Gaziantep Kolej Vakfında, Mezunlar Kampüsü Etkinliğinde Diş Hekimi Sayın Ece Tatar Sidal öğrencilere “Hayallerinizin mesleklerini seçin” öğüdünde bulunuyor.
Ve devam ediyor Sayın Ece “Meslek seçimlerinizde unutmayın ki bundan sonraki yaşamınız, hayalleriniz, hedefleriniz tercih edeceğiniz meslekle elde edilecek. Ebeveynlerin isteği veya çevrenizdekilerin isteği değil, sizin istediğiniz önemli. Çünkü yaşamınızın sonuna kadar seçtiğiniz alanda geçiminizi sağlayacak, hayallerinizi gerçekleştirmek için çalışacaksınız. Meslek seçimi bunun için çok önemli.
Sözün özü, demek isteniyor ki: “Ülkemiz ortaöğretim mezunları, nasıl olsa üniversiteye gideceksiniz. Gitmeye gidilecek, bari hayal ettiğiniz, arzu duyduğunuz meslekle ilgili fakülteyi seçin. Çünkü geçiminizi buradan sağlayacaksınız.”
***
Vallahi tam yerinde bir öğüt.
Ama unutulan bir şey var.
Üniversite giriş sınavları.
Acaba sayın hatip, ülkemizdeki eğitim sistemini bilmiyor mu?
Çocuk ilk sınavda aldığı puana göre, hayalindeki dalı seçemiyor, girebileceği fakültenin giriş puanına göre sıralama yapıyor.
İşte bu sebepten bütün hayaller tarumar oluveriyor.
***
Keşke üniversite de okumak isteyen ortaöğretim mezunları, hayalindeki, arzu duyduğu branş üzerinde eğitimini yapabilse.
Bu hayal olduğuna ve çoğunun arzusu gerçekleşemeyeceğinden girdiği fakülteyi bitiren bir kimse, branşı ile ilgili bir iş bulamayınca branş dışı bir işte çalışıyor ve mutsuz oluyorlar.
Diğer taraftan gelişmiş ülkelerde herkes üniversiteye gitmiyor. İlköğretimden sonra hayalindeki mesleği seçip, bununla ilgili bir meslek okuluna gidiyor. O kadar uzun olmayan bir eğitimsen sonra hayatını kazanıyor; üretimde bulunuyor.
Üniversitelere ancak kariyer yapmak için gidiliyor.
***
Temel bir iş için bir fabrikaya başvurmuş. Fabrika da 12 tane vesikalık fotoğraf istemiş. Temel kara, kara düşünmeye başlamış, vesikalık fotoğrafı nasıl çektirecek.
Durumu İdris'e açıklamış. O da demiş ki:
-Üzülme Temel, geniş bir arazide bir çukur kazarız, sen sadece vesikalık kısmın gözükecek şekilde çukura girersin, ben de senin resmini, dedemden kalma yadigârla çekerim.”
Temel kabul etmiş, yer ve zamanı ayarlamışlar. Buluşma vaktinden önce Temel buluşma yerine gidip 12 tane kuyu kazmış. İdris gelince şaşırmış:
-Yavu Temel, niye 12 kuyu kazdın ki, demiş, ben zaten 12 tane fotoğraf makinesi getirmiştim. Hiç gerek yoktu kazmana.”
Orhan YALKIN