HER ŞEYE RAĞMEN(9)

Ve nihayet Antep’te baş-göz olmanın (evlenmenin) şimdiye kadar anlatılan evrelerin tesciline…

Yani NİKÂH’A geldi sıra…

Öncelikle Medeni Kanun yani, “resmi nikâhın” kabulünden önce Antep’te nikâhın nasıl kıyıldığı hakkında bilgi vermekte fayda var diye düşünüyorum. Günümüz gençlerinin bu evreleri yadırgayacaklarını, hatta bilmelerinin mümkün olmadığını sanıyorum.

Dününün Antep’teki nikâh törenini merhum Adil Dai’nin anlatımıyla aktarmaya çalışacağım.

Medeni Kanunun kabulünden önce yalnız “Dini Nikâh” kıyılırdı. Dini Nikâh, camide veya kız evinde kıyılırdı. O zamanlar (kaç-göç) devri olduğundan, nikâhta kız ile oğlan bulunmaz, oğlanı temsilen babası, amcası; kızı da yine kızın babası veya amcası temsil ederdi. Bu zatlar öncelikle kızdan ve oğlandan vekâlet alırlardı. Vekâlet alırken 3 defa kıza ve oğlana: “Vekâletini bana verdin mi?” diye sorulur onlardan takdir cevap alınırdı. Kız genelde bu soruya utandığı için cevap vermez; o zaman da “sükût ikrardan gelir” yani sessiz kalması “kabul ettim” anlamına gelirdi. Bu arada yanlarında bulunan iki şahitte “şahit olduk” diye vekâlet verip alma işine şahadet ederlerdi.

Eve davet edilmişse, evde hoca için hazırlanan mindere oturan hocanın; camide kıyılacaksa hocanın bulunduğu yere; kızın ve oğlanın vekâletlerini alan vekillerle, şahitler yanına oturur.

Hoca dini hükümleri ve duaları okur, şahitler “şahit olduklarını” söylerler. Hoca da: “Bende aktı nikâh ettim” der.

Bu arda nikâhta bulunan oğlan yakınlarından birisi açık tuttuğu çakıyı kapatır.

Bunun sebebi: Bu yapılmazsa oğlanın büyüye, efsuna uğrayacağına, erkeklik kudretinin azalacağına inanılırdı!

Sonra hoca, kızın ve oğlanın babalarına ya da vekillerine ayrı ayrı sorar: Kız babası ya da vekili “Falancanın oğlunu damatlığı kabul ettim, oğlan babası ya da vekili falancanın kızını gelinliğe kabul ettim” der.

Kız için genel olarak bir de “mihr” tespit edilerek nikâh merasimi tamamlanmış olur.

Bu arda nikâh merasiminde bulunan çocuklarda evlere koşarak “nikâhın kıyıldığı müjdesini” verir. Müjdeyi ilk veren çocuğa hediyeler verilir.

Mihr, Müslüman bir erkeğin nikâh sırasında eşine vermeyi taahhüt ettiği mal veya paradır. Bu da, erkek eşini boşarsa eşine bu mihr’i vermek zorundadır.

Resmi Nikâh:

Günümüzde de aynı şekilde kıyılıyor. Yalnız bahsettiğim dönemlerde nikâh salonunda hanımlar ayrı erkekler ayrı yerlerde otururlardı.

Nikâh sonrası dağıtılan şeker veya dondurma önce erkeklere, sonra erkek çocuklara daha sonda da hanımlara verilirdi.

Erkek davetliler damadı salonun kapısında tebrik eder, kadınlarda gelini kutlayıp (kadın kadına)  teksilere doluşarak şehri gezerler ve kız evine böyle gidilirdi.

Sıra nikâh sonrası olagelen merasimlere geldi…

Bunları da bir başka sefere inşallah aktarmaya, anlatmaya çalışacağım.

XXX

Bu gün ülkemizde tüm okullar açılıyor.

Yoluna yoluna kuşa çevrilen eğitim sistemimizin her şeye rağmen ülkemize hayırlı olmasını,  gençlerimizin her şeye rağmen muasır medeniyeti yakalama istek ve arzularının “depreşmesi” dileklerimle….

Başarılar… Başarılar… Başarılar!