Gaziantep Üniversitesi’nde düzenlenen Gaziantep yerel medyası ve bilim gazeteciliği paneli 28 Nisan Pazartesi günü Mavera Konferans salonunda düzenlendi. Panele olan yoğun katılımla İletişim fakültesi öğrencileri ve Gaziantep yerel gazetecilerini bir araya getiren panelde Bilim ve Gazetecilik arasındaki bağlarla birlikte gazeteciliğin nereye evrildiği konuşuldu. Yerel gazeteciliğin yerini bıraktığı dijital gazetecilikte birlikte gazetecilikte olan yapı taşlarındaki değişimler akademisyenler ve usta gazeteciler tarafından tartışıldı ve yorumlandı.
Paneli Prof.Dr Mesut Yücesoy, Doç Dr. Özgür Güven, Doç.Dr. M.Ali Göngen, Doç. Dr. Semiray Yücebaş, Leyla Yıldırım , Merve Ençkü ve K.Özgür sevimli’nin hazırladığı bu etkinlikle birlikte Yerel medya gazeteciliğinin sorunlarına ve İletişim Fakültelerinin önemine de bir kez daha vurgu yapıldı.
Bilim haberciliğinde en popüler haberler sağlık
Paneli sunan Prof.Dr Mesut Yücesoy “Araştırmalarımız konusunda incelediğimiz gazetelerde bilim haberlerinin büyük ölçülerde internetten alınarak ve kaynak konusunda eksikliklere yapıldığını gözlemledik. Konularına baktığımızda ise doğal ve pratik yöntemler,s ağlık haberleri ve deprem haberleri olarak ön plana çıktıklarını gördük.” dedi
Sözü yerel gazeteciler ve akademisyenlere bırakan Yücesoy, Anadolu Ajansı eski bölge müdürü ve şuanda Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi danışmanı olan Cengiz Halil Çiçek konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı.
Bilim kamuoyu için anlaşılabilir olmalı
Çiçek yaptığı konuşmada “Anadolu’da gazeteciler pratisyen hekim gibidir. Tus’a girmiyorlar. Zaten gazete sahipleri ikinci ve üçüncü bir muhabir çalıştırma şansına sahip değiller, Ondan dolayı bilim haberciliğinde haber kaynaklarının söylediklerine itimat etmek zorunda kalıyorlar. Bilim Gazeteciliğinde en önemli sorunlardan birisi sağlıkçılar ısrarla hekimler bildikleri tıbbi terimlerle ifade ediyorlar. Bunun açıklanmasını ve daha basit terimlerle anlatılması istendiğinde ise buna tepki gösteriyorlar. Bilgiyi kamuoyunun anlayabileceği bir dile çevirmek gerekmektedir. Sağlık haberlerinde dikkatimizi çeken bir şey var bir hasta veya bir hoca ile görüşmek istediklerinde genelde siz sorularınızı yazılı verin biz onları inceleyip size cevap gönderelim deniyor. Bu durumda gazetecinin şevki kırılır. Hedefi kalmaz o zaman siz yönetiyorsunuz karşı taraf olarak neyin yayınlanmasını istediğinizi burada haberin ruhu kalmaz.”
Anadolu Basın Birliği Genel Başkanı ve Ekspres Gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Bora Zor yaptığı konuşmasında ise “Bilimsel gazetecilikle ilgili tabi burada gazeteciliği konuşurken toplumu da konuşmak gerekiyor. Ne yazık ki bilimsel haberlerin kamuoyunda çok okunma şansı yok. Bilimsel haberlerin okunabilmesi için muhakkak bir olay yaşanması gerekiyor.. Mesela deprem gibi İstanbul’da bir deprem oldu ve bir anda bütün jeofizikçiler popüler oldu. Şöyle bir sorunda var ne yazık ki toplum normal bir bilim adamının konuşmasına çokta itibar etmiyor. O bilim adamı da popüler olmalı mesela Naci Görür’ün görüşünü almanız gerekiyor. Profesör Şengöz’ün görüşünü almanız gerekiyor. Normal Gaziantep Üniversitesi’ndeki bir profesörün görüşün almanız çok önemsenmiyor. Aslında düşünecek olursanız bilim adamlarının birbirinden çok bir farkı olmaması gerekiyor. Bu bilim adamlarının öne çıkmasının en önemli sebebi iletişim. Buradaki tüm öğrencilerin gazeteci olmasını beklemiyoruz ama hepsi mükemmel bir iletişimci olabilirler. İletişim Fakültesindeki arkadaşların tüm kurumlarda bulunması ve tüm kurumların iletişim departmanı olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anki durumda bu daha iyi bir duruma gitse de o kurumlardaki arkadaşların iletişimle alakalı yeterli çalışmayı yapamadıklarını görüyoruz. Kendilerine verileni sunmaktan ziyade gereken bilgileri önden hazırlayarak doğru bilgiyi bir propaganda aracı olarak düşünmeden sunmaları gerekmekte.” dedi
“Bilim magazin olmamalı”
Uzun yıllar gazetecilik yapmış Yurt haberleri gazetesi sahibi Murat Güreş ise konuşmasında “Bilim dediğimiz şey ortaçağdan bu yana hurafe karşısında çıkmış bir kavramdır. Bilimde ve teknolojideki yeniliklerin halka duyurulmasındaki ihtiyaç ilk ortaya çıktığından bu yana özellikle 60’lı yıllarda altın çağ dediğimiz çağını yaşamıştır. Bilimin toplumun ihtiyaçlarını gerçekten karşıladığı noktada bunu8n sağlıklı bir şekilde duyurulması hakikaten bir ihtiyaç durumuna geliyor. Bilim gazeteciliği bilimsel gelişmeleri ele aldığı için kendini geliştirmiş oluyor. Fakat bilimin anlatılabilir bir hale gelmesi içinde kendi içinde kuralları oluyor mesela dilinin anlaşılır olması gerekiyor. Mesela bize özel hastanelerden gelen bültenler oluyor ama kendimiz sözlük açmak zorunda kalıyoruz. Birçok uzmanla görüşme sağlamamız gerekiyor. Magazinel hale gelmeden bunun yapılması gerekiyor magazinel hale geldiği zaman bilim haberi satılabilen bir mal bizlerde onu alan müşteri hale geliyoruz.”
“Bilim-İletişim Ofisleri kuruluyor”
Doç.Dr Süleyman Şahan “ Yükseköğretim kurumunun yaptığı çalışmayla bilim iletişim ofisleri kuruluyor,bizim üniversitemizde de kuruluyor. Mayıs sonunda yapılacak bir etkinlikle birlikte kurumsallaşma süreci bir iki ayı bulacak anladığım kadarıyla bu öncelikle halk ve üniversite bütünleşmesi için bir araç olarak düşünüldü ama asıl burada medyada önemli bir araç olacak. Gazetelerin ve medyanın bilim iletişimi ile doğrudan doğruya bir muhattap bulunacak.”
“Özgürlüğün olmadığı yerde hiçbir gelişim sağlanamaz.”
Zor “ İletişim de bir bilim dalıdır bilimin gelişmesi için en önemli konu özgürlük, Özgür ifade ve düşüncenizle birşeyler yapacaksınız ki bir yerlere taşıyabilesiniz. Bu Gazetecilik ve iletişim için de geçerli. Gazetecilik olarak son döneminde baktığınızda bilim gazeteciliğini bir kenara bırakın son dönemde normal bir toplantıya bir eylemi bile yazdığınızda gözaltına alınabiliyorsunuz. Bu noktaya gelindiği zamanda artık bilim gazeteciliğini konuşmanın çokta bir anlamı kalmıyor.” Dedi.
"Yerel medya mı,sosyal medya mı?"
İletişim fakültesi Reklamcılık bölümünde okuyan Betül isimli öğrenci ise “Yerel medya mı yoksa sosyal medya mı bilim haberlerinin yayılmasında daha etkili bir rol oynuyor?” sorusunu sordu.
Yücesoy öğrencinin sorduğu soruya yanıt olarak “ Bizim yaptığımız araştırma ile alakalı olarak sosyal medyada artık bilim gazeteciliği hakkında belirli bir konuma gelmiş bir mecra konumunda. Fakat burada da şöyle bir sorun oluyor orada bu sosyal medya hesaplarını yöneten kişiler genelde bilim insanları veya o alanda kendini geliştirmiş kişiler oluyor. Onlarında gazetecilik anlamında bir deneyim ve bilgi birikimleri bulunmuyor. İster istemez de o mecranın gazetecilik dili ve anlayışıyla zaman zaman örtüşmediğini de dile getirebiliriz.” Diyerek paneli sonlandırdı. Panelin ardından düzenlenen kokteyl etkinliğinde yerel gazeteciler ve iletişim fakültesi öğrencileri bir araya gelerek öğrencilerin gazetecilik hakkında merak ettikleri soruları yanıtlayıp, sektör hakkında bilgiler sundu.