“Bindik bir alemete gidiyoz gıyamete amanieeynn… yol dediğin yol gibi olur ulaşılmalı bir yere… biz dön baba dönelim, geliyoz yine aynı yere… bu döngü kısır döngü başı var da sonu yok amanieeynn” şarkısını ne güzel söylemiş Cem KARACA… hikayeye göre; Osmanlı padişahı 2.Mahmut’a yalaka bir kral tarafından hediye olarak zürafa gönderilir. Gülhane parkını mesken tutmuş bir sarhoşun zürafanın üstüne binmesiyle zürafa hızlıca koşmaya başlayınca onu hayretle izleyen padişah’a dönüp” devletlüm bindik bir alamete, gidiyoz gıyamete” dediği ve günümüze kadar da hâlen devam etmekte olan bu söz şuan Gaziantep FK’yı anlatıyor.
Bu yolda ulaşılmak istenen yer neresi ve takım nereye gidiyor? Zirveyi kovalayan Gaziantep FK, şuan nereye doğru yol aldı? Eski Gaziantep’i görmek isterken yoksa yine aynı yere mi geliyoruz? Bu kısır döngünün başı çok güzel iken sonu nereye gidiyor? Transfer dönemi neden bu kadar verimsiz geçti? Oğuz CEYLAN ısrarınız neden? Oğuz’da benim göremediğim sizin gördüğünüz o şaheser özellik nedir? Yönetim demek sadece prim dağıtmak para vermek midir? Yoksa takımda kötü havaları da yok etmek gibi görevleri yok mudur?
Öyle bir yerdeyiz ki sorular sormayla bitecek gibi değil. Neresinden tutsan elimizde kalacak kadavra gibiyiz. Yine söylüyorum o sağ kanat neden böyle önemsiz kaldı. Biraz futbol bilgisi olan birisi Oğuz’un bu işi götüremeyeceğini görür. Adamın hücuma katkısı sıfır, ceza alanını zorlayacak etkili ortası yok, savunmada yetersiz. Ve ne yazık ki bunu kimse görmüyor, acaba neden? Takımdaki tek sorun bu mudur? Tabii hayır. Beşli savunma sistemiyle oynayan takımın bekleri hem savunmasını yapıp hem de hücumda etkili olabilmeli. Güray’ın savunmada yetersiz olduğu çok net ortadadır. Morais ile bu işi götüremeyeceğinizi düşünüyorsanız neden transfer yapılmadı? Göztepe maçını her ne kadar kazanmış olsak da Trabzonspor maçında da net ortadadır ki takım gol atamıyor. Baktığımız zaman elimizde forvet oyuncuları var;ama biz gol sorunu yaşamaya başladık. Bunun sebebi sağ ve sol beklerin katkılarının yetersiz olmasındandır. Burada ki suç ise yönetimin transfer başarısızlığıdır. Bu dönem sınıfta kaldınız.
Pinto’nun ilk gelişinde eski takımlarındaki analizini yapmış, başarılı bir geçmişi olduğunu söylemek yanlış olur demiştim. Pinto burada da aynı başarısızlık havasıyla devam ediyor. Bu gidişat böyle devam ederse yandı ha Antep yandı. Şöyle bir gerçekte var ki Trabzonspor maçıyla hocanın takıma alıştığı, takımın da hocamıza alıştığını görmüş olduk. Hocamız artık alışma sürecini aşmış olmalıdır. Sayın hocam, siz şuan aşçısınız, elinizdeki malzeme de ortada. İsteğiniz oyuncular olmayabilir ya da takımda eksikler de olabilir. Lakin usta ustalığını burada göstermelidir. Sonuç olarak hazır bir kadro ve oyun sistemiyle takımın başına geldiniz. Alışma süreci de tamamlandı. Artık bize hünerinizi gösterme zamanınız gelmiştir.
Şimdi önümüzdeki Antalyaspor maçına hazırlanmak için uzun bir zaman var. Bu zaman aralığında özellikle hücum hususunda çalışmalar yapılmalıdır. Beklerin ise ayrıca üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Eğer ki bekler çalışırsa hücum zenginleşecektir.
Yönetime son bir söz söyleyip haftanın yazısını burada noktalamak istiyorum. Sayın Başkanım; Zürafa yol almış hızlıca gidiyor. Padişah misali seyretmeye devam mı edeceksiniz? Yoksa sorun her neyse bir an önce çözüp, geri dönecek misiniz? Yalnız dikkat ediniz; geri dedim, geriye doğru demedim…
Mutlu haftalar diliyorum.