Değerli Dostlar, "DEPREM DEĞİL,BİNA ÖLDÜRÜR..."
Çokça duyduğunuz, bildiğiniz bir ifade. Lütfen, dünyada depremi sürekli yaşayan ülkelerin yapılarının oturduğu zeminlerin farklı özelliklerde olduğunu biliniz. Bu bizim Ülkemizde de geçerlidir.
Her zemin yapısı için doğru temel modeli ( nehir yatağında, deniz içinde, dağda, ovada) seçilmelidir. Öncelik tabii ki durabilitenin maliyete en az etkisinin olduğu koşulların sağlanmasıdır.
Yapının şartnamelere uygun yapılması, denetlenebilirliğin bir otokontrol olduğunu, hizmet ve yapımın arzında sadece sermaye hareketi olmadığını bilmemiz gerekir.
Tüketici bilincinin oluşması gerekir. Yapının cicili bicili değil, kalıcılığının aranması gerekir. Burada kural koyucu, üretici, tüketici, kontrol aşamaları bir bütündür, her bileşenin sorumluluğu, nihai yapı güvenliği için esastır. Süreçte, ihmal veya göz ardı edilemez bir bütünlük olmalıdır.
Bütün bu basit değerlendirmeler sonucunda; Hepimiz suçluyuz...Bu basit değer yargısının sonuçlarını, bizim malımıza, canımıza hiç bir şey olmadı soyut anlayışına sığınıp baskı toplumu oluşturmadığımız sürece daha ağır bedelleri bireysel, toplumsal olarak ödemeye hazır olmalıyız.
Son söz, deprem fay hattında olmayan KONYA'da da hissedildi, etkisini gösterdi unutmayalım.