktın dedin ki “Arabistan'da bir takım ile görüşüyorum, iyi para verdiler, gidebilirim” ve bunları kritik Sivasspor deplasmanı öncesi söyleyerek takımı olumsuz etkiliyorsun. Maçtan sonra basın açıklamasında ise “eşimden para isteyeceğim” gibi sözler sarf ediyorsun. Resmen yönetimle ve kulüple dalga geçiyorsun. Böyle bir şeyi bırakın Türk futbolunu dünyada hiçbir takım kabul edemez. Şehirden aldığın tepkilerden sonra da çıkmış şaka yaptığını Antep halkının anlayacağını söylüyorsun… buna kim inanır? Sen git bunları ülkendekilere yuttur. Tıpkı Kayserispor'un başındayken de aynısını yaptığın gibi. Eminim ki sözleşmen bitmeden kendini  kovdurup tazminat almak için bu yolu seçtin ama unuttuğun bir şey vardı. O da buranın Antep olduğudur. Umarım bütün kulüpler bunları kendilerine ders alırlarda  bundan sonra Türkiye'de hiçbir kulüpte görev alamazsın. Şahıslar geçicidir bâki olan kulüptür. Güzel anılmak isteyenin gidişi de güzel olur… şimdi memleketini ve takımını seven biri olarak bütün açık yürekliliğimle HOŞÇA KALMA HOŞÇA GİT SUMUDİCA… ve bir daha da gelme...

 

Evet, şimdi gelelim 15 maçlık yenilmezlik serimizin bozulduğu müsabakamızı  değerlendirmeye. Mağlubiyetin en başta sorumlusu şüphesiz ki maçtan bir gün önce gündemi çalkalayan futbolcuları psikoloji olarak yıpratan Sumudica'dır. Maçın içerisine gelecek olursak şunu çok net ifade edebilirim ki maçın yıldızı Günay'dır. İlk gole kadar 6 tane net şutu çıkartan sonrasında da her ne kadar 2 gol yese de tarihi farka engel olan kurtarışlar yaptı. Kendisini her geçen gün çok iyi geliştiren Günay, geliştirmeye devam ettikçe bunun meyvelerini yemeye her geçen gün devam edecektir. Maxim her zamanki oyunuyla elinden geleni yapmaya çalıştı ki attığı golle de güzel oyunu taçlandırdı. Savunmada Kana Bıyık’ın eksikliği mutlaka hissedildi lâkin Kubilay'ın bariz bir hatası olduğunu söylemek  doğru olmaz. Beklentimin üstünde gayet iyi oyun sergiledi. Djilobodji her zamanki güzel oyunuyla sahadaydı. Savunmayla ilgili söylenecek bir şey yoktur. Üzerlerine düşeni yaptıklarını düşünüyorum. Güray beklenenin çok altındaydı. Bildiğimiz Güray'dan uzak bir oyun sergiledi. Bunun geçici bir durum olduğunu düşünmek istiyorum. Muhammed bu memleketin çok iyi tanıdığı bir oyuncu ve değerli bir kumaş. Oyun içindeki mücadelesi her pozisyonda kendini bulması ve hırsına sözüm yoktur. Lâkin oyundan alınmasına neden tepki verdiğini anlamlandıramadım.  Hırsından böyle bir tepki verdiğini ve bu hususun da orada kalacağını umut ediyorum. Evet, şimdi en çok merak ettiğim Oğuz CEYLAN’ın bu takımdaki görevi nedir? Kim transfer etti ? ne için bu takımda? bence yönetim ya da teknik heyet bu konuyu bir düşünmeli. Sivasspor maçında bir tane etkili orta ya da hücuma katkısı olmadığı gibi sürekli top kayıplarıyla Sivas’ın ekmeğine yağ çaldı. 1 tane örnek verecek olursak, 63. dakika rahatça pas yapacağı topu ne yapmaya çalıştığını anlamadığım şekilde kaptırıyor. Kubilay ise kontra yiyen takımı gol yemesin diye hücuma çıkan oyuncuya faul yapmak zorunda kalıyor ve akabinde sarı kart görüyor. Daha önceki maçlarda da bu tip örnekler çok var. Ben Oğuz’un bu takımda olmaması düşüncesindeyim. 

Sözlerimi maçın hakemi Mustafa ÖĞRETMENOĞLU’na değinerek tamamlamak istiyorum. Sayın hocam, Allah aşkına ilk golden önce hem Oğuz’a hem de Muhammed’e yapılan faul değil mi? Eğer değilse golden sonra yani 44. dakikada Muhammed’e yapılan faul ile serbest vuruş vermiştin. Bu faul ile yediğimiz gol öncesindeki faul arasında nasıl bir fark var? Tesadüftür ki her ikisi de aynı oyuncumuza yapılıyor. Birinde gol yiyoruz ve nasıl oluyorsa faulü görmüyorsunuz? ve Kenan ÖZER’in ceza alanında arkadan itilerek düşürülmesi sonucunda penaltı beklentisine sessiz kalmanızı vicdanınız da bastırıyor mu acaba çok merak ediyorum bu VAR kime var? Biraz vicdan yazıktır takımların emeğine…  

Uzun yıllar sonra yer bulduğum bu köşe yazımı galibiyet mutluluğuyla yazmayı çok isterdim. Lâkin olağan durumlar maalesef hem bizi üzdü hem de haftayı puansız kapatmak zorunda kaldık. Şimdi takıma hocamızı bulma zamanı. Yönetim bu konuda kime karar verir şu an kestiremiyorum. Şu an boşta olan İlhan PALUT, Hikmet KARAMAN ve Samet AYBABA kesinlikle düşünülmemeli, fayda sağlayacağını düşünmüyorum. Aykut KOCAMAN ve Ünal KARAMAN için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. 

Umarım doğru hamleler yapılır, zirve yarışında biz de olmaya devam ederiz…