İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi hocalarından 61 Anayasasını hazırlayanlardan İDARE HUKUKU hocası Ord. Pof. Dr. Sıddık Sami Onar, okulumuz İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu PARA EKONOMİSİ dersimizin hocası Prof. Dr. Burhan Zihni Sanus’tan sınıf geçmek meseleydi. Örneğin İdare Hukuku ve Para Ekonomisi kitabı yanılmıyorsam 900 küsur sayfaydı. Para Ekonıomisi, 40’ar kişilik sınav sonuç listesi asıldığında ya 2 ya 3 kişi başarılı olduğu görülürdü. Her iki hocadan da feyz aldım. Her ikisini de rahmetle anıyorum. Bizleri iyi yetiştirdiler.
Bugün enflasyonla ilgili olarak, paranın eski değerine yavaş yavaş nasıl gelineceğinden söz edeceğim. Sözün özü, enflasyon nasıl düşebilir; para eski değerine nasıl getirilebilir. Ekonomide buna rövalorizasyon denir. Yani kâğıt para biriminin depresiye olmadan evvelki kıymetini, tamamen veya kısmen iade etmektir rovalorizasyon.
Rövalorizasyonu başarabilmek için, bir taraftan deflasiyon yapmak, diğer taraftan da enflasyonu doğuran sebepleri gidermek lazımdır. Aynı zamanda Hesaplar Bilançosunun (Ödemeler Dengesi) lehte bakiye vermesi veya devamlı denkliğini korumak gerekir.
Rövalorizasyona gidebilmek için, enflasyonu doğuran sebeplerin öncelikle ortadan kaldırılması şarttır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1-Devlet borçlarının azaltılması veya uzun vadelere yaydırılması.
2-Masrafların kısılması.
3-Vergilerin artırılması
4-Devletin Merkez Bankasına olan borçlarının ödenmesi.
5-Gerek tarım gerekse sanayi üretiminin artırılması
6-Kredilerin, kredi kartlarının sınırlandırılması
7-Emisyona son verilmesi
8-Denk bütçe yapılmalı.
9-Yavancı sermayenin gelmesini sağlamak için, güven verecek tedbirler alınmalı.
10-Piyasadaki fazla Türk Lirası çeşitli metotlarla çekilmeli ve fazla paralar imha edilmelidir.
11-Hesaplar bilançosunun lehte bakiye vermesi veya uzun süre denk olması sağlanmalıdır.
12-Merkez Bankasında Altın ve döviz-efektif miktarı artırılmalı
Bunların yerine getirilmesi o kadar kolay değildir; zordur. Bütün bunlar göz önüne alınınca enflasyonun uzun bir süre devam edeceği, hatta artabileceği söylenebilir.
Yaşayıp göreceğiz.
Orhan YALKIN