Hava Durumu

Çözüm,STK’ların yapısını değiştirmek mi?

Hükümetin, Akademik Odalar ve STK’ların seçim sistemini ve yapısını değiştirmeye yönelik  girişmelerine STK’lardan tepki geldi. GAMOB ve STK platformu adına Gaziantep Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, “Covıd-19 Pandemisinde beklenen çare Akademik Odaların Seçim Sistemini değiştirmek olabilir mi?” diye sordu.

Haber Giriş Tarihi: 12.05.2020 19:29
Haber Güncellenme Tarihi: 12.05.2020 20:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazeteekspres.com/
Çözüm,STK’ların yapısını değiştirmek mi?

GAMOB ve STK platformu adına Gaziantep Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, “Dünya ve ülkemiz, milyarlarca insanın geçimini, sosyal hayatını ve hepsinden önemlisi sağlığını bedenen ve ruhen sarsan bir pandemi döneminden geçiyor. Halkımızın can derdine düşmüş olduğu sosyal ve ekonomik anlamda birçok sorun yaşadığımız ve halen etkilerinin ne kadar süreceğini bilemediğimiz bir dönemde, Sayın Cumhurbaşkanın talimatı ile siyasi iktidarın, başta TBB ve Barolar olmak üzere TTB, TMMOB ve diğer akademik meslek odalarının, STK’ ların yapısını değiştirerek ele geçirme girişimlerini üzüntüyle takip ediyoruz.

Geçmişte akademik meslek odaların etki ve yetki alanları daraltılarak etkisizleştirilmeye çalışılmışken bu kez de seçimle işbaşına gelen özerk demokratik mesleki yapılar, seçim yöntemlerine müdahale ve diğer yollarla bertaraf edip işlevsizleştirmek ve tamamen tasfiye edilmek istenmektedir.

Oysa bizlerin bu alanlardaki Anayasa kökenli kuruluş yasalarımız ve özerk kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu işlevlerimiz, Resmi Gazetede yayımlanmış ana yönetmelik ve diğer yönetmeliklerimizle kamusal, hukuksal hükümlere bağlanmıştır. Bu nedenle tekrar tekrar gündeme getirilen mevzuat değişikliği girişimleri, iktidar uygulamalarında sıklıkla görüldüğü üzere hukuk, Anayasa ve demokrasi dışılığa dayanmakta; idari, hukuksal ve toplumsal normlara güveni azaltarak keyfiyet ve ötekileştirmeye daha fazla kapı aralamaktadır.

İHTİYACIMIZ ÜLKEMİZ İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞABİLMEKTİR .

Bugün ülkemizde yapılması gereken; hukuk, sağlık ve toplumsal yaşamın bütününü ilgilendiren mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ve örgütlerini, kısaca Anayasal dayanağı olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını hedef haline getirmek değil; evrensel normları demokratik bir şekilde benimsemek, yerleştirmek, geliştirmek ve ihlal etmemektir.

Belirtmek isteriz ki bizler;  Halk sağlığı,  adalet, ülkemizin yeraltı-yerüstü kaynakları, kentleri, çevresi, doğası, suyu, toprağı, tarımı, peyzajı, yapıları, gıdası, ulaşımı, enerjisi, iletişim altyapısı, madenleri, malzemeleri, sanayisi, bilişim uygulamaları vb. her türlü mühendislik, mimarlık, hukuk ve sağlık uygulamalarında kamu-toplum yararını savunduğumuz için, antidemoktratik uygulamalara karşı demokrasiye,  cumhuriyetin kazanımlarına, laikliğe sahip çıktığımız için hedefe alınmaktayız.  Meslek disiplinlerimize ve örgütlerimize yönelik tasfiye edici politikalar ile ülke çapında izlenen belli kesimlerin çıkarına dayalı politikalar ve toplumsal muhalefetin sindirilmesi çabaları arasındaki bağların bilincindeyiz.

Seçim sistemlerini değiştirmekteki amaç gerçekten demokratik temsiliyet ise öncelikli olarak ülkemizdeki seçim sisteminde uygulunan barajın düşürülmesiyle başlanmalıdır. Bir taraftan yüzde onluk barajı istikrar adına savunmak, diğer yandan çok yüksek oy oranlarını antidemokratik bularak temsiliyet zaafı gibi göstermek ciddi bir çelişkidir.

Gelin hep birlikte ülkemizin sorunlarını konuşalım, çözmek için yan yana gelelim . Ekonomiyi, işşizliği, sağlığı, hukukun üstünlüğünü, eğitimi, çevreyi konuşalım, bizler bu ülkenin aydınları, akademik meslek mensupları olarak tıpkı pandemi sürecindeki katkılarımız gibi ülkemiz için yine çalışmaya devam edelim.

Bu sorunları çözelim, varsın tek derdimiz baroların, odaların seçimleri olsun.  Ülkemiz demokratikleşsin, eşit ve özgür bireyler olarak yaşayalım, yargı yandaşlıktan kurtulsun, evrensel hukuk kurallarına uygun olarak idare hesap verebilir olsun. Ölümü değil yaşamı kutsayıp yüceltelim, ötekileştirmeyi, kutuplaştırmayı değil, toplumsal barışı, dayanışmayı, kalkınmayı, toplumsal refahı sağlayalım. Çocuk istismarları, doğaya, kadına şiddet bitsin, çevreyi ranta kurban etmeyelim.

ELEŞTİRİ, SORGULAMA, ÖNERİ ZENGİNLEŞTİRİR !

Buradan uyarıyoruz!

Çünkü bizler akademik meslek odaları olarak demokrasinin sağlıklı işlemesi için olmazsa olmaz olduğumuz için eleştiriyor, sorguluyor, öneriler ortaya koyarak katkı sunuyoruz. Yani hem daha güzel bir ülke idealini hem de demokrasiyi zenginleştiriyoruz. Bu yüzden akademik odaların seçim süreçlerine müdahale ve etkisizleştirmek ülkemizi beşinci sınıf demokrasiler grubuna dâhil etme çabasından öte bir anlam ifade etmez.

Herkes bilmelidir ki; İktidarların her türlü baskılarına, tehditlerine rağmen mensubu olduğumuz Anayasal kurumlar olarak özerk ve bağımsız yapılarımız ile haksız güç ve rant odaklarına karşı her zaman halkımızın yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Her zaman Cumhuriyetin bekçisi olduk, demokrasiden, yaşam hakkından, insan haklarından, bireysel temel hak ve özgürlüklerden, adil yargılanma hakkından, evrensel hukuk kurallarından yana olduk ve olmaya da devam edeceğiz.

Bizler bu ülkenin aydınları, mühendisleri, mimarları, avukatları, eczacıları ve doktorları olarak;  gerek kentimizde, gerek ülkemizde gerekse dünyada toplumumuzu ilgilendiren hiçbir soruna duyarsız kalmadık, kalmayacağız.

AKADEMİK MESLEK ODALARI BU ÜLKENİN BİRİKİMİDİR !

Unutulmamalıdır ki; bir ülkenin ekonomik, siyasal, toplumsal gelişmesi, çağdaşlaşması ve demokratikleşmesi; baroların, odaların ve STK’ların, ülkenin demokratikleşme ve demokratik toplum yaratma sürecine katılımı ve katkısı ile doğru orantılıdır. Hiç kimsenin ne Akademik meslek odalarının emeğini ne de ülkemiz demokrasi birikimini yok saymaya hakkı yoktur.

İktidarın “makbul” ve her uygulamasına alkış tutacak TTB, TMMOB ve Baro yönetimi arzusunu anlıyoruz.

Ancak bizlerin gerek meslektaşlarımıza ve gerekse de seslerini duyuramayan milyonlarca yurttaşımıza verilmiş sözümüz var.

Hekimliği, avukatlığı, mühendisliği, mimarlığı, eczacılığı toplumdan yana ve hiçbir baskı altında kalmadan yapacağımıza dair yeminimiz var. Bunun için de bilimsel bilgiye dayalı olarak yanlışa yanlış eksiğe eksik demeyi sürdürüp, toplum yararına yapılması gerekenleri açıklamaya, talep ve takip etmeye devam edeceğiz.

Belki TBMM’deki çoğunluğa güvenilerek Anayasaya ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı düzenlemeler yapılabilir. Belki de kağıt üzerinde bu antidemokratik girişimlerin kanunlaşması gerçekleştirilebilir.

Ancak, ne halkın sağlığını koruma, hukukun üstünlüğünü savunma, halkın çıkarlarına uygun, bilime bağlı mühendislik, mimarlık yapma ve meslektaşlarımızın, halkımızın taleplerini dillendirme kararlılığımızdan, ne de ülkemizdeki demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesinden hiçbir zaman vaz geçmeyeceğimizin bilinmesini isteriz.

Ayrıca sosyal hukuk devleti, planlama, sanayileşme, kalkınma, kamusal yarar, kamusal hizmet ve kamusal denetime yönelik mücadelemiz her koşulda sürdürülecektir” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.