Hava Durumu

#Bakan Şimşek

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Bakan Şimşek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bakan Şimşek haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Şimşek'ten Kredi Kartı Ödeme Kabul Etmeyen İşletmeler İçin Uyarı Haber

Bakan Şimşek'ten Kredi Kartı Ödeme Kabul Etmeyen İşletmeler İçin Uyarı

Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığınca (GİB) kartla ödeme almayan işletmelere yönelik yürütülen çalışmaları değerlendirdi. Bakanlık tarafından kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin etkinleştirilmesine yönelik bugüne kadar çok sayıda uygulamanın devreye alındığına işaret eden Şimşek, bu kapsamda, perakende mal ve hizmet sunan esnaf ve işletmelerdeki banka kartlarıyla ödeme yapılmasına imkan sağlayan POS cihazlarıyla fiş düzenleyen ödeme kaydedici cihazların birleştirildiğini anımsattı. Şimşek, bu düzenleme kapsamında geliştirilen yeni nesil ödeme kaydedici cihazların, banka kartlarıyla gerçekleştirilen ödemelerde slip ve fişin tek bir belge şeklinde çıkmasına imkan sağlayarak satışların kayıt dışı bırakılmasına engel olduğuna dikkati çekti. Bununla birlikte bazı mükelleflerin halen eski nesil cihaz kullanması ve ödemelerde kredi kartını kabul etmemesi üzerine çalışma yaptıklarını belirten Şimşek, geçen yıl sonunda yayımlanan bir tebliğle, 1 Temmuz 2024 tarihine kadar tüm mükelleflerin yeni nesil ödeme kaydedici cihaz alması ve bu cihazlar üzerinden mutlaka banka kartı ya da kredi kartı ile ödeme kabul etmesi zorunluluğu getirdiklerini vurguladı. "Özel usulsüzlük cezası kesiliyor" Şimşek, yeni düzenlemeye ilişkin şunları kaydetti: "Artık perakende mal ve hizmet sunan tüm esnaf ve işletmelerde yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılması ve bu işletmelerin mutlaka banka kartı ya da kredi kartıyla ödeme imkanı sunması gerekiyor. GİB tarafından yapılan denetimlerde yeni nesil ödeme kaydedici cihaz almayan ya da tahsilatlarında banka kartı veya kredi kartıyla ödeme imkanı sunmayan mükelleflere özel usulsüzlük cezaları kesiliyor. Bazı işletmelerin, bankaların komisyon oranlarının yüksekliğini gerekçe göstererek nakit ödemeye göre daha yüksek tutar talep ettiğini görüyoruz. Mükelleflerimizin, bu gerekçeyle komisyon farkını vatandaştan talep etme yoluna gitmemesi önem taşıyor." Ancak bu noktada talep edilen farkın banka komisyon oranlarının çok üzerinde olabildiğine dikkati çeken Şimşek, komisyon oranlarının bankalar arasında farklı olabildiğini, tahsil edilen tutarın bankadan alınma süresinin de bu oranı etkileyebildiğini söyledi. GİB'e ihbar Şimşek, kimi bankaların oranlarının son dönemde düştüğü ve yüzde 2'nin altına indiğini aktararak, "Bu kapsamda, kendisine banka kartı ya da kredi kartı ile ödeme imkanı sunulmayan ya da yüksek tutarlı fark istenen vatandaşların bunu Gelir İdaremize ihbar etmesi durumunda, denetim yapılarak gerekli cezai işlemler uygulanıyor. Vatandaşlar, Dijital Vergi Dairesi, GİB Mobil uygulaması, BİP ya da Whatsapp gibi farklı kanallardan ihbarda bulunabilir." ifadesini kullandı. "Banka ve ödeme kuruluşlarına da ceza kesiliyor" GİB'in, yeni nesil ödeme kaydedici cihaz almak zorunda olmasına rağmen kendilerine banka ve ödeme kuruluşları tarafından sadece POS cihazı verilen mükelleflerle bu banka ve ödeme kuruluşlarına da her bir tespit için ayrı ayrı ceza kestiğine işaret eden Şimşek, şunları kaydetti: "Son kanun değişikliğiyle söz konusu ceza tutarı 200 bin liraya yükseltildi. Bu tutar her yıl yeniden değerleme oranıyla artırılacak. Başkanlık, tüm banka ve ödeme kuruluşlarına resmi yazılar yazarak bu şekilde hatalı POS cihazlarının kullanımına son verilmesini, mükelleflerden bu cihazların alınmasını ve bunlar yerine yeni nesil ödeme kaydedici cihazların verilmesini istedi. Verilen sürede bu değişimi yapmayan banka ve ödeme kuruluşlarına yine her bir tespit için ceza kesilecek. Bakanlığımız, perakende ticaretteki kayıt dışılıkla mücadele konusundaki çalışmalarına kararlıkla ve ara vermeden devam ediyor. Bu çalışmalarla, vergide adalet ve etkinliğin artırılmasına yönelik çalışmaları da derinleştirmiş oluyoruz."

Bakan Şimşek: "Cari Açığı Bir Endişe Olmaktan Çıkardık" Haber

Bakan Şimşek: "Cari Açığı Bir Endişe Olmaktan Çıkardık"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen "Türkiye Buluşmaları" kapsamında "Kırıkkale İçin Özümüzden Geleceğe" programında iş insanlarıyla buluştu. Orta Vadeli Program hakkında önemli açıklamalarda bulunan Şimşek, enflasyonun 2026 sonunda tek haneye düşmesini hedeflediklerini belirterek, bütçe açığı ve cari açıkta da büyük düşüşler kaydettiklerini vurguladı. “Bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor” Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın nihai hedefinin sürdürülebilir büyüme ve adil gelir dağılımı olduğunu ifade ederek, "Fiyat istikrarını sağlamalıyız. Orta vadeli programımızın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı. Kalıcı refah istiyoruz ve daha kapsayıcı büyüme, daha kapsayıcı refah artışı. Şimdi bunun da makroekonomik altyapısını oluşturuyoruz. Orta vadeli programın nihai hedefi bu ama oraya giderken fiyat istikrarını sağlamalıyız. Fiyat istikrar derken neyi kastediyoruz? Enflasyonun kalıcı bir şekilde tek haneye düşürülmesi. Neden, çünkü enflasyon tek haneye düştüğünde ülkede büyüme hızı artıyor. Bakın size basit bir örnek vereyim. 1990’lı yıllara gidip 10’arlı yıllar şeklinde son 30 yıla bakalım. 90’lı yıllarda büyüme ortalama yüzde 3.1, enflasyon ortalama yüzde 72. 2000’li yılların başındaki on yıla gelin. Enflasyon ortalama yüzde 9.3, büyüme yüzde 5.7. Büyüme neredeyse ikiye katlanmış. Enflasyon yüzde 72’den yüzde 9 olmuş. Son 10 yılda ise enflasyon ortalama yüzde 25’e çıkmış, büyüme yüzde 5.1’e düşmüş. Dolayısıyla kalıcı refah artışı için, sizlerin görmeniz için, yatırımlarda, verimlilikte, inovasyonda atılım için bizim fiyat istikrarını sağlamamız lazım, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmemiz lazım. Bu programın nihai amacı, sürdürülebilir yüksek büyüme, adil gelir dağılımı ama buraya giden yolda en öncelikli hedefimiz enflasyonun tek haneye düşmesi. Bunu da yapmak için mali disiplini, yani bütçe disiplini sağlamalıyız. Çünkü bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor. Biz eğer mali alanda disiplin oluşturabilirsek o zaman yapısal dönüşüme kaynak vermiş oluruz. Örneğin, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, daha rekabetçi bir altyapı. Bunların hepsi kaynak gerektiriyor. İşte bütçede disiplini sağlayarak reformlar için mali alan oluşturmalıyız.” dedi. “Enflasyonda yılı büyük ihtimalle yüzde 40-42 civarında kapatacağız” “Türkiye’de kur kaynaklı sorunların büyük bir kısmı dış açıklıktan kaynaklanıyor" diyen Şimşek, “Türkiye, dünya ile ticarette mal ve hizmet ticaretinde büyük açıklar verince genelde sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Onun için cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmeliyiz. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşüm demek yüksek rekabet gücü demek, verimlilik artışı demek. Dolayısıyla verimlilik artışı da rekabet gücü üzerinden Türkiye’de yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden büyümek demek. Dolayısıyla bütün bunlarla biz Türkiye’nin büyüme potansiyelini artırdık. Bizim yol haritamıza baktığımız zaman Mayıs ayına kadar dezenflasyonda bir geçiş dönemindeydik. Çünkü para politikasının etkili olabilmesi için zamana ihtiyacımız vardı. Şimdi dezenflasyon dönemine girdik. Dezenflasyon, enflasyonun düşüşü demek. Enflasyonda kalıcı ve hızlı bir düşüş dönemindeyiz. Yıllık enflasyon Mayıs ayında yüzde 75 ile zirveye çıktı. Ağustos ayında 52’ye kadar düştü. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Büyük ihtimalle yılı yüzde 40-42 civarında kapatacağız. Gelecek sene de hedefimiz yüzde 20’nin altı, yüzde 17,5. 2026 yılının sonunda da tekrar enflasyonu tek haneye indireceğiz. Diyeceksiniz ki ‘üç yıl çok uzun bir süre.’ Aslında dünya deneyimi bundan farklı değil. Geçen sene bir çalışma yayınlandı. 56 ülkede 100 tane enflasyon şoku incelendi. Enflasyonun şok öncesindeki seviyesine düşürülmesi, 3.4 yıl alıyor. Biz bu programı geçen sene açıkladık. Üzerinden 1 yıl geçti" diye konuştu. “Bu sene cari açıkta hedefimizden daha iyi bir noktadayız” Cari açıkla ilgili Bakan Şimşek, "Geçen sene deprem sebebiyle bütçe açığımız yükseldi. Bu sene de depremin etkisi çok hissediliyor, bu sene de yüksek. Ama önümüzdeki seneden itibaren Maastricht kriterinin, yani yüzde 3 kriterinin altına yaklaşacağız. Böylece de disiplini tam olarak tesis etmiş olacağız. Son 20 yıla bakarsanız cari açığın milli gelire oranı yüzde 4 civarında. Bu sene yüzde 1.7’ye düşürmüş olacağız. Aslında çevremizdeki savaşlar olmasa, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ile ticaretimiz etkilenmeseydi, çok büyük ihtimalle cari açık yüzde 1 civarında olacaktı. Dolayısıyla cari açığı kalıcı olarak yüzde 2’nin altına çekmek istiyoruz. Çünkü bu civardaki cari açığı çok rahat yönetebiliriz. Bu cari açıkla dış borcun milli gelire oranı düşerken bir taraftan da rezerv biriktirebiliyoruz. Dolayısıyla bu sene de hedefimizden daha iyi bir noktadayız. Bu program çalışıyor. Bazılarına göre program yok ama olmayan bir program nasıl sonuç üretiyor, onu anlatayım. Aslında bir program var. Türkiye’nin cari açığı geçen yıl Mayıs ayında yıllık 57 milyar dolara çıkmıştı. Şu anda 20 milyar doların altında. Bir program olmadan cari açık bu kadar düşer mi? Merkez Bankası’nın rezervleri geçen sene Mayıs ayında 98,5 milyar dolar, şu anda 156 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Net rezervlerdeki artış daha dramatik. Swap hariç Merkez Bankası’nın net rezervleri tam 90 milyar dolardan fazla arttı. 90 milyar dolar fazla mı diye sorabilirsiniz. Bizim 2002-2013 yılındaki net rezervlerimiz 38 milyar artmış, bu program sayesinde son bir yılda 90 milyar dolar artmış. Dolayısıyla rezerv konusunu bir endişe olmaktan çıkardık, cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinde birin üzerine çıktık, yani rezerv yeterliliğini sağladık.” şeklinde konuştu. “Bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük, bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı” Bütçe açığında önemli bir düşüş sağladıklarını kaydeden Bakan Şimşek, depremin etkisine dikkat çekerek, “Kur korumalı mevduat, geçen sene Ağustos ayında zirveyi buldu. Neredeyse 144 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. Kur korumalı mevduattan çıkışı biz önceliklendirdik. Kur korumalı mevduatta 98 milyar dolarlık bir düşüş var. Bu bir koşullu yükümlülük. Koşullu yükümlülük demek, kurda önemli bir değer kaybı olsaydı, onun faiz farkını Merkez Bankası ödeyecekti. Dolayısıyla bunu azaltarak Türkiye’nin risklerini azalttık. Türk lirasına güven arttı. Geçen sene Ağustos ayında Türk lirasının toplam mevduattaki payı yüzde 32’nin altına düşmüştü. Şu anda yüzde 53’ün üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla Türk lirasına güven artıyor. Bütçe dengesinde 20 yıla baktığımızda, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2.4, ama geçen sene de büyük bir deprem oldu. Yine EYT benzeri uygulamalar yapıldı. Geçen sene Mayıs ayında piyasa, ‘tedbir alınmazsa bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 9.8’e çıkacak’ diyordu. Biz tedbir aldık, bunun sayesinde bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük. Bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı. Ama deprem bir kerelik. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde deprem ile ilgili harcamalar yerini dayanıklı şehirler inşa etmek için harcayacağımız kaynaklara bırakacak.” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.