Hava Durumu

#Meme Kanseri

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Meme Kanseri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Meme Kanseri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Meme Kanseri Hastalarının Umut Dolu Hikayeleri Devam Ediyor Haber

Meme Kanseri Hastalarının Umut Dolu Hikayeleri Devam Ediyor

Amacımız Başladığımız Noktadan Bugün Geldiğimiz Noktaya Kadar Katettiğimiz Yolu Görmek” SANKO Üniversitesi Hastanesi Onkoloji Merkezi’nde tedavi gören meme kanseri hastaları, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında düzenlenen programda umut dolu hikayelerini paylaştı. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Göktürk Maralcan, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” etkinliğinde yaptığı konuşmada, süreçte görev alan hekimler ve hastaların başladıkları noktadan bugün gelinen noktaya kadar elbirliği ile katedilen yolu değerlendirmek amacıyla bir araya geldiklerini söyledi. Meme kanserinde 10 yıllık sürenin çok önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Maralcan, “Tanı, tedavi ve takibi açısından 10 yıldan sonra hastalığın tekrarlama riski çok düşük. Meme kanserinde üç çeşit tedavi var. Bunlar cerrahi, kemoterapi ve radyoterapidir” dedi. Prof. Dr. Maralcan, “Her hasta üç tedaviyi bir arada alacak demek değil ama genelde üç tedavi uygulanıyor. Ancak, tedavideki en önemli nokta bu üç tedavi uygulanacaksa mutlaka uygulanmalıdır. Tedavi hastalara göre değişir. Hastalarımız ihtiyaç duydukları her zaman bize başvurabilir” ifadelerini kullandı. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı / Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldırım ise meme kanserinin tanısından, cerrahisine ve tedavisine kadar uzun yolculuğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Yıldırım, “Hastalarımızla bir araya gelme amacımız bir farkındalık oluşturup bu sayede hem hastalığın erken tanısını sağlamaya hem de tedaviyle ilgili kaygıları azaltmaya çalışıyoruz. Tedavi bir süreçtir ve yaşam boyu devam eder. Bu bilinçle hastalarımızda bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Doktorun Verdiği Güven Ve Sizde Yarattığı Etki Çok Önemli SANKO Üniversitesi Hastanesi Onkoloji Merkezi Sorumlu Hemşiresi İbrahim Kelleci’nin yönetiminde düzenlenen toplantıda hastalar öykülerini paylaştı. Özel sektörde yönetici olarak görev yapan R. H. (46) çok kısa bir sürede hızlı bir şekilde hastalığı teşhis edildiği için kendini şanslı hissettiğini belirtti. Tesadüfen eline gelen kitle nedeniyle ertesi gün doktora giden R. H., tetkikler sonucu kanser tanısı konulduktan sonra yaşadıklarını şöyle dile getirdi: “Patoloji sonucunda kitlenin kötü huylu olduğunu öğrenince bir an duruyorsunuz, tam bir şok yaşıyorsunuz, hiç beklemiyorsunuz, konduramıyorsunuz. Çocuklarım, eşim ne olacak diye düşündüm. İlk şoku atlattıktan sonra eşimle en iyi tedavi sürecini nasıl yürütebileceğimizi değerlendirmeye başladık. Çevremden Prof. Dr. Göktürk Maralcan Hocamızın ismini çok duydum. Hocamla tanışınca farkını hissediyorsunuz. Doktorun verdiği güven ve bıraktığı etki çok önemli. Bütün süreçleri bize o kadar güzel anlattık ki, aklımızda hiçbir şüpheye yer kalmadı. Ameliyat ve sonrasında radyoterapi süreçleriyle bugüne geldik şimdi çok şükür iyiyim. İnşallah bir daha karşılaşmam, hastalığı yendim diyorum. Hocama tekrar teşekkür ediyorum.” İki Çocuğum Var, Ayakta Durmam Lazım Yaklaşık bir yıl önce meme kanseri tanısı konulan SANKO Üniversitesi Hastanesi servis sorumlu hemşirelerinden S. K. (37), tanıdan bir süre önce kitleyi fark ettiğini ancak konduramadığını ifade etti. “Sağlıkçı da olsak doktora gitmeyi sevmiyoruz. Fark etmeme rağmen birkaç gün geçti. Kitlenin büyüdüğünü hissettiğimde bir arkadaşımla paylaştım. Hastanemizde ilgili birime başvurdum. Ultrason çekimi sonrasında Prof. Dr. Göktürk Maralcan hocamla süreci başlattık. Biyopsi sonucum kötü geldi, üçüncü evreydi. Kanser olduğunu duyunca insan çok kötü hissediyor. ‘Buraya kadarmış herhalde ben öleceğim’ diye düşündüm ancak ‘iki çocuğum var, benim ayakta durmam gerek’ dedim. Bu süreçleri aile, yakınlar ve dostlarla birlikte atlatmak lazım. Ardından kemoterapi süreçlerim başladı, saçlarım döküldü, mide bulantıları, yemek yiyememe bir sürü yan etki yaşadım. Dört kür kemoterapi aldıktan sonra ameliyat süreçlerine geçtik. Sonrasında ışın tedavimi aldım ve dört aydır çalışıyorum. Şu anda çok iyiyim. Herhangi bir sıkıntım yok, kontrollerimi yaptırıyorum. Bir yıl akıllı ilaç tedavim devam edecek. Hocalarım Prof. Dr. Mustafa Yıldırım ve Prof. Dr. Göktürk Maralcan’a çok teşekkür ediyorum.” Farkındalıklarınız Ve Öncelikleriniz Değişiyor SANKO Üniversitesi Sosyal Kurumsal Hizmetler Müdürü B. T. (38) ise kendine meme muayenesi sonucu kitleyi tespit ettiğini ve hemen SANKO Üniversitesi Hastanesi’ne başvurduğunu anlattı. Tetkikler sonucu hızlı ilerleyen kötü huylu bir meme kanseri teşhisi konulduğunu kaydeden B. T. “Uzman hekimlerimiz ile teşhis ve tedavi üniteleri sayesinde süreci çok rahat yönetebildik. Bu konuda çok şanslı hissediyorum” diyerek mutluluğunu aktardı. Kemoterapi, ameliyat ve radyoterapi tedavileri sonrası, düzenli kontroller ve akıllı ilaçla tedavinin devam ettiğini, teşhisten bu yana üç buçuk yılı geride bıraktığına işaret eden B. T., sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir çocuğum var ne olacak diye çok üzülmüştüm. Saçlarım döküldü. Pandemi gibi zorlu bir süreç yaşadık. Babamı kaybettim. Çok zor dönemler yaşadım. Ancak dönüp baktığınızda her şey yerli yerini buluyor. Hayat bir şekilde kaldığı yerden devam ediyor. Sadece farkındalıklarınız ve öncelikleriniz değişiyor. Kendime biraz daha önem vermeye ve zaman ayırmaya başladım. Ameliyat süreçleri hepimizin yaşadığı benzer şeyler yani herkese uygulanan tedavi protokolleri. Bana danışan kişilere rehberlik etmeye çalışıyorum. İşim gereği sosyal faaliyetler yaptığımdan ‘erken teşhis hayat kurtarır, meme muayenesine önem verin’ gibi etkinlikler düzenliyoruz. O an fark etmiyoruz bunların ne kadar önemli olduğunu ama yaşadığım süreç bunların önemini gösterdi. Bu süreçte yanımda olan herkese, Prof. Dr. Göktürk Maralcan Hocam ve ekibine, onkoloji merkezi ekibine çok teşekkür ediyorum.”  SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı / Onkoloji Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Levent Elbeyli’nin de katıldığı program kapsamında kurulan stantta meme kanserine yönelik bilgilendirme yapılarak, farkındalık oluşturmak amacıyla ziyaretçilere pembe kurdele takıldı.

Meme Kanseri Farkındalık Ayı Haber

Meme Kanseri Farkındalık Ayı

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Göktürk Maralcan, meme kanserinde erken tanının tedavideki başarı şansını artırdığını söyledi. Prof. Dr. Göktürk Maralcan, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle açıklama yaptı. Meme kanserinde tanı, tedavi ve tedavi sonrası takiplerin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Maralcan, “Başarı için bu aşamaların hepsi ayrı ayrı önemlidir. Süreçleri doğru yönetmek gerekir” dedi. Meme kanseri ameliyatlarının çok çeşitli olduğunu anımsatan Prof. Dr. Maralcan, meme kanseri ameliyatlarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Cerrahi tedavi meme kanseri için başlıca tedavi yöntemidir. Meme cerrahı, hastayı her yönü ile değerlendirip kararını verir. Her hastada hastalık farklı seyrettiğinden uygulanan cerrahi tedavi de farklı olur. Memeye ve koltuk altı lenf bezlerine işlem yapılır. Kanserin başlangıç yerini ortadan kaldırır. Hastalığının durumuna göre her hastada ameliyatın genişliği de değişir. Nadir de olsa ameliyatın riskleri olabilir ancak deneyimli ve başarılı bir ekiple bu riskler en aza indirilir. Meme kanseri cerrahi tedavisinde; meme koruyucu ameliyatlar, memenin çıkarılıp meme derisinin korunduğu aynı seansta meme oluşturulduğu ameliyatlar, memeyle birlikte koltuk altı lenf bezlerinin de çıkartıldığı ameliyat gibi çeşitli ameliyatlar mevcuttur.” Başarılı sonucun deneyimli ve başarılı bir ekibin bir araya geldiği merkezle mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Maralcan, şöyle devam etti: “Deneyimli merkezin özünde; meme cerrahı, medikal onkolog, radyolog, patolog, nükleer tıp uzmanı, fizyoterapist, psikolog, diyetisyen ile daha birçok unsur bulunmaktadır. Böyle bir merkezde “meme konseyi” denilen bir oluşum da mevcuttur. Bu konseyde haftanın bir günü tüm meme kanseri hastaları değerlendirilir, hastalarının tedavi şekilleri, ameliyatları, ışın tedavileri, takipleri yani tüm ayrıntılar konuşulur, tartışılır ve karara bağlanır. Hastaların tedavi planları yapılır. Böylece hastalar güncel bilgiler ışığında deneyimli multidisipliner bir ekip tarafından tedavi ve takip şansına sahip olurlar. Meme kanseri farkındalık ayında biz de farkındalığı yüksek bir merkez olarak meme kanserine dikkat çekiyor ve hastalarımızın mücadelesinde yanlarında olmaya devam ediyoruz. Kanserle mücadelenizde ekip olarak yanınızdayız.”

Meme Kanserinde Erken Tanı, Hayatınızı Kurtarabilir! Haber

Meme Kanserinde Erken Tanı, Hayatınızı Kurtarabilir!

Meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolsüz şekilde büyüyerek tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Genellikle süt kanalları ve süt bezlerinden başlar. Meme kanserinin iki ana türü vardır: İnvaziv (Yayılım Gösteren) Karsinom: Bu türde, kanserli hücreler meme dokusunu aşarak çevre dokulara yayılma potansiyeline sahiptir. Meme kanserlerinin çoğu invaziv karsinomdur ve yayılma gösterir. Yayılma özelliği gösteren kanserler arasında, meme kanallarını oluşturan hücrelerden kaynaklanan duktal karsinom, en sık rastlanan türdür. Bu kategori altında beş farklı alt tür bulunmaktadır. Noninvaziv (Yayılma Göstermeyen) Karsinom: Bu türde, kanser hücreleri memedeki süt kanallarında veya lobüllerde kalır ve yayılma göstermez. Noninvaziv karsinom kategorisi altında ise iki farklı alt tür bulunmaktadır. Meme Kanseri Risk Faktörleri Değiştirilebilen Risk Faktörleri: Hareketsiz yaşam: Fiziksel aktivite eksikliği, meme kanseri riskini artırabilir. Fazla kilolu ya da obez olmak: Aşırı kilo, meme kanseri gelişimine zemin hazırlayabilir. Sigara kullanmak: Sigara içmek, kanser riskini yükselten önemli bir faktördür. Hiç doğum yapmamış olmak: Çocuk sahibi olmamak, meme kanseri riskini artırabilir. Geç yaşta (35 yaş ve üzeri) anne olmak: 35 yaş sonrası doğum yapmanın, meme kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Hiç emzirmemiş olmak: Emzirmenin, meme kanseri riskini düşürücü etkisi vardır. Menopoz sonrası hormon tedavisi kullanmak (HRT): Menopoz sonrası uzun süreli hormon tedavisi kullanmak risk oluşturabilir. Alkol kullanmak: Alkol tüketimi de meme kanseri riskini artıran faktörlerdendir. Değiştirilemeyen Risk Faktörleri: Kadın olmak: Meme kanseri, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 100 kat daha fazla görülmektedir. Yaş almak: Yaş ilerledikçe, meme kanseri riski artar. Genetik yatkınlık: BRCA1 ve BRCA2 genlerine sahip olmak, meme kanseri riskini artıran önemli bir faktördür. Ailede meme kanseri öyküsü: Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) meme kanseri bulunması, riskin iki kat artmasına yol açar. Ancak, meme kanserlerinin yaklaşık %85'inin, ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan kadınlarda görüldüğünü unutmamak önemlidir. Bir memede kanser olması: Bir memede kanser teşhisi konmuş olması, diğer memede veya aynı memenin diğer bölgelerinde kanser görülme riskini artırır. İyi huylu meme kitleleri: Fibroadenom gibi bazı iyi huylu oluşumlar, ilerleyen dönemde meme kanseri riskini artırabilir. Erken adet görmek: 12 yaş öncesi adet görmeye başlamak, meme kanseri riskini yükseltebilir. Geç menopoza girmek: 55 yaş ve sonrasında menopoza girmek, risk faktörlerinden biridir. Radyoterapi geçmişi: Göğüs kafesi bölgesine alınan radyoterapi, uzun vadede meme kanseri riskini artırabilir. Meme Kanseri Belirtileri Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin ele gelmesi veya hissedilmesidir. Ancak, ele gelen kitle olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler de meme kanserine işaret edebilir: Bir memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi Memede ya da meme ucunda ağrı Meme derisinde kaşıntı ve yanma, özellikle egzama veya mayasıl gibi yangısal durumlarla birlikte Meme ucunda çekilmeler Memede portakal kabuğu görünümü Meme derisinde tahriş Tek taraflı meme ucunda akıntı, özellikle kanlı akıntı Memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, meme şeklinin değişmesi Meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma veya kalınlaşma Koltuk altında kitle Medical Point Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül, Erken Tanının Önemi ve Tedavi Yöntemleri Hakkında Şunları Belirtti: Meme kanseri, erken evrelerinde genellikle belirti vermez. Bu nedenle düzenli kontroller ve tarama programları son derece önemlidir." Kadınların kendi kendine meme muayenesini (KKMM) öğrenmeleri ve düzenli olarak yapmaları, erken tanı için kritik bir adımdır. Erken dönemde meme kanserine tanı konması, tedavi başarısını artırır ve sağ kalım süresini uzatır. Bu nedenle, 40-69 yaş aralığındaki tüm kadınlara 2 yılda bir mamografi çektirmeleri önerilmektedir. Risk faktörü yüksek olanlar için ise bu tarama, yılda bir kez yapılabilir. Meme Kanserinin Teşhisinde Kullanılan Yöntemler Mamografi: Memeyi X ışınları ile inceleyen radyografik bir görüntüleme yöntemidir. Erken teşhis için en etkili yöntemlerden biridir. Ultrasonografi: Özellikle memede kitle varlığında, kitlelerin özelliklerini değerlendirmek için kullanılır. MR (Manyetik Rezonans) Taraması: Yüksek risk taşıyan bireylerde veya mamografi ile net sonuç alınamadığında başvurulan bir yöntemdir. Biyopsi: Şüpheli bir kitle tespit edildiğinde, kitleye ait dokunun alınarak patolojik inceleme yapılmasıdır. Meme Sintigrafisi: Ağrısız ve güvenilir bir inceleme yöntemidir. Yan etki ve alerji oluşturma olasılığı minimum düzeydedir. Meme Kanseri Tedavisi Meme kanseri tedavisi, hastalığın evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik göstermektedir. Cerrahi Müdahale: Kanserli dokunun çıkarılması (lumpektomi veya mastektomi), en yaygın tedavi yöntemidir. Radyoterapi: Cerrahiden sonra kalan kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek için ilaç tedavisi uygulanır. Genellikle cerrahiden önce veya sonra yapılabilir. Hormon Tedavisi: Hormona duyarlı kanserlerde, hormon seviyelerini düzenleyerek kanserin ilerlemesini engellemeyi amaçlar. Hedefe Yönelik Tedavi: Kanser hücrelerinin belirli özelliklerine yönelik ilaçlar kullanılarak yapılan bir tedavi yaklaşımıdır. Medical Point Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül, toplumda meme kanseri farkındalığının artırılmasının önemine dikkat çekiyor: "Kendi vücudumuzu tanımak, belirtileri gözlemlemek ve düzenli kontroller yaptırmak, erken teşhis için atılacak en önemli adımlardır. Meme kanseri korkulacak bir hastalık değil, ancak ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunudur." dedi

Meme Kanseri Farkındalık Ayı Haber

Meme Kanseri Farkındalık Ayı

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı / Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, meme kanserinin kadınlarda daha yaygın olmakla birlikte, erkeklerde de görülebileceğini söyledi. Prof. Dr. Yıldırım, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle yaptığı açıklamada “Çoğu durumda, meme ile ilgili sorunlar meme kanserinden kaynaklanmaz. Ancak yaşanabilecek herhangi bir sorunda da mutlaka bir doktorla görüşmek gerekir” dedi. Prof. Dr. Yıldırım, yaygın meme sorunlarından bazılarını şöyle sıraladı: “Memelerde yumru oluşumu, tek meme kitlesi, memede ağrı, meme hassasiyeti, meme ucu akıntısı (Meme uçlarından gelen berrak, beyaz, sarı, yeşil veya kırmızı renkteki sıvı), meme ucunun içe doğru dönmesi (Meme uçlarının dışarıya doğru değil içeriye doğru bakması), meme derisinde kızarıklık veya buruşma gibi değişiklikler.” Bu sorunların her yaşta ortaya çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Yıldırım, “Bu sorunlardan herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza görünün. Meme sorunları genellikle acil bir durum değildir, ancak mümkün olan en kısa sürede kontrole gitmelisiniz. Ciddi bir şey varsa, bunu hemen öğrenmek önemlidir. Doktorunuz sadece bir muayene yaparak ne olduğunu söyleyebilir. Aksi takdirde, bazı testler isteyebilir veya sizi bir uzmana yönlendirebilirler” şeklinde konuştu. Meme Kanseri Nedir? Meme kanserinin, memedeki normal hücreler değiştiğinde ve kontrolden çıktığında meydana geldiğini ifade eden Prof. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti: “İnsanlar bazen meme kanseri olduklarını, memelerinde bir kitle buldukları için keşfederler. Diğer zamanlarda, kanser, kitle hissedilmeden önce rutin bir tarama testi sırasında bulunur. Memenizde bir yumru hissederseniz, hemen doktorunuza veya hemşirenize görünün. Göğüs yumruları kanser olmayan rahatsızlıklardan kaynaklanabilir. Ancak tüm yumruları kontrol ettirmelisiniz.” Yapılabilecek Testler “Doktorunuz, bireysel durumunuza göre hangi testlere ihtiyacınız olduğuna karar verecektir” diyen Prof. Dr. Yıldırım, meme sorunlarını değerlendirmek için kullanılan yaygın testleri ise şu şekilde belirtti: ● Meme ultrasonu: Bu, göğsünüzün iç kısmının resimlerini oluşturmak için ses dalgalarını kullanan bir görüntüleme testidir. Diğer şeylerin yanı sıra, bir yumrunun katı mı yoksa sıvıyla dolu mu olduğunu gösterebilir. ● Meme biyopsisi: Biyopsi sırasında, doktor bir iğne kullanarak şüpheli meme dokusundan bir veya daha fazla küçük örnek alır. Örnekler daha sonra kontrol edilmek üzere laboratuvara gönderilir. ● Μamogram: Mamogramlar, memenin özel röntgenleridir. Meme Kanseri Tedavisi Prof. Dr. Yıldırım, meme kanseri teşhisi konulan kişilere genellikle uygulanan tedavileri şöyle sıraladı: Ameliyat: Meme kanseri genellikle kanseri çıkarmak için ameliyatla tedavi edilir. Meme kanseri olan birçok kişi iki tip ameliyat arasında seçim yapabilir: a) Mastektomi, tüm memenin çıkarıldığı bir ameliyattır (Bu seçenekte memenin yeniden yapılandırması için ameliyat olup olunmayacağı ve zamanına karar vermek gerekebilir). b) Meme koruyucu cerrahi, kanseri ve etrafındaki sağlıklı doku bölümünü çıkarmak için yapılan bir cerrahidir. Bu seçenekte meme korunur. Ancak genellikle ameliyattan sonra radyasyon tedavisi gerekir. Radyasyon tedavisi: Radyasyon kanser hücrelerini öldürür. Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerini öldüren veya büyümelerini durduran ilaçlar için kullanılan tıbbi terimdir. Bazı insanlar kanseri küçültmek ve çıkarılmasını kolaylaştırmak için ameliyattan önce bu ilaçları alırlar. Bazıları ise kanserin büyümesini, yayılmasını veya geri gelmesini önlemek için ameliyattan sonra bu ilaçları alırlar. Endokrin tedavisi: Bazı meme kanseri türleri östrojen hormonuna yanıt olarak büyür. "Endokrin tedavisi", östrojeni bloke eden veya vücudunuzun östrojen üretmesini engelleyen tedaviler anlamına gelir. Hedefli tedavi: Bazı ilaçlar yalnızca belirli özelliklere sahip kanserlerde işe yarar. Doktor tarafından hastanın bu tedaviye yanıt verecek bir kanser türü olup olmadığını görmek için test yapılabilir. İmmünoterapi: Bu, kanser büyümesini durdurmak için vücudun enfeksiyonla savaşma sistemiyle birlikte çalışan ilaçlar anlamına gelir. İmmünoterapi, belirli tipteki ileri meme kanserlerini tedavi etmek için kemoterapiyle birlikte kullanılabilir. Meme kanseri tedavisi görmek birçok seçim yapmayı gerektirir. Hastanın hangi ameliyatı olacağına karar vermesinin yanı sıra, hangi ilaçları ne zaman alacağını da seçmesi gerekebilir.” Kanser haberi almanın stresli ve üzücü olabileceğini ancak meme kanseri olan birçok kişinin tedaviden sonra çok iyi durumda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yıldırım, sonraki süreçte yapılması gerekenlerle ilgili şu önerilerde bulundu: “İlaçlarınızın hepsini talimatlara uygun şekilde alın. Doktorunuzun ziyaretler ve testler konusunda verdiği tüm talimatlara uyun. Tedavi sırasında herhangi bir yan etki veya sorun yaşarsanız doktorunuzla görüşün. Duygusal sağlığınıza da dikkat etmeniz önemlidir. Bazı insanlar destek gruplarına katılmayı veya benzer bir deneyim yaşayan diğer insanlarla konuşmayı faydalı bulur.”

“Meme Kanseri Her 5 Hastadan 1'inde Tekrar Ediyor” Haber

“Meme Kanseri Her 5 Hastadan 1'inde Tekrar Ediyor”

Meme kanserinin tedavi edildikten sonra tekrar nüksedebileceğine değinen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Teker, “Erken evrede yüzde 80 hasta süreci sorunsuz atlatabiliyor. Buna rağmen, yüzde 20'lik bir grupta kanserli doku çıkarılmasından çok sonra bile vücudun farklı bölgelerinde yeniden oluşabiliyor” dedi. Meme kanserinin tedavi edildikten sonra tekrar nüksedebileceğine değinen Prof. Dr. Teker, “Erken evrede yüzde 80 hasta süreci sorunsuz atlatabiliyor. Buna rağmen, yüzde 20'lik bir grupta kanserli doku çıkarılmasından çok sonra bile vücudun farklı bölgelerinde yeniden oluşabiliyor” dedi. Prof. Dr. Teker, meme kanseri tedavisi alan hastalarda hastalığın tekrar etmesiyle ilgili endişelerinin olduğunu vurguladı. “Hastalığım nüksederse aynı süreçleri tekrar mı yaşayacağım, vücudun farklı bölgelerinde yeniden oluşursa atlatabilir miyim gibi” endişelerin hâkim olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Teker, “Herhangi bir ağrı olduğu zaman hastalarımız bunu farklı şeylere yorabiliyor. Yani herkeste böyle bir kaygı olabiliyor, biz hekimlerde de var. Bu kaygıları önemsiyoruz, çünkü bilinmeyene karşı korku son derece insani bir duygudur. O yüzden bütün hastalarımızla alarm belirtilerini, tekrarlama risklerini ve ihtimal bir tekrarlama durumuna karşı alabileceğimiz önlemleri paylaşıyoruz” şeklinde konuştu. “Korkunun çözümü içinizde saklı” Teker, meme kanseri hastalarının hastalığın yeniden nüksetmesiyle ilgili korkularıyla nasıl başa çıkılabileceğiyle ilgili şu önerilerde bulunarak, “Bu durum biraz mizaç yapısıyla ve geçmiş yaşam deneyimleriyle de alakalı. Kimi bireylerin kaygı düzeyleri diğerlerinden yüksek olabilir. Bazen yaşadıkları panik, depresyon, öfke ve çaresizlik gibi ruhsal durumlar günlük yaşamlarını dahi etkileyebilir. Biz tüm hastalarımıza herhangi bir tereddüt hissettiklerinde bize başvurmalarını anlatıyoruz. Onlara şunu da açıklıyoruz; korkuyu azaltmak ve korkunun çözümü ancak sizin içinizde ve sizin tarafınızdan bulunabilir. Bazen psikiyatri, akupunktur ve meditasyon gibi yöntemler de öneriyoruz. Belli düzeyde kaygı kişi tarafından yönetilebilir ancak daima aşırı korkuyla yaşamak bağışıklığı zayıflatır. Korkudan korunmak kadar korkuyu içtenlikle göğüslemek de önemlidir. Bu tür zorlayıcı duygu durumu içinde yaşayanlara ‘Stresinizi kontrol etmekte zorlanıyorsanız hayatınızda strese neden olan faktörleri azaltacak birtakım değişiklikler yapabilirsiniz' diyorum. Beden ve ruhun bütünlüğünü sağlamak her zaman bağışıklık sistemini güçlendiren yöntemlerin devreye girmesiyle mümkündür” ifadelerini kullandı. “İyimser davranılsa da belirtiler göz ardı edilmemeli” Aşırı kaygılı olanların tam zıddı hasta grubuyla da bazen karşı karşıya geldiklerini belirten Prof. Dr. Teker, “Bu hastalar ben iyiyim, bir şeyim yok, geçti gitti gibi iyimser davranış modeli içinde olmayı tercih ediyorlar. Tabii ki iyimserlik ve pozitif tutum her insanın hayatında benimsemesi gereken bir davranış türü. Ancak bu tutum içindeki hastaların bazılarının hastalıklarını bilmediklerini, yakınları tarafından gizlendiğini de görüyoruz. Bu davranış modeli zararsız gibi görünse de belirtileri göz ardı etme riski içerdiği de bir gerçektir” ifadelerine yer verdi. “Hastalığın bütün hayatınızı kontrol altına almasına izin vermeyin” Hastalara uyarılarda bulunan Prof. Dr. Teker, “Hastalığın bütün hayatınızı kontrol altına almasına izin vermeyin. Ya tekrar çıkarsa, ya yayılma yaparsa gibi kaygılarla hayatla ilgili planlarınızdan vazgeçmeyin. Aşırı iyimser veya aşırı kötümser olmak yerine dengeli olmayı seçmek her zaman daha yararlıdır. Vücudunuzu iyi tanıyın, şikayetlerinizi takip edin. Çoğu kişi grip olunca öksürür sonra geçer, geçmeyen veya artan şikayetlerinizde hekime başvurmayı ertelemeyin. Öz tedavi gücünüz, çoğu zaman düşündüğümüzden de etkilidir. Kendinize mutlaka yeterli zamanı ayırın. Sağlığınızı ve rahatınızı eğlenerek koruyun” diye konuştu.

Medical Point Gaziantep Hastanesi’nden Meme Kanseri Farkındalık Etkinliği Haber

Medical Point Gaziantep Hastanesi’nden Meme Kanseri Farkındalık Etkinliği

Meme kanserinin olası belirtileri arasında şunlar yer alır: Memede veya koltuk altında hissedilen kitle veya sertlik Meme cildinde görülen kızarıklık veya şişlik Memede boyut veya şekil değişiklikleri Meme başında kanlı veya iltihaplı akıntı Memede çökme veya asimetri Bu tür belirtilerden biri veya daha fazlası fark edilirse, bir sağlık kuruluşuna başvurmak ve muayene olmak erken teşhis ve tedavi açısından son derece önemlidir. Erken Teşhis ve Tarama Yöntemleri; Meme kanserinin tedavisinde en etkili yöntemlerden biri erken teşhiste yatmaktadır. Bu nedenle, düzenli kontroller ve tarama testleri büyük önem taşımaktadır. 40 yaşından itibaren her kadının yıllık mamografi çektirmesi önerilmektedir. Ayrıca, kendi kendine meme muayenesi yapmak, erken belirtileri fark etmek için etkili bir yöntemdir. Kendi kendine muayene için en uygun zaman, adet dönemi sonrası günlerdir. Bu dönemde memelerinizi muayene ederek kitle veya değişiklikleri gözlemleyebilirsiniz. Herhangi bir anormallik hissettiğinizde, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Tedavi Seçenekleri; Medical Point Gaziantep Hastanesi, meme kanseri tanısı almış hastalar için kapsamlı bir tedavi yelpazesi sunmaktadır. Tedavi seçenekleri, hastanın kanser evresine, genel sağlık durumuna ve bireysel tercihlerine göre değişiklik göstermektedir. Genel olarak sunulan tedavi yöntemleri arasında şunlar bulunmaktadır: Cerrahi Müdahale: Tümörün çıkarılması veya memenin kısmi/ tamamen alınması. Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek veya büyümesini durdurmak amacıyla kullanılan ilaç tedavisi. Radyoterapi: Hedeflenen bölgeye yüksek enerjili ışınlar uygulanarak kanser hücrelerinin yok edilmesi. Hormon Tedavisi: Hormon reseptör pozitif kanserlerde hormon düzeylerini dengelemek için uygulanan tedavi. Hastanemiz, her hastaya özel bir tedavi planı oluşturarak en iyi sonuçları elde etmeyi hedeflemektedir. Psikolojik Destek ve Rehabilitasyon Meme kanseri tanısı almak, hastalar için duygusal olarak zorlu bir süreçtir. Bu nedenle, Medical Point Gaziantep Hastanesi olarak psikolojik destek hizmetlerimize büyük önem vermekteyiz. Uzman psikologlarımız, hastalarımıza bu zorlu süreçte rehberlik ederek stres yönetimi ve duygusal destek sunmaktadır. Süreçte tüm imkanlarımızla hastalarımıza destek olmaktayız. Medical Point Gaziantep Hastanesi Genel Cerrahi Ekibi: “Sağlığınız için gerekli önlemleri almayı ve düzenli kontrollerinizi ihmal etmemeyi unutmayın. Erken tanı hayat kurtarır! Medical Point Gaziantep Hastanesi olarak, alanında uzman ekibimizle sizlere en iyi hizmeti sunmak için buradayız. Sağlığınızla ilgili her türlü bilgi ve destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Meme kanseriyle mücadelede en önemli unsurlardan biri, toplumda farkındalığı artırmak ve erken tanıyı teşvik etmektir. Sağlıklı günler dileriz.

Ailede Meme Kanseri Öyküsü Varsa Risk Artıyor Haber

Ailede Meme Kanseri Öyküsü Varsa Risk Artıyor

Dünyada her yıl binlerce kadının meme kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çeken Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ali Yağcı, bu konuda kadınları uyardı. Doç.Dr. Yağcı şu bilgileri verdi: “Meme kanserinin gelişiminde, genetik, çevresel, hormonal, sosyo-biyolojik ve psikolojik etkenler gibi kişiden kişiye farklılık gösteren birçok faktör etken olsa da, aslında tüm kadınlar meme kanseri riski taşımaktadır. Bu nedenle Her kadının her ay kendi kendine elle meme kontrolü yapması erken teşhiste hayati önem taşımaktadır.40 yaşından sonra ise her kadının yılda bir kez düzenli olarak meme muayenesi ve mamografi yaptırması gerekmektedir. Yaş ilerledikçe meme kanserine yakalanma oranı artmaktadır. Özellikle 1.derecede akrabalarında meme kanseri öyküsü olan ve daha önce meme kanseri tedavisi olmuş kadınlarda meme kanserine yakalanma riski vardır. “dedi. Erken Teşhis Hayat Kurtarır Meme kanserine erken evrede tanı konmasının tedavinin başarı oranını arttırdığını ve ölüm riskini önemli oranda azalttığını söyleyen Doç. Dr. Yağcı,” Meme tetkiklerinin düzenli olarak yapılması ve erken teşhis ile meme kanserinin artık tamamen tedavi edilebilir bir hastalık  ancak yüksek risk grubunda olan kadınların tarama programlarına daha erken dönemde girmesi gerekiyor. Özel Gaziantep Anka Hastanesi olarak tedavi sürecinde hastalarımızı asla yalnız bırakmıyoruz. Uzman psikoloğumuz ile onlara destek oluyor, onların hayata tutunmalarını ve hastalıkla savaşmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz” “diye konuştu

Ailede Meme Kanseri Öyküsü Varsa Risk Artıyor Haber

Ailede Meme Kanseri Öyküsü Varsa Risk Artıyor

Dünyada her yıl binlerce kadının meme kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çeken Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ali Yağcı, bu konuda kadınları uyardı. Doç. Dr. Yağcı, “Meme kanserinin gelişiminde, genetik, çevresel, hormonal, sosyo-biyolojik ve psikolojik etkenler gibi kişiden kişiye farklılık gösteren birçok faktör etken olsa da, aslında tüm kadınlar meme kanseri riski taşımaktadır. Bu nedenle Her kadının her ay kendi kendine elle meme kontrolü yapması erken teşhiste hayati önem taşımaktadır. 40 yaşından sonra ise her kadının yılda bir kez düzenli olarak meme muayenesi ve mamografi yaptırması gerekmektedir. Yaş ilerledikçe meme kanserine yakalanma oranı artmaktadır. Özellikle 1.derecede akrabalarında meme kanseri öyküsü olan ve daha önce meme kanseri tedavisi olmuş kadınlarda meme kanserine yakalanma riski vardır“ dedi. “Erken teşhis hayat kurtarır” Meme kanserine erken evrede tanı konmasının tedavinin başarı oranını arttırdığını ve ölüm riskini önemli oranda azalttığını söyleyen Doç. Dr. Yağcı, "Meme tetkiklerinin düzenli olarak yapılması ve erken teşhis ile meme kanserinin artık tamamen tedavi edilebilir bir hastalık ancak yüksek risk grubunda olan kadınların tarama programlarına daha erken dönemde girmesi gerekiyor. Özel Gaziantep Anka Hastanesi olarak tedavi sürecinde hastalarımızı asla yalnız bırakmıyoruz. Uzman psikoloğumuz ile onlara destek oluyor, onların hayata tutunmalarını ve hastalıkla savaşmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Meme Kanseri Erken Teşhis Oranlarında Artış Sağlandı Haber

Meme Kanseri Erken Teşhis Oranlarında Artış Sağlandı

Farkında ol harekete geç Sağlık Bakanlığından, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla bu yıl "Farkında Ol Harekete Geç" sloganının kullanılacağı belirtildi. Pembe tema rengiyle bilinen bu özel ayda, meme kanseri konusunda çalışan tüm paydaşlarla bir dizi kampanya ve programların yürütüleceği aktarılan açıklamada, "Bu çalışmalarla insanların meme kanserine neden olan genel ve kişisel risk faktörleri konusunda bilgilendirilmesi ve eğitilmesi, uygun yaştan başlayarak düzenli taramanın öneminin vurgulanması, hastalık hakkında ihtiyaç duyulan destek ve araştırma alanları konularında farkındalığın artırılması hedeflenmektedir." ifadesine yer verildi. Açıklamada, meme kanserinin, Dünya Sağlık Teşkilatı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı verilerine göre, dünyada kadınlarda yeni tanı konulan kanserlerin yüzde 23,8'ini oluşturarak ilk sırada yer aldığı belirtilerek, meme kanserinin her yıl yaklaşık 2,3 milyon kadının hayatını etkilediği ve Türkiye'de ise yılda yaklaşık 27 bin kadına meme kanseri tanısı konulduğu kaydedildi. Erken teşhis hayat kurtarır Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan "Türkiye Kanser Kontrol Programı" ile meme kanserinde de erken teşhis oranlarında büyük artış sağlandığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "En son ulusal kanser istatistiklerine göre, yeni tanı alan meme kanserlerinin yüzde 48,3'ü lokalize kanserler iken yüzde 10,5'i uzak organ tutulumlu kanserlerdir. Türkiye Kanser Kontrol Programı dahilinde tarama stratejilerinin yanı sıra korunma ve önleme programları ile halkın konuya ilişkin bilinçlendirilmesi çalışmaları da etkili olarak yürütülmektedir. Bu bağlamda kadınların öncelikle meme kanserinin risk faktörleri, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri konularında bilgilendirilmesi, kanserden korunacak sağlıklı yaşam koşullarına yönlendirilmesi önemlidir." "Meme kanserine erken tanı konulması, sağ kalım süresini artırmaktadır" Açıklamada, meme kanserinin kadınlarda görülme sıklığının erkeklerden 100 kat fazla olduğu ve yaş ilerledikçe (40 ve üstü yaşta) meme kanseri görülme riski ve sıklığının arttığı uyarısında bulunuldu. Türkiye Kanser Kontrol Programı kapsamında yürütülen meme kanseri taramaları için belirlenmiş standartlara göre, kendi kendine meme muayenesinin 20 yaştan itibaren ayda bir, klinik meme muayenesinin de 20 yaştan itibaren 2 yılda bir ve 40 yaştan itibaren yılda bir kez yaptırılması gerektiği vurgulanan açıklamada, mamografinin ise 40-69 yaş arası kadınlarda 2 yılda bir kez yaptırılması gerektiği ifade edildi. Açıklamada, "Meme kanserine erken dönemde tanı konulması, tedavide başarıya ulaşma ve sağ kalım süresini artırmaktadır. Erken teşhiste en önemli faktör, kadınların bu konuda bilinçlenmesi ve taramalarını düzenli olarak yaptırmalarıdır." uyarısında bulunuldu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.