Hava Durumu

“Güvende hissetmek istiyoruz”

Türkiye’nin en büyük metropol kentlerinden olan Gaziantep, kadın cinayetleri ile sıklıkla gündeme geliyor. Geçtiğimiz gün bir hemşirenin babası tarafından öldürülmesi, kadın cinayetlerini bir kez daha gündeme taşıdı. Gazetemize açıklamalarda bulunan kadınlar,  günden güne artan kadın cinayetlerine artık bir dur denilmesi gerektiğini söylediler.

Haber Giriş Tarihi: 17.07.2019 18:40
Haber Güncellenme Tarihi: 17.07.2019 19:40
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazeteekspres.com/
“Güvende hissetmek istiyoruz”

Türkiye genelinde ve hemen her gün görülen ve sayısı giderek artan kadın cinayetlerinin yüzde 90’ı kocalar, ayrılan eşler, sevgililer ve eski sevgililer tarafından işleniyor. Kadın cinayetlerinin erkekler tarafından işlenmesini ise kıskançlık, kısıtlama, inatçılık ve erkeğin kendini kadından güçlü görmesi tetikliyor. Taciz, tecavüz ve cinsel istismar yüzünde toplumun hemen hemen her kesiminden kişiler etkilenirken cezaların caydırıcı olmadığından önüne geçilmiyor. Gaziantep, son dönemlerde artan kadın cinayetleri ile gündeme geliyor. 2016 ve 2018 yılları arasında Gaziantep geleninde işlenen kadın cinayeti bin 184 kurban giderken, geçtiğimiz gün yaşanan olay durumu bir kez daha gündeme getirdi. Genç kızların ve küçük yaştaki çocukların istismar edildiği ve kadın cinayetlerinin sayısının artarak devam ettiği bir düzende yaşamak istemeyen vatandaşların görüşlerini aldık.

“Kadınlarımız Hor Görülüyor”

Ev hanımı Fazilet Dik, “ Sadece kadın cinayetleri değil bir insanın bile öldürülmesine karşıyım. Kadın cinayetlerine ise artık bir dur denilmelidir. Cezaların ağırlaştırılmasını, gereken önlemlerin alınmasını ve kadın cinayetlerindeki artışın azalmasını istiyorum. Kadınların ilgili makamlara yaptıkları şikâyetlerin dikkatle ve önemle ele alınmasını istiyorum. ‘Kadın Cinayetlerine Hayır’ diyoruz. Ben bir anneyim ve hamileyim. Benim bir kızım var ve yine bir kız annesi olacağım. Kızlarımın geleceğinden ve güvenliğinden sorumluyum. Her kız çocuğu ise ileride bir anne olama adayıdır. İşlenen kadın cinayetleri, istismar, taciz ve tecavüz gibi canice işlenen suçlar bir anne olarak beni ve kız çocuklarımın geleceği hakkında çok endişelendiriyor. Kadınlarımız yaşadığımız bölge genelinde daha aşağı görülmektedir. Kadınlarımız hor görülüyor. Sürekli küçük görüp, aşağılayıp, ellerindeki bütün her şeye sahip olmaya çalışan erkekler yetmezmiş gibi bir de canlarına kastediyorlar.  Kadın erkeğin mülküdür diye çok kötü bir zihniyete sahip insanlar var. Kadın asla bir erkeğin mülkü olamaz çünkü kadınların da kendilerine öz hakları vardır. Kadın da bir bireydir ve dünyanın en zor işi olan annelik görevini yapmaktadır. Bir anne, bir kadın, bir eş, bir hala, bir teyze, bir kardeş olarak kadın cinayetlerine ve tüm cinayetlere artık bir dur denilmesini istiyorum. Bir insanın ölümünden sorumlu olan kişiye hangi cezayı verseler de az olur. Bir kadını öldürmek ise bir yuva yıkmak ve sayısız çocuğu annesiz bırakmaktır. Her türlü kadın cinayetlerine, şiddete, cinsel saldıra, tacize ve tecavüze karşıyım” dedi.

“Cezalar Caydırıcı Değil”

Genellikle boşanmalar yüzünden kadın cinayetleri daha fazla işlendiğine dikkat çeken Fazilet Dik, “Evlilik kadar boşanmada normal bir davranıştır. Evliyken eşine eziyet eden ve şiddet gösteren erkeklerin evden uzaklaştırma cezası caydırıcı değil. Bir koca eşinin ve çocuklarının güvenliğinden sorumlu olması gerekirken kendi ailesinin canına kıyıyor. Kadın cinayetlerinin ve şiddetin son bulması için internet üzerinden satılan ruhsatsız silahların, pompalı tüfeklerin ve suç teşkil eden bütün aletlerin yasaklanması gerekiyor. İnternet üzerinden hemen hemen her yaştan ve kesimden ruhsatsız silah alan kişiler her zaman cinayet işliyor. Bunun önüne geçilmesi ve silah satışlarının azaltılması gerekiyor. Güvenlik güçlerinin denetimleri artırarak silah satışlarına bir dur demeleri gerekiyor. Kadın olarak sokaklarda ve caddelerde gezerken kendimi güvenli hissetmiyorum. Bir kadının bir erkeğe 13 ve ya 14 yaşından sonra bir erkeğe gücü yetmiyor. Gücü yetmeyen, sesi çıkmayan sürekli aşağılanan ve eziyet gören kadınlarımıza Devletimizin destek olmasını istiyoruz. Cezaların ağırlaştırılmasını ve caydırıcı cezaların gelmesini istiyorum” diyerek sözlerine son verdi.

“Kendimizi Güvende Hissetmek İstiyoruz”

Öğrenci Sena Atasoy, “ Kadın cinayeti bir insanlık suçudur. Bir kadın ve erkeğin arasındaki ilişkiye bakıldığında genellikle erkeğin öfke sorunu çok kötü durumlara yol açıyor. Kadınlarımızın giyim ve kıyafetlerini açık bulup özlük haklarına karışılması cinayetlerle sonuçlanıyor. Kadınlarımızın her konuda bir sınırı vardır ve bu sınırın bir erkek tarafından koyulması rahatsız edicidir. Bir kadın tecavüze, tacize, cinsel istismara uğradığında ve ölüme terk edildiğinde erkekler tarafından her zaman giydiği kıyafetleri ön plana çıkararak kadınlarımız üzerine baskı kuruluyor. Kadınlarımızın kıyafetleri yüzünden ölmesini istemiyorum. Herkesin dini inançları ve dünya görüşü farklıdır bu yüzden kadınlarımızın dış görünüşleri ve görüşleri erkeklerin göz kapağı olmalıdır. Kadın cinayetleri genellikle erkeklerin öfke kontrolü sağlayamadığından dolayı kaynaklanıyor. Son zamanlar da eşiyle ve ya herhangi bir kadınla sorun yaşadığını fark eden erkekler öfke kontrolünü sağlamak amacıyla bir eğitim ve ya psikolojik olarak tedavi görebilir. Kadın cinayeti ve diğer her türlü şiddet sonrasında pişmanlık duyulabilir. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Sonradan duyulan pişmanlıklar hayatını kaybeden kadınlarımızı geri getirmiyor. Her insan ben öfkeliyim deyip bu sorunun altına sığınmamalıdır. Çiftler arasındaki karşılıklı tartışmalar boşanmayla sonuçlansa bile kadın cinayetleriyle birçok hayat sonlanıyor. Her yerde ve benim gibi her kadında sözlü tacizle ve elle taciz ediliyor. Küçücük kız çocuklarımız sokaklarda taciz ediliyor. Artık sessiz kalmak yerine sesimizi duyurmalıyız. Cezalar verilmesine rağmen önüne geçilemiyor ve azalmak yerine sürekli artıyor. Artık kadın cinayetlerin durmasını istiyorum. Sokakta yürürken bile rahat rahat ve kendimiz güvende hissederek yürümek istiyorum” diye konuştu.

Tacizler ve Tecavüzler Önlenemiyor…

 Leyla Yılmaz ise, “Ben çalışan bir insanım. İş görüşmesine diye gittiğimiz esnaflar tarafından sürekli sözlü taciz ediliyoruz. Her zaman söylenen sözlerden birisi Gaziantep artık eski Gaziantep değil oldu. Toplumumuzda sürekli görülen kadın cinayetleri bitmiyor. Erkekler tarafından sürekli bir doyumsuzluk söz konusu olduğundan ve her şeye sahip olmak istediklerinden kadınlarımız rahat rahat sokaklarda yürüyemiyor. Erkekler ben bir kadına sahip olmak istiyorsam o kadın benim olmak zorunda diyerek kadınlarımızı mağdur ediyorlar. Ya benimsin ya da kara toprağın diyerek kadınlarımızın sosyal hakları kısıtlanıyor. Kadınlarımıza seçme hakkı verilmediği gibi kadın erkeğin kölesi olarak görülüyor. Gaziantep geleninde işverenler bile kadın çalışanlara tacizde bulunuyor. Ne bu kurumlar denetleniyor ne de yaptığımız ihbarlara ve şikâyetlere cevap bulabiliyoruz. İşverenler artık bu kadın benimle birlikte olmuyorsa bunlara neden iş vereyim diyerek kadınlarımız aşağılıyorlar. Çalışan kadınlarımızı çok zor durumda bıraktıkları yetmezmiş gibi istekleri yerine gelmeyince işten çıkarıyorlar. Çoğu zaman ücretlerini vermeyerek isteklerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Kadınların istihdamının gündemde olduğu şu zamanlara işverenlerin kadın cinsiyetini kullanarak birçok şey elde etmeye çalışıyor. Toplu taşımalarda ve çevre de yapılan tacizler çok eskide kaldı. Kadın cinayetleri engellenmiyor.

“Düzen değişmeli”

Elif Kekeç, “Kadın cinayeti işleyen erkekler çok korkusuz davranıyorlar. Zaten birkaç ay yatar çıkarım ama namusumu temizlemiş olurum düşüncesiyle kaç tane cana kıyıyorlar. Önemli olan benim isteğim diyerek her şeyi özgürce yaparız düşüncesine sahip oluyorlar. Boşanmalarda ve kadın cinayetlerinde avukatlara fazla paralar vererek aklanmaya ve ya eşiyle boşanmayıp eziyet etmeye devam ediyorlar. Ben senin her şeyine sahibim istersem canını bile alabilirim diyen erkekler bile var. Ya benimsin ya kara toprağın diyerek kadınlarımıza işkence ediliyor. Bilinçsiz bir şekilde sırf zengin olduğu için evlenen kadınlarımız her zaman sonra pişman oluyor. İnsanı tanıyıp ve anlaşıp yapılan evlilikler çok azaldı. 60 yaşında ve babamdan bile yaşı büyük adamlar benimle çay içer misin diye gencecik kızları taciz ediyorlar. Ailesinden, işinden ve sosyal çevrelerinden uzaklaşan çok kadın var. Kendi ailesi tarafından öz abisi ve ya kardeşleri tarafından kıyafetiyle ve davranışları yüzünden işkence gören kadınlar var. Namus davası diye sayısız kadın cinayetleri işlenmişti. Namus cinayetleri günümüzde eşi tarafından öldürülen kadın cinayetlerine yerini bıraktı. Devletimiz kadın cinayetlerinin önüne geçmeli. Cezaların ağırlaştırılıp kadınlarımızın ve çocukların sokaklar da rahat rahat gezebileceği refah bir düzen getirmelidir” dedi.

Sokaklar Güvenli Değil!

Ev hanımı Döne Kara, “ Kadın haklarının çok fazla verilmesinden dolayı kadınlar kendilerini erkeklerden daha üstün görmeye başladırlar. Sadece kadın cinayeti değil kadınlar tarafın sevgili ve ya evli olarak öldürülen çok fazla erkek var. Bizim toplumuzda erkeklerin sözü daha geçerli sayılıyor fakat kadınlarımız dik başlı davranıp inatlaşarak sürekli tartışmalara, boşanmalara ve cinayetlere neden oluyor. Boşanmalarda ve evden uzaklaştırmalarda ise genellikle kocalar takıntı haline getirdiği eşini çok fazla kıskanıp hayatını kısıtlamaya çalışarak mağdur ediyorlar. Takıntı haline gelen koca ve ya sevgililer öfke kontrolünü sağlayamayarak cinayetleri işliyorlar. Suç sadece erkeklerin değil karşılıklı tartışmalara sonucunda iki tarafında suçlu olduğunu düşünüyorum. Ayrıca taciz ve tecavüzlerden geçinilmeyen bu dönemde küçücük kız çocukları hayatına boynu bükük devam ediyorlar. Hayatın henüz başında olan çocuklarımız küçük yaşlarda mağdur edildiğinden ileri yaşlarda psikolojik tedavi görüyorlar. Çocuklarımızı sokaklara gönderemiyoruz. Günümüzde çocukların sokakta oyun oynamalarını sürekli yasaklıyoruz. Bakkala ve ya markete giderken bile tedirgin olduğumuz bu dönemlerde tacizlerin ve tecavüzlere bir çare bulunmalı. Çocukların birçok hakları elinden alınarak evlerde hapis hayatı yaşıyorlar. Çocuklarımızın geleceği için daha güvenli ve refah bir düzen için devletimizin gerekli tedbirleri bir an önce ele almasını istiyorum. Cezaların ağırlaştırılarak buna benzer suçların bir daha yaşanmaması için bize yardım edin” açıklamalarında bulundu.

Y.ANKAY

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.