GÜNÜ KURTARMAK

            Rahmetli Ecz. Mehmet Uzmen arkadaşımın Hollandalı damadı Uno Los’u şehrimizi gezdiriyordum.

            O günlerde, Karataş’ta inşaat yeni başlamıştı. Dolaşırken Uno, “Altyapılar bitmiş olacak ki bina inşaatları başlamış” dedi.

            Ben henüz altyapıların yapılmadığını, inşaatlara devam edildiğini, altyapıların sonra yapılacağını söylemiştim.

            Bu ifadem karşısında Uno hayrete düşmüş, işin yanlış olduğunu; Hollanda’da alt yapıların bitirilmeden inşaatlara müsaade edilmediğini söylemişti.

            xxx

            Başka şehirler hakkında bilgim yok. Nedense şehrimizde istim sonradan geliyor. Şehrin gelişmesi, ilerideki ihtiyaçlar düşünülmeden parselasyon yapılıyor, alt yapı hazır değilken inşaatlara başlanıyor.

            Yollarımızın durumu, şiddetli yağmurlarda evlerin su altında kalmaları, kanalizasyonların pınara dönüşüp suların kaynaması, trafik durumumuz ortada!

            Nedense işlerimizde, hep günü kurtarma var.

            xxx

            Şehitkamil Belediye Meclisinin 06.11.2013 günkü oturumunda Gaziantep’in trafik sıkıntısı ve otopark sorunu bir kez yine gündeme taşınmış.

            İstediğiniz kadar gündeme taşıyınız; sonuç?

            Bir yeri imara açarken, hatır-gönül dinlemeden, geniş caddeler, otopark yerleri yapabiliyor musunuz?

            Bugün Gaziantep’te haftada 400 civarında trafiğe vasıta çıkmaktadır. Trafik Tescil Şubesine gittiğinizde muhteşem o kalabalığı görürsünüz!

            Peki, bu artışa karşılık yollarımızı artırabiliyor musunuz? Hayır.

            Bir iki seneye kalmaz, şehrimizdeki trafik rezaletinin ne hallere girdiğini göreceksiniz.

            xxx

            Devlet ve yerel yönetimde devamlılık esastır. Ama bunu kabul edip uygulayanları göremezsiniz.

            Size bir örnek vereyim:

            Bir zamanlar inşaat için ruhsat alınırken, binanın durumuna göre ya garaj yapılacak ya da yapmadığınız her garaj için bir bedeli belediyeye ödeyecektiniz.

            Örneğin, 1970’li yıllarda, garaj yapılmazsa, belediyenin bankada ki hesabına garaj başına 25.000 TL yatırılırdı.

            O günlerin yasa-yönetmelik gereği bankada bu amaçla toplanan paralar bloke edilecek; bu paralarla şehrin muhtelif yerlerine otopark alanları yapılacaktı.

Yapılmadı! Bu paralar cari harcamalar için kullanıldı.

            Peki bugün?

            Belki de bugün aynı minval üzere…

            xxx

            Yazımda geçen “istim sonradan gelsin” sözcükleri ile ilgili olayı sunayım sizlere:

            Zamanın İran şahı, Urumiye Gölü'nde saray hizmetlerinde kullanılmak için alınan bir istimbota binmiş.

Fakat buhar kazanı hareket için yeterli buhar (istim) tutamadığından istimbot birkaç dakika hareket edememiş. Bu beklemeden canı sıkılan şah, kızgınlıkla neyi, niçin beklediklerini sormuş.

Yanındakilerin, “İstim bekliyoruz şah hazretleri!” cevabı üzerine, istim kelimesinin ne olduğunu bilmeyen şah, köpürerek bağırmış:

            -Canım bu ne saygısızlık? Bir istim için şah bekletilir mi? Biz gidelim, istim sonradan gelsin, demiş.