Hava Durumu

Savunma Sanayii Başkanı Demir: Savunma sanayide özel sektörün önü açılmalı

Savunma Sanayi-Üniversite Buluşmaları Paneli’nde konuşan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, savunma stratejilerini ve savunma sanayi yatırımlarını anlattı. Demir, "Elimizi taşın altına koyup devlet olarak ilk yatırımları yapıp, şirketi kurup, yavaş yavaş halka açıp devretmek mümkün" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 01.11.2019 15:14
Haber Güncellenme Tarihi: 01.11.2019 17:14
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazeteekspres.com/


Savunma Sanayi-Üniversite Buluşmaları Paneli, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in katılımıyla Hasan Kalyoncu Üniversitesinde (HKÜ) düzenlendi. HKÜ Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşen panelin moderatörlüğünü HKÜ Dr. Öğretim Üyesi Murat Aslan yaptı.


Programın ilkinin HKÜ’de gerçekleştirilmesi nedeniyle duyduğu onuru dile getiren Rektör Vekili Edibe Sözen, “Savunma Sanayii Başkanımız Prof. Dr. İsmail Demir’in katılımıyla Savunma Sanayii-Üniversite Buluşmaları programının ilkini üniversitemizde gerçekleştireceğimizden dolayı onur duyuyoruz. Bir sosyal girişimci, bir teknoloji girişimcisi üniversite olarak Hasan Kalyoncu Üniversitesi savunma sanayinde kullanılan teknolojileri de bilgi sistemine dahil eden bir yaklaşım içindedir. Savunma sanayinin geliştirilmesi rolünü üstlenen Savunma Sanayii Başkanlığı, içinde bulunduğumuz kritik dönemler içinde hayati sorumluluklarını üstlenmiştir. Üstlenmeye de devam edecektir. Savunma sanayi başkanımız ve heyetine bizlere vakit ayırdıkları için teşekkür ederiz” dedi.



“Teknolojiye son yıllarda 150 milyon TL yatırım yaptık”


Teknolojiye son yıllarda 150 milyon TL yatırım yaptıklarını ifade eden Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Haluk Kalyoncu, “Davetimizi yoğun programına rağmen bizi kırmayarak katılan Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’e teşekkür ederiz. Üniversitemizin bünyesinde gerçekleştirilen teknoloji ve fiziksel altyapı yatırımlarından kuluçka merkezi, girişimcilik merkezleri son yıllarda gerçekleştirmiş olduğumuz 150 milyon TL yatırımlarımızın büyük kısmını, AR-GE merkezlerimiz, uluslararası serbest bölgelerde oluşturduğumuz teknoloji transfer ofislerimiz, en üst düzeyde tedavi hizmetleri sunan fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezimiz, sağlık bilimi laboratuvarımız, radyo TV sinema laboratuvarımız, 3 bin 500 kişilik spor salonu, sanat merkezimiz oluşturmaktadır. Üniversite yönetimimiz olarak Gaziantep Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte, Gaziantep Organize Sanayi Bölgemizle birlikte teknokent kuruluş çalışmalarında da üniversitemizle birlikte oluşturmaya devam etmekteyiz. Ülkemize bu yatırımları kazandıran sanayicilerimizi ve bu toprakların bereketli olduğuna inanarak sanayi üretim ve buna bağlı olarak oluşturulan istihdam ve ihracat sanayisinde ülke ekonomisine sunulan katkıdan onur duyuyoruz. Gaziantepimizin özellikle son 10 yılda her geçen sene yeni bir sanayi bölgesi kurulması ve her yıl 100-150 fabrikanın oluştuğunu da belirtmek istiyorum. Türkiye’nin ihracat rakamlarını incelediğimiz zaman Gaziantep’in 3. Sıradadır. Bu anlamda yapılan üretime katkı sunan Büyükşehir Belediye Başkanımıza, milletvekillerimize, sanayici ve yatırımcılarımıza teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.


Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Günümüz bilgi çağı, kim çağın bilgisini elinde tutarsa çağın sözünü de o söyler. Dolayısıyla artık teknoloji ve bilgi ekonomisi çağındayız. Şehrimizde bu noktada büyük bir vizyon var. Dibimizde koca bir kaos ve savaş varken bu şehir 150 fabrika bitiriyor. Bu şehirde müteşebbis, girişimci bir ruh, iş yapma kapasitesi ve kabiliyeti var. Bu şehir daha 70’li yıllarda küçük sanayisini kurmuş ve zamanla örnek makine sanayisini oluşturmuştur. Şehrin insan yapısı, kapasitesi ve girişimciliği en büyük gücümüz. Biz de Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak Hasan Kalyoncu Üniversitesi ile çok önemli çalışmalar başlattık. O yüzden bugün Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ‘sen istersen her şey olur’ diyoruz. O yüzden bugün Fırat Kalkanı’ndan, Zeytin Dalı’ndan Barış Pınarı Harekatı’na yerli ve milli sanayiyi güçlü hale getirdik. Bu kadar güçlü hale getiremeseydik son dönemde yaşadıklarımızı bütün dünyaya kabul ettiremezdik. Biz bu coğrafyada güçlü olacağız. Bu coğrafyada kardeş olacağız. Teknolojiyi kullanarak insanlara insanlığı göstereceğiz" diye konuştu.



"İyi ama yetmez"


Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, savunma yatırımı ve stratejileri ile ilgili bilgi verdi. Demir, Türkiye’nin savunma sanayide son dönemlerdeki adımlarının iyi olduğunu fakat yetmediğini vurgulayarak, “Bu bir bayrak yarışı. Kurum için düşüncem İyi ama yetmez. İyi bir yürüyüşümüz var. Koşmamız gerekiyor. Yapılanları takdir edelim teşekkür edelim ama yetmeyeceğini yetmediğini belirtmek istiyorum. Özellikle içerinde bulunduğumuz durum, etrafımız ateş çemberi iken, ülkemize tam hedef konulmuşken, yetmeyeceğini özellikle belirtmek istiyorum. Görünen köy kılavuz istemez" dedi.



Milli ve yerli teknoloji çağrısı


Türkiye’nin dışarıya bağımlı olmakla çok fazla vakit kaybettiğini söyleyen Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "Türkiye’de çeşitli görüşler hakim. Ama ülkemizin başına gelen her şeyde dış güçleri sorumlu tutmak istemiyorum. Özellikle Barış Pınarı Harekatı’nda, ülkemiz aleyhine kara propagandaları gördüğümüzde demek ki bir şeyler yapmak istiyorsanız güçlü olmalısınız. Bu gücün de diğer teknoloji, savunma sanayi ve savunmada güçlü olmamızdan geçiyor. Terörle bunca yıldır mücadele eden bir ülkenin çok daha güçlü, çok daha iyi bir yerde olması, çok daha başarılı olması gerekiyordu. Tabi bu başarının da kendi teknolojinize güvenmek olduğunu anlıyoruz. Dışarıya bağımlı olmak, gözü dışarıda olmakla çok vakit kaybettik" şeklinde konuştu.



Türkiye’nin savunma teknolojisindeki süreci


Panelde Suudi Arabistan’da öğretim üyesi olarak görev yaptığı dönemi de hatırlatan Demir, bu dönemdeki bir anısını paylaşarak, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği durumu özetledi. Suudi Arabistan’da öğretim üyeliği yaptığı dönemde, Türk Büyükelçisini ziyaret ettiği belirten Demir, dönemin büyükelçisinin kendisine “Bizim askerimizin gözü yaşarır, İsrail’den bahsedildiğinde” dediğini ve nedeni sorduğunda ise, "İsrail bizim her şeyimizi verir. Savunma sanayisinde çok aştılar” cevabını verdiğini kaydetti. Demir, "Bu mentaliden geldik. ’Falanca ülke bize her şeyimizi verir” mentalitesinden bugünlere geldik. Öyle bir şey olmadığını, olmayacağını bugün görüyoruz" ifadelerini kullandı.



"Toplumsal huruç harekatı olmak zorunda"


İsmail Demir, gelecek hedefleri için insan kaynağının da önemine dikkat çekerek, "Gelecek perspektifimizde en önemli kaynağımız insan kaynağıdır. İnsan kaynağının da temelden yetiştiği yerler buralar. Ortaokullarımız, liselerimiz ve üniversitelerimiz. İnsan kaynağı önemli diye orada durmak yerine, gençlerimize, çok iyi yetişmeniz gerekir diye tembih etmek yerine, o iyi yetişme nasıl olur, hangi kaynaklara nasıl ihtiyacımız var, hangi mekanizmaları harekete geçirmemiz gerektiğini bilmeliyiz. Bu toplumsal bir hareketlilik ve huruç harekatı olmak zorunda. Herkes bu sorumluğu hissetmeli, eğitimin her seviyesinde hissetmeli, devletin her kademesinde, belirli politikalarla ülkemizi her alanda geleceğe hazırlamalıyız" ifadelerine yer verdi.



"Savunma tek başına iyi olduğumuzu iddia etmemizin mümkün olmadığı bir konudur"


Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir şöyle devam etti:


"Savunma sanayi konusu tek başına iyi olduğumuzu iddia etmemizin mümkün olmadığı bir konudur. Sanayi ekosisteminizin toptan bir modilize olmadığı sürece, çeşitli alanlarda, bilim ve teknolojide iyi adımlar atmakla ilgili gayretiniz yok ise politikalarınız yok ise savunma sanayide tek başına iyi olmamız mümkün değil. Oraya biraz daha fazla gayret göstererek, biraz daha hızlı aşamaya geçmiş olabiliriz. Sosyal bilimler, temel bilimler olsun, pozitif bilimler olsun, tüm alanlarda iyi olmak, dünya çapında olmak zorundayız. Gelecek vizyonumuzda bunu, bu hedefimizi koyuyoruz. Geleceğin teknolojilerine bugünden hazırlanacağız. Bu gün peşinden koştuğumuz, başkalarının 15,20, 30-40 yıl önce geliştirdiği bazı teknolojilerini elde etmek istiyoruz. Ama buna çabalarken de geleceğin teknolojilerini ıskalamak adına çok dikkatli olmamız gerekiyor. Özellikle üniversitelerdeki araştırmaları çerçevesinde, önümüzdeki 10,20,30,40 yılda ortaya çıkabilecek, gelişmeleri ve teknolojileri takip edip, ıskalamamız gerekiyor."



"Dijital çağın bazı unsurlarında geri kalmış durumdayız"


Dijital çağa doğru dünyanın hızla ilerlediğini anlatan İsmail Demir, bu çağın bazı temel unsurlarını Türkiye’nin henüz yakalayamadığını da söyleyerek, "Yerli ve milli ürün kullanımı çok önemli. Dijital bir çağa giderken, yerlilik oranlarını sorgulamamız gerekiyor. Dijital çağın, bazı temel unsurlarında bugünden geri kalmış durumdayız. Yarı iletken teknolojileri olsun, bazı yazılımlar olsun, son zamanlarda bazı gelişen teknolojiler olmasına rağmen burada treni kaçırmamak için son derece dikkatli olmalıyız" diye konuştu.



"Savunma sanayide özel sektörün önü açılmalı"


Demir, savunma sanayinin şu an vakıf ağırlıklı bir yapıyla yürütüldüğünü belirterek, yeni bir strateji ile özel sektörün de önünün açılması gerektiğine vurgu yaptı. Demir, "Özel sektör bir ülkenin dinamizmidir. Bu dinamizm her zaman harekete geçirilmelidir. Harekete geçmesini sağlayacak çeşitli tedbirler alınmalıdır. Savunma sanayi özelinde, tüm dünyada olduğu gibi devlete önemli görevler düşüyor. Devlet bir anlamda belli politikaları oluşturup, belli destekleri yapmak zorunda. Savunma sanayi gündemde olduğunda da karlılıkla ilgili parametre ikinci planda kalabiliyor. Şu anda Türkiye’deki mevcut savunma sanayi yapısında, savunma sanayindeki işlerin yüzde 80’ne yakını belki üstlenen Türk Silahlı Kuvvetleri Yükseltme Vakfı’nın hakim olduğu ortaklıklar var. Bu yapı tabi, yine geçmişe dayanan ambargo günlerindeki edinilen dersler neticesinde, ortaya konan iradeler, oluşturulan güçlendirme vakıflarının bir araya getirilmesiyle oluşturulan vakıf yapısı ile yürütülüyor" dedi.


Özel şirketin önünün açılmasının önemini de anlatan Demir, "Vakıflar, belirli safhada özel şirketlerden hizmet alıyorlar ama özel sektörün çeşitli alanlarda önünün açılması ve bu projelerimizde yer almaları bizim için çok çok önemli. Savunma Sanayi başkanlığının proje yürütmesindeki stratejilerden bir tanesi, her ana yükleniciye belirli ölçüde, küçük ve orta boydaki işletmelerde çalışmak ve onlara iş payı vermek mecburiyeti var. Her sözleşmemizde bu mutlaka yer alır. Çeşitli yükümlülükleri vardır ana yüklenicimizin. Ana yükleyici aldığı bir işin belirli yüzdesini mutlaka dağıtmak zorunda. Mutlaka belirli ölçülerde teknoloji geliştirme ve ihracat taahhütlerinde bulunmak zorunda. Bu bir politika. Aslında bu politikanın ülkenin genelinde uygulanması son derece elzemdir. Savunma sanayi özelinde bunu uygularken, belirli başarı elde etmişken, savunma sanayi kavram bugün sadece ve sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin, güvenlik güçlerimizin ihtiyacını karşılayan bir sanayi, politika olmasından öteye, bilimsel ve dijital dünyada biyolojik silahlardan, ulaştırma, tarım ve iletişime kadar bu alanların hepsin de ülkenin savunmasından bahsetmek durumundayız. Tarım politikalardan, ilaç sanayi, sağlık sektörüne kadar alanlarda, birçok yabancı ürünün olduğu bir ortamdan bahsediyoruz. Yerli ve milli politikaların kurulması ve bunlara göz kulak olacak her adımda, projede, mutlaka yerlilik oranları ile ilgili mecburiyetler konulacak ve sıkı sıkıya takip edebilecek politikalar şart. Bu politikalar gündeme geldiğinde yabancı şirketler olsa bile, onların Türkiye’deki yatırımlarının zorlanması, çeşitli ortaklıklar oluşturulması, devletin gerekirse bunlara destek vermesi özel sektörü öne çıkartması devletin söz konusu olabilir. Belirli teknolojiler var ki ilk etapta karlı görünmediği için kimsenin girmeyeceği girmek istemeyeceği alanlardır. Elimizi taşın altına koyup devlet olarak ilk yatırımları yapıp, şirketi kurup, yavaş yavaş halka açıp devretmek mümkün. Teknoloji olduğunda burada karlılığın düşünülmeyeceği ve ülkenin gelecek stratejisi açısından çok önemli alanların boş bırakılmaması gerekiyor. Bizim bünyemizde yürüyen 700’e yakın projenin bir çoğunun altında da bu stratejik kaygı yatmaktadır. AR-GE konularında da teknolojiyi geliştirme konularında ürüne yönelik, teknolojik alanında bir adım daha ileriye taşıyacak yada şu anda bağımlı olduğumuz bazı konularda, ürünü yerleştirmemizi sağlayacak, teşebbüsler önemli. Bu teşebbüslerde kimler öne çıkmak isterse veya nerede ışık gördüysek, onlara destek vermek ile ilgili bir politikamız var" diye konuştu.


Programın sonunda, HKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Haluk Kalyoncu tarafından Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’e teşekkür plaketi verildi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.