Hava Durumu

#Çocuklar

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Çocuklar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çocuklar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çocuklar Güne Simit-Poğaça İle Başlamamalı Haber

Çocuklar Güne Simit-Poğaça İle Başlamamalı

Okulların açılmasıyla çocukların beslenme düzeni de yeniden şekilleniyor. Sağlıklı ve dengeli beslenme için çocukların beslenme çantasına konulan yiyeceklerin evde hazırlanması gerektiğini söyleyen Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Sağlıklı bir beslenme çantasında besin gruplarından en az birer çeşit bulunması gerekir. Örneğin; süt ürünleri, meyve ve sebze ile et grubu besinlere yer verilmeli. Beslenme çantasında yiyecek çeşidi arttırıldıkça, çocuklar öğünlerini eksiksiz tüketmeye teşvik edilmiş olur” açıklaması yaptı. Sebze ve meyveler, doğranmadan kabuklarıyla konulmalı Sağlıklı beslenme çantasının olmazsa olmazının süt ve süt ürünleri olduğunu ifade eden Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Süt, yoğurt, peynir gibi sütten yapılan besinlerin yer aldığı bu grup özellikle kaliteli protein, kalsiyum, fosfor, çinko, B2 vitamini ve B12 vitamini olmak üzere birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır. Süt ürünleri grubunda yer alan besinler; çocuklarda kemik ve diş sağlığının devamlılığı açısından çok önemlidir” dedi. Dyt. Aksoylu, beslenmede sebze ve meyvelerin atlanmaması gerektiğini de vurgulayarak şunları söyledi: “Sebze ve meyveler vitamin, mineral ve lif deposudur. Bağırsak sağlığının, boşaltım sisteminin dostudur. Bağırsak sağlığı kötü olanın vücut sağlığı iyi olamaz. Yeterli lif alınmadığında da kabızlık problemleri başlar. Beslenme öğününde sadece köfte-makarna tüketmek ile köfte-makarna-salata tüketmek arasında ciddi fark vardır. Çocukların vitamin ihtiyacını gidermek için mutlaka meyve ve sebze tüketmeleri sağlanmalıdır. Sandviçler domates, havuç gibi sebzelerle zenginleştirilebilir. Beslenme çantasında mutlaka meyve de yer verilmelidir. Çantaya konulacak sebze ve meyveler, vitaminlerini kaybetmemeleri için doğranmadan, kabukları ile beraber konulmalıdır.” Ev dışında yemek yeme beslenme alışkanlıklarında belirleyici oluyor Okul çağında kazanılan beslenme alışkanlıklarının çocukların fizyolojik, sosyal ve duygusal gelişimini desteklediğini belirten Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Bu dönemde edinilen beslenme alışkanlığı çocukta oluşabilecek beslenme problemlerinin önüne geçiyor ve okul başarısına katkı sağlıyor. Bu nedenle aileler, çocuklarının beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilgilenmeli” diye konuştu. Reçelli, ballı ekmekler ve kahvaltılık gevreklerden uzak durulmalı Özellikle kahvaltı öğünün okul çağındaki çocukların beslenmesinde çok önemli bir yeri olduğunun altını çizen Dyt. Aksoylu, “Çocuklarda karbonhidrat ağırlıklı, protein yönünden fakir kahvaltılar, öğrenme yeteneklerini azaltır. Reçelli-ballı-çikolatalı ekmekler, tek çeşit simit-poğaça-börek ve kahvaltılık gevreklerden kaçınılması gerekir. Kahvaltıda en önemli besinler olan yumurta ve peynirin yanı sıra, zeytin, kuruyemişler ve avokado gibi sağlıklı yağlar ile mevsim sebzeleri tercih edilebilir. Kahvaltıyı sevmeyen çocuklar ise protein ağırlıklı çorbalar (tavuk suyu, et suyu, baklagil çorbaları) ile güne başlayabilir” dedi. Çocuk evde tek başına değil, aileyle birlikte yemek yemeli “Okul çağı çocuklarının beslenmesinde Omega 3 kaynaklarına yer vermek, vücuttaki bağışıklığı arttırdığı gibi zihni güçlendirir, anlama yeteneğini arttırır” diyen Dyt. Aksoylu, en iyi Omega 3 kaynakları olan balık, kuruyemiş, yumurta ve yeşil sebzelerin beslenmeye mutlaka dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılması sürecinin zorlayıcı olabildiğini belirten Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Alışma sürecini daha basit hale getirmek için çocuklarınıza rol model olmayı deneyebilirsiniz. Çocuğa yiyeceği tek başına yedirmek değil, aile ile hep birlikte yemek daha teşvik edici olacaktır. Çocuk böylece bir zorlanma hissetmeden kendi isteğiyle yemek yiyecektir” şeklinde konuştu.

"14 Bin 528 Çocuğumuzun Aile Ortamında Büyümelerini Sağlıyoruz" Haber

"14 Bin 528 Çocuğumuzun Aile Ortamında Büyümelerini Sağlıyoruz"

Çocuk evleri sitesini kutladı Bakan Göktaş, Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde çocuk evleri sitesi temel atma törenine katıldı. Törene Bakan Göktaş’ın yanı sıra Vali Kübra Güran Yiğitbaşı, milletvekilleri, belediye başkanları ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Bakan Göktaş, çocuk evleri sitesinin hayırlı olmasını diledi. Göktaş konuşmasına şöyle devam etti: Çocuklara koğuş tipi modellerden ev tipi modele geçtik  “Aileyi temel aldığımız bu yeni hizmet modelleriyle çocuklarımızın sıcak bir yuva ortamında yaşamalarını sağlıyoruz. Bu kapsamda çocuk bakım kuruluşlarımızda koğuş tipi modelden ev tipi modele geçerek büyük bir hizmet dönüşümü gerçekleştirdik. Bugün, Türkiye’nin dört bir yanında, bin 185 çocuk evi, 116 çocuk evleri sitesi ve 62 ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesinde 14 bin 528 çocuğumuzun sevgi dolu bir aile ortamında büyümelerini sağlıyoruz. Afyonkarahisar’da ise 13 çocuk evi ve 1 çocuk evleri sitesinde 101 çocuğumuza koruma ve bakım hizmeti sunuyoruz. Biraz sonra temellerini atacağımız çocuk evleri sitesiyle 100 çocuğumuza daha hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir yaşam alanı sunacağız. Bir yandan çocuklarımıza güvenli, destekleyici ve sevgi dolu bir ortam sunarken, diğer yandan onların yeteneklerini geliştirecekleri çeşitli sosyal ve sportif alanlar sağlayacağız. Çocuklarımızı geleceğe en güzel şekilde hazırlayacak çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.” Dünya için umut vaadeden proje 168 bin 959 çocuğu ailelerinin yanında ve sosyal çevresinden koparmadan “Sosyal ve Ekonomik Destek” programıyla takip ettiklerini ifade eden Göktaş, “Ayrıca Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde yürütülen Gönül Elçileri Projesiyle şu an 8 bin 604 koruyucu ailemiz 10 Bin 270 çocuğumuzun bakım ve himayesini üstlendi. Bugün, Gönül Elçileri Projesi uluslararası platformlarda büyük bir ilgiyle takip edilen örnek bir proje haline geldi. Bu hafta 79. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında Birleşmiş Milletler çocuk kuruluşu UNICEF ile koruyucu aile hizmetinin yaygınlaştırılması için Saygıdeğer Hanımefendinin öncülüğünde kıymetli bir adım attık. UNICEF’in dünya için umut vaat eden proje olarak değerlendirdiği Gönül Elçileri Projesi kapsamında koruyucu aile modelimize yönelik bilgi ve tecrübelerimizi bütün dünyaya aktardık. Ve koruyucu aile hizmetimizin güçlü bir şekilde yaygınlaşması için küresel bir seferberlik çağrısında bulunduk” dedi. Çocuklara her alanında destek olmaya devam edeceklerinin bilgisini veren Bakan Göktaş, “Bugün temellerini atacağımız çocuk evleri sitemiz bu amacımıza hizmet edecek kıymetli kuruluşlarımızdan biri olacak. Bunun için Başak ve Özcan Halaç’a, daha önce bağışlarıyla bir huzurevi kazandırdıkları Emirdağ’a şimdi de çocuklarımıza verdikleri değerin bir simgesi olacak bu çocuk evi sitesinin yapılması için imkanlarını seferber ettikleri için teşekkür ediyorum. Halaç ailesi hayırseverlikleriyle her daim ihtiyaç sahiplerinin yanında olmuştur. Benzer şekilde geçtiğimiz ay İstanbul’da bir kuruluş daha yapmak üzere imzaladığımız diğer bir protokolümüz bunun bir göstergesidir. Sadece Emirdağ’a değil, İstanbul’a kazandıracakları çocuk ilk kabul merkezimiz İstanbul’da çok önemli bir ihtiyacı giderecektir. Kıymetli katkılarıyla bugün koruma ve bakım altındaki çocuklarımızın hayatına dokunmak için hep birlikte güzel bir adım atmış olduk” ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından çocuk evleri sitesinin temeli atıldı.

Çocukların "Problemli Davranışları" Yüzde 4 Artış Gösterdi Haber

Çocukların "Problemli Davranışları" Yüzde 4 Artış Gösterdi

DSÖ'nün Avrupa Bölge Ofisine bağlı yürütülen, "Okul Çağındaki Çocukların Sağlık Davranışları" adlı çalışma kapsamında 2021-2022'de yapılan anketin sonuçlarının yer aldığı rapor yayımlandı. Raporda, aralarında Kanada, Danimarka, İngiltere, Almanya, Kazakistan, Kırgızistan dahil, Avrupa ve Asya'dan 44 ülkeden 11,13 ve 15 yaşlarındaki yaklaşık 280 bin çocuğun sosyal medyada ve dijital oyunlarda davranışları incelendi. Kovid-19 sonrası 2022'de, katılımcıların yüzde 11'inin sosyal medyada "problemli" davranışlar sergilediği tespit edildi. Buna göre, aynı kategoride 2018'de kaydedilen yüzde 7'lik oranda yüzde 4 artış kaydedildi. Raporda, kalan katılımcıların yüzde 32'si "yoğun kullanıcı", yüzde 44'ü "aktif kullanıcı" ve yüzde 12'si "aktif olmayan kullanıcı" olarak sınıflandırıldı. Problemli sosyal medya kullanımının 13 yaşındaki çocuklarda yaygın görüldüğü kaydedilen raporda, katılımcıların yüzde 34'ünün her gün dijital oyunlar oynadığı tespit edildi. Raporda, katılımcı çocukların yüzde 22'sinin günde en az 4 saat oyun oynadığı ifade edilirken erkeklerin, kızlara göre daha uzun süre ve daha sık oyun oynadığı ortaya konuldu. Erkekler için günlük dijital oyun oynama süresinin 13 yaşında en yüksek seviyede olduğu belirtilen raporda, kızlar için bu seviyenin en yüksek olduğu yaş 11 olarak kayıtlara geçti. Raporda, katılımcıların yüzde 20'sinin oyun oynamayanlar, yüzde 68'inin "problemli olmayan oyuncular", yüzde 12'sinin "problemli olma riskinde olanlar" şeklinde kategorilere ayrıldığı aktarıldı. Sosyal medya ve dijital oyunların gençlere faydalı olabileceği ifade edilen raporda, bu teknolojilerden faydalanan fakat problemli davranışlar sergileyen çocukların sayısının arttığı belirtildi. Raporda, ülkelerin, gençler için dijital teknolojiye erişimi düzenleyen tedbirleri gözden geçirmesine ihtiyaç duyulduğu ve "sağlıklı çevrim içi davranışların teşvik edilmesi" gerektiği ifade edildi. Sosyal medya ve dijital oyunlarda yaş kısıtlamasının önemine dikkati çekilen raporda, ebeveynlerin ve kanun yapıcı makamların, problemli davranışları tespit edebilecek farkındalığı olması gerektiği vurgulandı.

Çocuklarda boy uzaması sağlık göstergesi Haber

Çocuklarda boy uzaması sağlık göstergesi

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emel Ünsür “15 Nisan Büyümenin İzlenmesi Günü” vesilesiyle çocukların büyüme ve gelişme takiplerinin özellikle hasta olmadıkları dönemlerde yakından takip edilmesi gerektiğini vurguladı. Çocuklarda sağlık değerlendirmesinin en temel göstergesinin “büyüme ve gelişme” olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Ünsür, “Büyüme vücudumuzdaki hücre ve organların kütle ve hacim olarak büyümesi, gelişme, kütle ve hacim olarak gelişen organların işlem ve fonksiyon kazanmasıdır. Sağlıklı bir nesil yetiştirebilmek için çocuklarımızın büyüme ve gelişmelerini yakından takip etmemiz gerekiyor” diye konuştu.  “Büyümenin en hızlı olduğu dönem anne karnındaki dönemdir”  Özellikle toplumumuzda yalnızca hasta olunduğu zaman doktora gitme kültürünün çok yaygın olduğuna işaret eden Doç. Dr. Ünsür, anne babalara sağlıklı çocuklar yetiştirebilmek için büyüme ve gelişme takiplerini hasta olmadıkları dönemlerde de önemseyerek, çocuklarının kontrollerinin periyodik olarak yaptırmalarını önerdi. Büyümenin anne karnında başladığını ve en hızlı büyümenin bu dönemde gerçekleştiğini belirten Doç. Dr. Ünsür, “0-1 yaş arası büyümenin anne karnından sonra en hızlı olduğu dönemdir. Organlarımızın fonksiyon kazanması açısından da çok önemli bir dönemdir. 1-2 yaş arasında daha çok gelişim ön plana çıkar. Daha çok psikososyal, mental ve zihinsel gelişim burada gerçekleşir. Bu dönemlerde çocuklarımızın yakın takibini yaparak, büyüme ve gelişmelerini olumsuz etkileyen durumların varlığını önceden tespit etmek oldukça önemlidir” diye konuştu.  “Baş çevresi ise beyin gelişimini gösteren en önemli bulgudur”  Büyüme denilince, öncelikle boy, kilo ve baş çevresi artımından bahsettiklerini aktaran Doç. Dr. Ünsür, “Sağlıklı doğmuş bir bebek, yaklaşık 3 buçuk kilogramdır. İlk 3 ayda genellikle ayda 1 kilo almalarını isteriz. Daha sonra bu kilo alımları yavaş yavaş azalmaya başlar. Haftalık olarak, 100-150 grama kadar düşer. Genellikle 5’inci ayda doğum kilolarının 2 katına erişirler. 1 yaşında da 3 katına erişirler. Boy açısından 50 santimetre doğan sağlıklı bir bebek 1 yaşına geldiğinde 75 santimetreyi bulur” dedi.  Doç. Dr. Ünsür, baş çevresinin “beyin gelişimini gösteren en önemli bulgu” olduğunun altını çizerek baş çevresini de sıkıca takip etmenin beyin gelişimi açısından oldukça önemli olduğunu söyledi. İlk yılda yapılan kontrollerle, büyüme evrelerinde duraklama olup olmadığını tespit etmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.  “2 yaştan sonra 6 ayda bir kontrol gerekir”  Eğer büyüme çizgilerine uygun gitmeyen, problemli bir durum varsa bununla ilgili araştırma yaptıklarına değinen Doç. Dr. Ünsür, şunları dile getirdi:  "Genellikle kalıtımsal faktörlerle birlikte boy ve kilo artışı sağlığın en önemli göstergesi olduğundan; büyümede meydana gelen duraklama da genetik faktörlerin göz önünde bulundurularak hormonal durum ve çevre ile ilgili faktörlerden beslenme ile ilgili bir problem olup olmadığını araştırmak gerekir."  Doç. Dr. Ünsür, anne babalara; bebeklerin 0-1 yaş arasında; ilk ayda haftalık; 1- 6 ay arası ayda bir, 6- 12 ay arasında 3 ayda bir; 1-2 yaş arasında 3 ayda bir; 2 - 6 yaş 6 ayda bir, 6 yaştan ergenlik sonuna kadar yılda bir büyüme parametreleriyle ilgili kontrol yaptırmalarını önerdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.