Hava Durumu

#Nizip Çayı

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Nizip Çayı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nizip Çayı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Meriç Nizip Çayı’nı Analiz Ettirdi Haber

Meriç Nizip Çayı’nı Analiz Ettirdi

Meriç, Kendisinin de çayın suyunu analiz ettiğini belirterek, “Sonuçlara baktığımda, çok üzüldüm. Özetle laboratuvar sonuçları, “Bu sudan ne insan ne hayvan içebilir ne de herhangi bir canlıyı, toprağı, bitkiyi, ağacı sulama şansınız yoktur” dedi. Bakandan tekrar buraya, bürokratlarınızı gönderin, size anlattıkları gibi olmadığını test etsinler. Çünkü burada akan bu kirli, bu kimyasal atıklarla dolu suyun ne vatandaşlara ne hayvanlara ne bitkilere hiçbir faydası yok; tam zıttı, gün geçtikçe bu insanları hasta ediyor” dedi. MERİÇ: BU SUDAN NE İNSAN NE HAYVAN İÇEBİLİR NE DE HERHANGİ BİR CANLIYI, TOPRAĞI, BİTKİYİ, AĞACI SULAMA ŞANSINIZ YOK” Çayın suyundan aldığı numuneyi analiz ettiren CHP Milletvekili Melih Meriç, suda yüksek miktarda kimyasal tespit edildiğini belirtti. Nizip Çayı’nın kenarına giderek vatandaşlarla birlikte açıklama yapan Meriç şunları söyledi: “Kıymetli Bakanım, ben size Meclis’te Nizip Çayı ile alakalı bir soru önergesi vermiştim. ‘Tesis Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Tablo 19’a tabi olup sorumlu olduğu kirlilik sınırlarını aşmamaktadır’ demişsiniz. Denetimlerin yapıldığı, yapılan denetimlerde Çevre Mevzuatına aykırı hiçbir şey olmadığı cevabını vermişsiniz. Ben bu soru önergesini vermeden önce, buraya gelip bütün vatandaşlarımla bu suyu bizzat hem gözümle hem de çevredeki bitkilerle test etmiştim. Buradan numune aldırıp, laboratuvarda gönderip laboratuvarda gerçekten sizin dediklerinizin doğru olup olmadığını bilimsel olarak kanıtlamak istedim. Bütün ümidim ve bütün vatandaşlarımıza ve köylülerimize ümidim şuydu; Sayın Bakanımız, bu konuda doğru söylemiş, bu su temiz, rahat rahat içebilirsiniz, ağaçlarınızı sulayabilirsiniz, hayvanlarınıza verebilirsiniz demek istedim. Ama elime gelen laboratuvar sonuçlarına baktığımda, milletvekili olarak söylemiyorum, bir vatandaş olarak bir bakanın bu şekilde cevap vermesine gerçekten çok üzüldüm. Elimdeki laboratuvar sonuçlarını isterseniz size de gönderebilirim. Bu laboratuvar sonuçlarının özeti şu: Bu sudan ne insan ne hayvan içebilir ne de herhangi bir canlıyı, toprağı, bitkiyi, ağacı sulama şansınız yoktur. Sizden ricam, tekrar buraya yetkilileri, bürokratlarınızı gönderin, size anlattıkları gibi olmadığını test etsinler. Çünkü burada akan bu kirli, bu kimyasal atıklarla dolu suyun ne vatandaşlara ne hayvanlara ne bitkilere hiçbir faydası yok; tam zıttı, gün geçtikçe bu insanları hasta ediyor.” Bölgede yaşayan vatandaşlar da tepkilerini şöyle dile getirdiler: Bu Su Temiz İse Neden Arıtma Tesisi Kuruldu! “Yaklaşık 22-23 yıldan beri oluşan bir sorunla yan yanayız. Bu suda eskiden yüzüp eğlenilirdi, yeni evlenen çiftler yün yıkardı, bulaşık yıkanırdı, araziler sulanırdı, hayvanlar su içerdi, dereden evlere su çekilirdi. 22 yıldan beri, köyümüze Başpınar organizeden su geliyor.” “Eğer bu su temizse, tarımda kullanmaya elverişliyse peki Nizip ilçemizde, niye 500 milyonluk bir ihale verilip de arıtma tesisi kuruldu? Ve bu su Nizip’in sanayisinin alt tarafında olan Hancağız Barajı’nı besleyen sudur.” Çanakçı Mahallesi Muhtarı: “Kokudan, Sinekten Bu Arazilere Giremiyoruz” Çanakçı Mahalle muhtarı Mehmet Ali Kaya “Biz çocukluğumuzda sabahleyin çıkardık, bahçeye gelirdik, akşama kadar oyalanırdık orada. İki incir, iki ceviz, iki nar yediğimiz zaman yemek ihtiyacı bile duymazdık. Ama maalesef şu anda sadece uzaktan bakıyoruz çünkü kokudan, sinekten, suyun etkisinden bu arazilere giremiyoruz.” dedi.  “Bu Köylerde Kanser Vakaları Binlerin Üzerinde Şu Anda Meyvelerimizin Bile İçi Kuru”  Bu suyumuzda biz küçükken balık yakalardık, yüzerdik ve bu suyu içerdik, hayvanlarımıza içirirdik. “Son 7-8 ay içerisinde, buradaki su artık o kadar kötü ki sivrisinekler bile kimyasal getirip insana zarar verebiliyor. Buradaki bütün tarım alanında buradaki suyumuzu kullanırdık. Başpınar’daki atıksu, bu suyumuza katıldıktan sonra bütün ağaçlarımız kurumuş vaziyette. Bu köyümüzün narı, cevizi çok meşhurdu. Gaziantep’te veya bölge illerde nar dediğin zaman akla ilk gelen buranın narının lezzetiydi. Kışın dahi taze kalan bir nardı. Ama şu anda narlarımızın içleri olmadan kurtlanıyor. Bu su çok yüksek miktarda kanserojen üretiyor. Benim annem kanserden öldü, benim yeğenim kanserden öldü ve şu anda yeğenim Ankara’da kanserden tedavi görüyor. Ve bu köylerde gidilsin, araştırılsın kanser vakaları binlerin üzerinde.”

Nizip Çayı’ndan zehir akıyor Haber

Nizip Çayı’ndan zehir akıyor

Tatlıcak, Salkım Köyü sakinleri en büyük sorunlarının zehir saçmaya devam eden Nizip çayı olduğunu belirtirken, verilen sözlerin tutulmasını istedi. Bu çayın 22 köyün halkını hasta ettiğini belirten Meriç, “23 yıldır sorun devam ediyor. Bu köylerdeki evlerden kanser hastası çocuklar ve bebekler çıkmaya devam ediyor! Tatlıcak Köyü'nde artık Nar da yetişmiyor” dedi. Müjde Verilmişti Meriç, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda bu konunun takipçisi olacağına dair söz verdi. Meriç, “Nar ağaçlarımız, ceviz ağaçlarımız kurudu. Hastalık kol geziyor, kokudan duramıyoruz diyen ve evlatları kansere yakalanan değerli köylülerimiz ile bir araya geldik. Gidip yerinde görüp, dinledik. Ne deseler haklılar! Çünkü Nizip çayı zehir saçmaya devam ediyor. Nizip Çayı'nda yakın zamanda bir atık su tesisi kurulacağına ilişkin bir müjde verilmişti...! Biz bu müjdenin takipçisi olacağız” dedi. Ciddi Tehlike Saçıyor Tatlıcak Köyü'nde olduğu gibi Salkım Köyü'nün de aynı kaderi yaşadığını belirten Meriç, “Salkım Köyü de derenin ıslah edilmesine rağmen Gaziantep’in önemli bir su kaynağı olan Nizip Çayı’nın evsel ve endüstriyel atıkların dökülmesi ile kirlenen çayın hem sulama hem de hayvanların su ihtiyacının karşılanmasına çözüm olmamış durumda. Salkım Köyü'nde de Nizip Çayı, sağlık açısından ciddi bir tehlike saçmaya devam ediyor” diye konuştu. Tatlıcak Köyü’nde Artık Nar Yetişmiyor

Demir: Nizip Çayı acilen ıslah edilmeli Haber

Demir: Nizip Çayı acilen ıslah edilmeli

Halkın sorunlarıyla yakından ilgilenen ve TBMM’de gündeme getiren HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, fabrikaların atık sularının aktığı ve 20 yıldan bu yana bir türlü çözüme kavuşturulmayan Nizip Çayı sorununu gündeme taşıdı. TBMM’de düzenlediği basın toplantısında HÜDA PAR’ın haftalık gündem değerlendirmesini kamuoyu ile paylaşan Milletvekili Demir, Türkiye gündeminin yanı sıra Gaziantep’in en önemli sorunları arasında yer alan Nizip Çayı sorununa da değindi. Demir, Gaziantep’in önemli bir su kaynağı olan Nizip Çayı’nın evsel ve endüstriyel atıkların dökülmesi ile kirlendiğini, kirlenen çayın hem sulama hem de hayvanların su ihtiyacının karşılanmasında tehlike arz ettiğine dikkat çekti. “Nizip Çayı sağlık açısından ciddi bir tehlike saçıyor” Nizip Çayı'nın ıslah edilmesi projesinin bir an önce tamamlanması gerektiğini ifade eden Demir, şöyle konuştu: “Bilindiği üzere Gaziantep'in Nizip ilçesinde evsel atıkların bırakıldığı Nizip Çayı, sağlık açısından ciddi bir tehlike saçıyor. Bu derenin ıslah edilmesi amacıyla Nizip İleri Biyolojik Atık Su arıtma Tesisi projesi hayata geçirildi. 155 milyon TL'lik projenin 2023 yılı başında tamamlanarak faaliyete geçirileceği vaat edilmesine rağmen henüz tamamlanmamış olması tepkilere neden oldu. Hem evsel atıkların hem de bölgede bulunan endüstriyel tesislerin atıklarının Nizip Çayı'na akıtılması, bölge sağlığı açısından büyük tehlike arz etmektedir. Bölge sağlığını tehdit eden bu tehlikenin bertaraf edilmesi ve Nizip Çayı'nın sulu tarıma kazandırılması için projenin hızlı bir şekilde tamamlanması sağlanmalıdır." 26 Ağustos Malazgirt Zaferi ile 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın, bu coğrafyada yaşayan bütün halkları tek vücudun azaları haline getirdiğini belirten Demir "Bunun kadrini bilmek, bu medeniyete sahip çıkmak ve aynı ruhu, aynı kardeşlik erdemini bilmek biz geride kalanlara bırakılmış bir sorumluluktur." dedi. Demir "1071'de kazanılan Malazgirt zaferi, Anadolu topraklarının İslamlaşması anlamında çok büyük bir vakıadır. Alpaslan'ın ordusuna Kürt Müslüman toplumundan da 10 bin kişi, hatta Fars ve Arap Müslümanlar da destek vermiştir. Savaşa katılan Kürt ileri gelenlerinden Molla Yahya, 'Din kardeşlerimizin yanında cihat etmeye geldik' diyerek Alpaslan'ın çağrısını cevapsız bırakmamıştır. Sonuçta büyük Rum ordusu kısa sürede mağlup edilmiş ve Anadolu topraklarının kapıları Müslümanlara tamamen açılmıştır. Yine yaklaşık 900 yıl sonra Anadolu topraklarını küffarın işgalinden kurtarmak ve Müslümanlığının devamını temin etmek amacıyla bu coğrafyada yaşayan Türkü, Kürdü Arap'ı, Laz'ı, Çerkez'i ile bütün Müslümanlar binlerce şehit vererek düşmanın işgaline son verdiler." ifadelerini kullandı. "Malazgirt ile başlayan, fiili savaş anlamında Büyük Taarruz ile bitmesine karşın günümüze kadar devam eden süreçte bu ağır bedelleri ödeyen ecdat, aslında bize sadece bir toprak parçası bırakmadı. Bu coğrafyada yaşayan bütün halkları tek vücudun azaları haline getiren, aynı değerler uğruna omuz omuza ölüme koşmalarını sağlayan ruh, İslam kardeşliği ve ümmet şuurudur." diyen Demir "Onlar aslında bize toprak ile birlikte İslam Medeniyetini miras bıraktılar. Bunun kadrini bilmek, bu medeniyete sahip çıkmak ve aynı ruhu, aynı kardeşlik erdemini bilmek biz geride kalanlara bırakılmış bir sorumluluktur. Türkiye'nin yeni yüzyılı, İslam ortak paydasındaki bu birlik ve kardeşlik ruhu ile yazılmalıdır. Tanzimat dönemi ile birlikte yara almaya başlayan ve Tek Parti iktidarı döneminde açıkça canına kastedilen bu kardeşlik ruhu yeniden ihya edilmeli, kardeşliğin edebiyatı değil, hukuku esas alınmalıdır." şeklinde konuştu. "Sorunlar çözülerek eğitim-öğretime başlanmalı" 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılının öğretmenler için 4 Eylül, öğrenciler için ise 11 Eylül'de başlayacağına dikkat çeken Demir, "Öncelikle bu Eğitim-Öğretim yılının hayırlı olmasını diliyorum." dedi. "Yeni Eğitim-Öğretim dönemi, ne yazık ki yine birçok kronik sorunla birlikte başlamaktadır." diyen Demir, "İdeolojik eğitim sorunu, batıcılığı ve tabiatperestliği salık veren müfredat sorunu, karma eğitim dayatması, sınav odaklı sistemde ısrar, eğitimde fırsat eşitsizliğine ve nitelik sorununa yol açan kadro ve fiziki yetersizlikler ile anadilde eğitimin önündeki engeller bunlardan bazılarıdır. Bütün bunlar eğitimde en acil ihtiyaç olan 'insan yetiştirme' amacından bizi uzaklaştırmış, kendi medeniyetlerine, kendi değerlerine uzak, manevi anlamda çöküntü yaşayan bir gençliğin yetişmesine neden olmuştur." ifadelerini kullandı. "Öte yandan ekonomik kriz, öğrenci okutan vatandaşın belini iki kat bükmektedir." diyen Demir, "Servis ücretleri, kırtasiye giderleri ile diğer eğitim giderleri artan hayat pahalılığı ile birlikte büyük bir külfete dönüşmüştür. Bu bağlamda Zorunlu ve 'parasız' eğitimin gereği olarak sıkıntı yaşayan ailelere öğrenci başına destek verilmeli ve servisler ücretsiz sağlanmalıdır. Ayrıca ödenek yetersizliği nedeniyle okulların temel ihtiyaçlarının karşılanmasında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu nedenle okul idarelerince, velilerden bağış adı altında kayıt parası alınabilmektedir. Bu sorun artık nihai olarak çözüme kavuşturulmalıdır." şeklinde konuştu. "Karma eğitim dayatması" Demir, "Veliler açısından külfete dönüşen bir diğer uygulama ise öğretmenlerin yardımcı kaynak talebidir. Geçen yıl bakanlıkça yardımcı kaynak dağıtımı da yapılarak bu konuda önemli bir adım atıldı. Ancak dağıtım bütün okullarda aynı zamanda yapılamadı ve ciddi gecikmeler yaşandı. Bu konunun da artık sorun olmaktan çıkarılması gerekir. Ya ders kitapları yardımcı kaynaklara ihtiyaç bırakmayacak şekilde hazırlanmalı ya da yardımcı kitaplar zamanında dağıtılmalıdır. Karma eğitim dayatmasından vazgeçilmesi yönündeki çağrılarımız da başta CHP olmak üzere birtakım çevrelerce bağlamından koparılmakta, konunun tartışmaya açılmasının önüne geçilmek istenmektedir. Bizim söylediğimiz şey gayet açıktır; bu meseleye temel insan hakları ve hukukun üstünlüğü perspektifinden bakılmalıdır. Her anne-baba, kendi çocuğunu kendi inanç ve hassasiyetine göre yetiştirme hakkına sahiptir. Eğitimin zorunlu olduğu bir yerde devlet, ebeveynlerin taleplerine göre alternatifler sunmakla mükelleftir. Bu bağlamda her türlü dayatmadan vazgeçilmeli ve karma eğitimin yanı sıra ayrı eğitim sistemi de hayata geçirilmelidir. Ebeveynler hiçbir baskı altında kalmadan çocuklarını istedikleri okullara gönderebilmelidirler."

Göçer: Nizip Çayı su değil zehir akıyor Haber

Göçer: Nizip Çayı su değil zehir akıyor

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların atık sularının 35 köyü etkileyerek Nizip Çayı’na akmasının çevre katliamına neden olduğuna dikkat çeken HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Göçer, 20 yıldan bu yana bir türlü çözüme kavuşturulmayan Nizip Çayı sorununu gündemine taşıdı. HÜDA PAR Nizip İlçe Başkanı Bayram Çakar ve beraberindeki heyetle birlikte ilçenin kırsal Akçakent Mahallesi’ni ziyaret eden Göçer, mahalle sakinleri ile beraber çaydan su numunesi alarak açıklamada bulundu. Nizip Çayı’nın geçtiği kırsal mahallelerdeki vatandaşların yıllardır fabrika atıkları nedeniyle çok mağdur olduklarını ifade eden Göçer, çaydaki balıklar öldüğünü, çevredeki ağaçların kuruduğunu ve bölgedeki vatandaşların ise hasta olduğunu belirtti. Nizip Çayı için bir an evvel önlem alınması ve bu konuda vatandaşlara verilen sözlerin ise ivedilikle tutulması gerektiğini belirten Göçer, adeta zehir gibi akan Nizip Çayı’nın bu kirli görüntüsünün Gaziantep’e hiç yakışmadığını vurguladı. İnsan sağlığını ve çevreyi tehdit eden Nizip Çayı’na fabrika atıklarının atılmasının doğru olmadığını ve bu duruma müdahale edilmesi gerektiğini belirten Göçer, insan sağlığını ve çevreyi olumsuz etkileyen çayın derhal temizlenmesi gerektiğini dile getirdi. 35 köyü etkileyip Hancağız barajına dökülen ve bu bölgede milyonlarca balık ölümlerine neden olan ve bölgedeki kanser vakalarının üst seviyeye geldiği dünyanın en kirli kimyasal atıklarının birleştiği Nizip Çayı’nın eskisi gibi temiz akması için bütün yetkilileri göreve davet eden Göçer, Nizip Çayı’na çözüm bulunmasını istedi. Geçmiş yıllarda suyu güzel ve çok temiz akan, etrafına da hayat veren Nizip Çayı’nın sanayi atıkları ile kirletilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirten Göçer, acil çözüm çağrısında bulundu. “Nizip Çayı şehrimiz için bir utanç kaynağıdır” Şehitkamil ve Nizip ilçesinin kırsal mahallelerinde yaşayan vatandaşların yıllardır şikayetçi olduğu bu sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade eden Göçer, “Teknoloji çağındayız. Gaziantep gibi metropol bir şehirde kirli suyun bu şekilde akıtılması şehrimiz için bir utanç kaynağıdır. Gerek seçim dönemlerinde gerek seçimin olmadığı dönemlerde bu çayın temizleneceği vaatleri verildi. Yaklaşık 20-30 yıldır akan bu kirli çayın temizleneceği sürekli vaat edildi. Maalesef bugüne kadar bir türlü çözüm bulunamadı. Bu çay sadece Akçakent Mahallemizi etkilemiyor. Organize Sanayi Bölgesine yakın olan köylerden başlayıp Nizip ve Karkamış köylerine doğru bu kirli su akıyor ve bu güzergahta ki diğer köylerimizi de etkiliyor.” dedi. “İnsan sağlığını öncelemeliyiz” Nizip Çayı’nda yaşanan kirliliğin sona erdirilmesi ve temizlik çalışmalarının başlatılması çağrısında bulunan Göçer, “Akan kirli çay sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Şu anda köylülerimiz arasında kanser hastalığına yakalanan ve diğer çeşitli hastalıklara yakalananlar var. Köylüler hastalığın sebebi olarak akan kirli çayı göstermektedir. Eğer biz insan sağlığını koruyamıyorsak; bizim belediye başkanı veya herhangi bir konuma gelmemiz önemli değil. Bizim için öncelikli olan insandır ve bundan dolayı sağlık açısından tehlike oluşturan böyle bir suyun temizlenmesi lazım.” ifadelerini kulandı. “Nizip Çayı ile ilgili verilen sözler yerine getirilsin” Nizip Çayı’nın yakınından geçtiği 35 kırsal mahallenin doğasının atıklardan dolayı zarar gördüğünü dile getiren Göçer, “Gaziantep'ten Nizip köylerimize kadar baktığımızda akan kirli ve zehirli su yüzünden; nar bahçelerinin, ceviz ağaçlarının, kayısı ağaçlarının ve diğer birçok ağacın ciddi manada kurumaya yüz tutuğunu görüyoruz. Bu güzergahta yaşamakta olan köylü vatandaşlarımız sebze ve meyve de yetiştirmektedir. Ama kirli akan çayda bulunan kimyasallar ürünleri kurutmaktadır. Köylülerimizin ürünlerinin kurumaması için her fabrikanın kendi filtresini takması gerekiyor. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere devletin bütün yetkilileri akan kirli çayın temizlenmesi için seferber olmalıdır. Geçmiş tarihte yetkililer vatandaşlarımıza ‘kirli suyu temizleyip, beraber balık tutacağız’ sözünü vermişler. Haydi, gelin balıkları beraber tutalım.” dedi. “Nizip Çayı’nın bir an önce temizlenmesi lazım” Nizip Çayı’na akan atıkların 30’u aşkın köyü etkilediğini dile getiren Göçer, “Bu çay sadece bir köyü değil 30’a yakın köyü etkiliyor. Bundan dolayı bu çayın bir an önce temizlenmesi gerekiyor. Bugün sadece çayın kirli akmasından ya da göz zevkimizi bozduğundan dolayı değil, sağlığımızı bozduğundan dolayı biz bu feryadı figanı köylülerimiz ve vatandaşlarımızla beraber yapıyoruz. Köylülerimiz yetkililerden sadece ağaçlarının, ektikleri sebze ve meyvelerin kurumaması için bu çayın bir an önce temizlenmesini istiyor.” diye konuştu. “Bize yapılmasını istemediğimiz muameleyi vatandaşımıza reva görmeyelim” Kimyasal atıklardan dolayı verimli meyve bahçelerinin kuruduğunu ve tarım arazilerinin çoraklaştığına dikkat çeken Göçer, şunları söyledi: “Biz yetkililere buradan şunu söylüyoruz; eğer burada durulabiliyorsa gelin biz de burada duralım ve eğer burada ekin yapılabiliyorsa gelin biz de burada ekin yapalım. Fakat biz kendimize yapılmasını istemediğimiz bir muameleyi vatandaşımıza da reva görmeyelim. Akan dereye de baktığımızda çayın hem kirli hem de zehirli aktığını görüyoruz. Bundan dolayı Nizip Çayı’nın bir an önce temizlenmesini istiyoruz.” HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer ve heyetine sorunları ile ilgilendikleri için teşekkür eden mahalle sakinleri ise yetkililerin Nizip Çayı ile ilgili kendilerine verdikleri vaatlerin yerine getirilmesini isteyerek çayın temiz akması için çalışmaların hızlandırılması çağrısında bulundu. Göçer ve beraberindeki heyet, daha sonra ise kanser hastalığına yakalanan mahalle sakinlerinden Mehmet Emin Kekçe’yi ziyarete ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.