Hava Durumu

#Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gaziantep’te işçi katliamı var Haber

Gaziantep’te işçi katliamı var

Karaca, “Gaziantep’te tekstil fabrikaları ihracat ve büyüme rekorları kırarken bu başarının ardında işçilerinin ellerinin kollarının olduğu düzen var.” dedi. Toplantıya katılan ve ellerini kaybeden işçilerden biri olan Ali Zorkuşçu ise, “Akınal’da çalışırken hesaplayamayacağım kadar iş kazasına şahit oldum, bir o kadarını da duydum. İş güvenliği önlemleri hiç alınmıyor ve gördüğümüz sorunları defalarca yetkililere söylememize rağmen hiçbir önlem alınmadı” dedi. ÖNLEMLERİN BİR AN ÖNCE ALINMASINI İSTİYORUM  Kalifiye eleman olarak çalıştığı ve yeni açılan bölümde iş güvenliği önlemi alınmadığı için 8 Ocak’ta bir kaza geçirdiğini ifade eden Ali Zorkuşçu “İş kazası geçirdikten sonra beni suçlayıp ‘sen kalifiye elemansın böyle bir şeyi nasıl yaparsın?’ dediler. İş güvenliği uzmanları sadece evrak üzerinden iş yapıyor, önlem almıyor. Buradan iş güvenliği uzmanlarına sesleniyorum, defalarca söylememe rağmen alınmayan önlemlerin bir an önce alınmasını istiyorum. Benden sonra gelecek arkadaşlarımın bu duruma düşmelerini istemiyorum. Ama benden sonra da iş kazası olduğunu içerideki arkadaşlardan öğreniyorum.” dedi.  Geçirdiği kaza sonrası Deva Hastanesinde tedavi gördüğünü ve 9 operasyon geçirdiğini belirten Zorkuşçu “Tedavim hala sürüyor, işyerinden biri arayıp durumumu sormadı. Her hastaneye gittiğimde fabrikadan izin istemek zorunda bırakıldım. En iyi şekilde tedavi edileceğimi söylemişlerdi ancak ilk ameliyattan sonra kimseyi görmedim.” şeklinde konuştu.  PARMAKLARIMI KAYBETTİM Toplantıya katılan diğer işçi Mustafa Tomurcuk 3,5 yıl önce iş kazası geçirdiğini ve parmaklarını kaybettiğini söyledi. Kendisinden önce de Mehmet Taşdemir isimli bir başka işçinin aynı şekilde parmaklarını kaybettiğini ancak bir önlem alınmadığını ifade eden Tomurcuk “Formen de o makinenin arızalı olduğunu biliyordu, biz de defalarca söyledik ama ona rağmen mahkemede bir başka işçiye duruşmada ‘Mustafa elini bilerek soktu’ dedirttiler. 3,5 yıldır davam devam ediyor, 9 duruşma oldu, hala orada da ilerleme yok.” dedi.  İşçilerin ardından söz alan Sevda Karaca, “Bunlar Antep’te kırılan ihracat rekorlarının arkasında yatanlar. Bu büyümenin asıl sahipleri işçiler ama onların payına düşen kölece çalışma koşulları, sefalet ücretleri ve parçalanan eller. Bunlara karşı ses çıkaran ve örgütlenmek isteyen işçilere karşı patronlar Anayasal suçlar işliyor ve devletin tüm kurumlarını da arkalarında hizaya çekiyorlar. İşçilere bu koşulları dayatanlara bir kez bile denetime gitmemiş Çalışma Bakanlığı da bu işlenen suçların ortağıdır. Sorumluların yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz. Uzun yargı süreçleri işçileri hak mücadelesi vermekten uzaklaştırıyor ve bu uzun yargı sürecinin kendisi bir hak gaspına sebep oluyor. Adalet Bakanlığına bu konuda sorumluluk düşüyor.” dedi.   DENETİM YAPMASI GEREKİYOR  Başpınar patronlarının işçilerin iş kazası raporu almamalı için özel hastanelerle düzenek kurduklarını ifade eden Karaca, “Özel hastane patronları ile Başpınar patronları arasında bu cinayet düzeneğine ilişkin bir işbirliği olduğunun farkındayız. Sağlık bakanlığı bu suça ortak olmak istemiyorsa hemen bir denetim yapması gerekiyor.” diye seslendi.   “YALNIZ DEĞİLSİNİZ” Bunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, Bakan Vedat Işıkhan’a da soru önergesi verdiğini belirten Karaca, “İşçilerin mezbaha dedikleri Akınal hakkında bir denetim ve soruşturma istiyoruz.” dedi.  İş cinayeti ve kazası mağdurlarına seslenen Karaca “Çarklar arasında öğütülen işçiler kendilerini yalnız hissediyorlar. Haklarını ararken yalnız olduklarını düşünüp vazgeçiyorlar. Yalnız değilsiniz. İşçilere emek partisinin kapısı açık. Gelin, bu iş cinayeti düzeneğini hep birlikte değiştirelim” dedi.

“Hiçbir yönetmelik anayasadan üstün değil” Haber

“Hiçbir yönetmelik anayasadan üstün değil”

Bugün Başpınar’dan kent merkezine yürümek isteyen işçiler polis tarafından engellenmek istenirken, işçilerin yürüyüşüne Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da katılarak destek verdi. “BUNA İZİN VERMEMELİYİZ” İşçilerin direnişine destek veren EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Polis amirleriyle görüştük. 'İşçilerin haklı talepleri var, işlerini istiyorlar, önümüzü açın' dedik. Polis amiri bize 2911 sayılı kanunu gösterdi. '48 saat önce izin almalıydınız' dedi. Vali ile görüşüp 'Şireci işçilerinin talepleri var, açın bu barikatı' demek için kendisini aradım. Kendisi Cumhurbaşkanı Yardımcısı kentte olduğu için telefonlarıma cevap vermedi. Özel kalemi ile görüştüm. Şireci işçilerinin gösterdiği mücadele sizin toplantınızdan daha önemlidir. Bizim önümüze bir yasal düzenleme çıkarmışlar. 'Açıklama yapacağınız belli yerler var' diyorlar. Özel Kalem müdür dönmüyor. Açık ve net, kent merkezinde bürokratlarla yaptıkları toplantılar işçilerden daha önemli. Karar sizin, eğer işçi yürümek istiyorsa anayasal ve yasal hakkıdır. Hiçbir yönetmelik anayasadan üstün değildir. Burada işçilerin temsilcileri var. İşçilerin kararı olmadan, onay alınmadan kimse işçiler adına görüşme yapamaz. Başka kim ki, ben gideyim bu sorunu işçiler adına çözeyim derse bu işçinin iradesini çiğnemektir. Buna izin vermemeliyiz. Sizin birliğiniz her şeyden önemli." diye konuştu.

“Depremzede işçilere, tazminatları verilmeli” Haber

“Depremzede işçilere, tazminatları verilmeli”

İşçilerin taleplerini ve meclisin atması gereken adımları sıraladı. Karaca, depremzede işçilerin kıdem tazminatlarının verilmesi gerektiğini dile getirdi. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Deprem bölgesindeki bütün illerde on binlerce işçi fiilen işten atılmış durumda. Depremde evi yıkılan ya da hasarlı olduğu için yıkılacak olan on binlerce işçi artık o şehirlerde barınacak bir yerleri olmadığı göç etmek zorunda kaldı. Bu yüzden işlerine gidemediler. Bu şehirlere dönme imkânları yok. İşçiler çalıştıkları fabrikalarda yıllarca emek verip hak ettikleri kıdem tazminatlarını alamıyorlar. Kıdem tazminatlarını talep ettiklerinde patronlar bu işçileri kendi istekleriyle istifa etmeye zorluyorlar. Çünkü İş Kanununa göre ne yazık ki, böyle bir felaket yüzünden evi barkı yıkılan, göç etmek zorunda kalan ve bu yüzden artık işe gitmesi mümkün olmayan işçilerin bu durumu tazminatlarını alabilmeleri için geçerli bir mazeret sayılmıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. “dedi. YASAL DÜZENLEME YAPILMALI Deprem bölgesindeki işçilerin büyük hak kayıplarına uğradığını öne süren Karaca, “Deprem bölgesinde bu durumda olan on binlerce işçinin uğradığı bu haksızlığın bir an önce çözülmesi için derhal bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Depremin yakınlarının acısını yaşattığı, hayatlarını yıktığı, evsiz, barksız bıraktığı on binlerce işçinin bir de yıllarca çalışarak hak ettikleri tazminatlarının gasp edilerek beş parasız bırakılması asla kabul edilemez. On binlerce işçinin hayatı ve hakları patronların insafına bırakılamaz. Tek adam yönetimi depremden sonra bir kararnameyle üç ay süresince deprem bölgesi için sözde işten çıkarma yasağı getirmiş, ancak bu yasakta işçilerin tazminatsız işten atılmasına gerekçe yapılan kodlar tıpkı pandemi döneminde olduğu gibi yine kapsam dışı bırakılmış, ve patronlar her zamanki gibi bu boşluğu istismar ederek binlerce işçiyi tazminatsız işten atmıştır. Yani iktidarın sözde işten atma yasağı patronlar için işçileri tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüşmüştür.  Ayrıca, depremden sonra on binlerce işçi işe gidemediği süreler boyunca ücretsiz izine ve resmen açlığa mahkum edilmiştir. Depremin yarattığı koşullar yüzünden hâlâ işe gidemeyen on binlerce işçi var ve bunların büyük bir çoğunluğu işyerlerinden de devletten de hiç bir ücret veya ödenek alamamaktadır. Depremden sonra hükümetin sadece üç aylık OHAL süresi için yürürlüğe soktuğu kısa çalışma ödeneği  uygulaması için getirilen koşullar bu uygulamadan işçilerin büyük çoğunluğunun yararlanmasına engel olmuştur. Deprem bölgesinde kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşulu olarak fabrikanın hasar görmüş olması şartı getirilmiştir, işçilerin büyük çoğunluğu evleri yıkıldığı için işe gidemediği halde. yüz binlerce işçi ve hâlâ gidemeyen on binlerce işçi bu haktan yararlanamamış ve resmen açlığa mahkum edilmiştir. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için derhal bir düzenleme yapılmalı, depremin olduğu günden başlayarak, deprem bölgesinde evi hasar gördüğü ya da yıkıldığı için işe gidemeyen ve fiilen işsiz kalan bütün işçilere geriye dönük hakları verilmeli ve bu işçilere yeniden işe başlayana kadar en az asgari ücret tutarında işsizlik ödeneği verilmelidir. İşçilerden yapılan kesintilerle oluşan işsizlik fonunun, teşvik, kursiyer işçi vb adlar altında patronlara yağmalatılmasına son verilmeli, işsizlik fonu gerçek amacı için kullanılmalı ve deprem bölgesindeki bütün işsizlere koşulsuz ödenek verilmelidir. “dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.