Hava Durumu

#Akademisyen

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Akademisyen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akademisyen haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. Fuat Keyman kansere yenik düştü Haber

Prof. Dr. Fuat Keyman kansere yenik düştü

Siyaset Bilimci ve Akademisyen Prof. Dr. Fuat Keyman Vefat Etti Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Türkiye’nin önde gelen siyaset bilimcilerinden biri olarak tanınan Prof. Dr. Fuat Keyman, 66 yaşında hayatını kaybetti. Bir süredir kanser tedavisi gören Keyman’ın vefatı, akademik çevreler ve siyaset dünyasında derin bir üzüntü yarattı. Fuat Keyman, uzun yıllar boyunca uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanında önemli çalışmalara imza atmış, Türkiye’nin dünya sahnesindeki konumunu ve bölgesel dinamikleri değerlendiren önemli analizleriyle tanınmış bir isimdi. Aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nde Rektör Yardımcılığı görevini yürütmekteydi. Keyman’ın ölüm haberi, hem akademi camiasında hem de geniş bir kamuoyu nezdinde büyük yankı uyandırdı. Akademik hayatında birçok duruma önderlik etmişti Prof. Dr. Fuat Keyman, Türkiye’nin uluslararası ilişkiler alanında yetiştirdiği en önemli akademisyenlerden biri olarak kabul ediliyordu. Uzun yıllar boyunca akademik kariyerini başarıyla sürdüren Keyman, birçok prestijli üniversitede dersler verdi ve uluslararası alanda birçok konferansa katılarak Türkiye’nin dış politikası, demokrasi ve modernleşme konularında önemli görüşler ortaya koydu. Sabancı Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olarak görev yapan Keyman, aynı zamanda üniversitenin Rektör Yardımcılığı görevini de yürütüyordu. Üniversitenin bünyesinde, Türkiye’nin küresel ilişkilerini, bölgesel çatışmaları ve siyasi dinamikleri inceleyen birçok araştırma projesine liderlik etti. Keyman’ın çalışmaları, Türkiye’nin demokratikleşme süreci, küreselleşmenin etkileri ve dış politika analizleriyle geniş bir yankı uyandırdı. Sevenleri derin üzüntüye boğuldu Prof. Dr. Fuat Keyman, bir süredir kanser tedavisi görüyordu. Sağlık durumu kamuoyu tarafından yakından takip edilen Keyman, tedavi sürecine rağmen akademik çalışmalarına ara vermemiş ve fikirlerini çeşitli platformlarda paylaşmaya devam etmişti. Ancak hastalığı ilerledikçe, durumu daha da ağırlaştı ve 66 yaşında hayatını kaybetti. Keyman’ın vefatı, akademik dünyada büyük bir boşluk bırakırken, öğrencileri, meslektaşları ve onu yakından tanıyanlar için derin bir üzüntü kaynağı oldu. Akademik kariyeri Prof. Dr. Fuat Keyman, Türkiye’nin yanı sıra dünya çapında da tanınan bir siyaset bilimciydi. Lisans eğitimini ODTÜ’de tamamlayan Keyman, doktora derecesini Kanada’nın en prestijli üniversitelerinden biri olan Carleton Üniversitesi’nden aldı. Kariyeri boyunca birçok uluslararası akademik dergide makaleler yayımladı ve kitaplar yazdı. Türkiye’nin siyasal yapısı, demokratikleşme süreçleri ve küresel dinamikler üzerine derinlemesine analizler sunan çalışmalarıyla bilinen Keyman, özellikle Türkiye’nin modernleşme süreci ve demokratikleşme konusundaki görüşleriyle ön plana çıkmıştı. Keyman, akademik çalışmalarının yanı sıra çeşitli düşünce kuruluşlarında ve sivil toplum örgütlerinde de aktif rol aldı. Türkiye’nin küresel ilişkilerdeki rolüne ve bölgesel sorunlara dair analizler sunan Keyman, birçok uluslararası konferansa katılarak fikirlerini dünya kamuoyuyla paylaştı. Türkiye ve Dünya için bir büyük Kayıp Prof. Dr. Fuat Keyman’ın vefatı, Türkiye’nin uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanındaki en önemli isimlerinden birini kaybetmesi anlamına geliyor. Hem akademik camiada hem de siyaset dünyasında geniş yankı uyandıran bu kayıp, Türkiye’nin akademik mirasında derin izler bırakacak. Keyman’ın çalışmaları, fikirleri ve analizleri, uzun yıllar boyunca hatırlanacak ve genç akademisyenlere ilham kaynağı olmaya devam edecek. Prof. Dr. Fuat Keyman’ın ölümü, sadece akademik çevreler için değil, Türkiye’nin siyasi düşünce dünyası için de büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Keyman’ın bıraktığı miras ve bilim dünyasına katkıları, uzun yıllar boyunca hatırlanacak ve takdirle anılacak.

GAÜN’lü Akademisyen Tunus’ta Sergi Açtı Haber

GAÜN’lü Akademisyen Tunus’ta Sergi Açtı

Başkent Tunus'un 150 kilometre güneyinde yer alan Monastir kentinde düzenlenen resim sergisinin açılışına GAÜN Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Cevat Atalay yanı sıra Bülent Ecevit Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şemsettin Ziya Dağlı, Türkiye'nin Tunus Büyükelçisi Ahmet Misbah Demircan, Tunuslu yetkililer, sanatçılar ve sanatseverler katıldı. Marina'da İlkbahar Festivali kapsamında kişisel resim sergi açan Prof. Dr. Mustafa Cevat Atalay, Tunus’ta açtığı sergiyle birlikte yurt dışındaki 9’uncu sergisi olduğunu söyledi. Sergi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Atalay konuşmasında şunları söyledi: Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin vefatının 750. yılının anıldığı 2023'te düzenlenen çevrim içi sergideki eserleri fiziksel sergiye dönüştürdük. 400 eser arasından seçerek  38 sanat çalışmasını bu sergi için hazırladım. Sergideki eserlerim Hazreti Mevlana’nın felsefesi ve tasavvuf kültürünü anlatıyor. Aynı zamanda Hazreti Mevlana’nın dünyaya vermek istediği sevgiyi, barışı ve herkesi kendi toplumunda barış içerisinde yaşamasını çağıran bir iklimi barındırıyor. Sergide, Hazreti Mevlana’nın felsefesi, dervişin evreni temalı bir betimleme içinde sema ritüeli çok önemli bir ortak özellik, bu özelliğe bağlı olarak sema gösterisini tanımlayan ve onun felsefi duruşunu sevgi bağlamında ele alan çalışmalarım yer alıyor."

Yabancı Uyruklu Akademisyenler Hakkında Soru Önergesi Haber

Yabancı Uyruklu Akademisyenler Hakkında Soru Önergesi

Türkiye’de üniversitelerin en önemli sorunlarının başında akademik kadro sıkıntısının geldiğini ifade eden Meriç, “Çok sayıda öğretim üyesi gereken şartları tamamladığı halde atama beklerken atamaları yapılmamakta, yükseköğretim adeta yabancı uyruklu akademisyenler eliyle götürülmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde ‘Beşerî Sermaye’ diyebileceğimiz çok sayıda yetişmiş akademik kadro mevcuttur. Bu beşerî sermaye akademiye dahil edilirken çok sayıda kritere tabi tutulmaktadır. Buna rağmen üniversitelerimizde doktorasız ve akademik tecrübesi olmayan yabancı uyruklu öğretim elamanlarının istihdamı bir yandan yükseköğretimde kalite sorunu yaratıyor, diğer yandan eğitimin ‘Millilik’ vasfından her geçen gün biraz daha uzaklaşmasına neden oluyor.” dedi.  Gelişmiş ülkelerin bilimde ve teknolojide en iyi seviyeye ulaşmak için büyük çaba harcadıklarını söyleyen CHP’li Meriç, “Bu ülkeler çağın gerekliliğini karşılamak için alanındaki en iyi bilim insanlarından yararlanmakta ve bu bilim insanlarını transfer etmektedirler. Ülkemizde ise bu durum tersine işlemektedir.  Bir yandan yaşanan derin ekonomik buhran, diğer yandan nitelikli yetişmiş bilim insanının hak ettiği değeri görmemesi nedeniyle tersine beyin göçü yaşanmaktadır. Türkiye’nin en parlak beyinleri, kendi ülkelerinde bilimsel üretim yapacakları bir zemin bulamadıkları için başka ülkelere göç ediyorlar. Ülkemizi bilimsel ve sosyal açıdan daha ileriye götürmekle mükellef olan yöneticiler ise bilim insanlarımızın göçünü durdurmak yerine akademik vasıfları hangi kriterlere aldıkları belli olmayan yabancı uyruklu akademisyenleri istihdam ediyorlar.” ifadelerini kullandı.  Melih Meriç konuya ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e şu soruları yöneltti: 2015-2024 yılları arasında, yıllar bazında Türkiye’de görev yapan yabancı uyruklu öğretim elemanı sayısı kaçtır? Bunların akademik unvanlara, branşlara ve geldikleri ülkelere göre dağılımı nedir? Türkiye’de kadro beleyen kaç akademisyen bulunmaktadır, bu akademisyenlerin unvanlara göre dağılımı nedir?  Üniversitelerdeki kadro açığının yurt dışından yabancı uyruklu akademisyen istihdamı ile sağlanmasının gerekçesi nedir? Türkiye’deki üniversitelerde görev yaban yabancı uyruklu öğretim elemanlarının kaçının Uluslararası alanda başarıları vardır, bunlar nelerdir? Türkiye’deki akademisyen göçünün nedeni nedir? Bu göçün durdurulmasına yönelik alınan tedbirler nelerdi?

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.