Sen çok yaşa emi, Bakan Tamer Yıldız…
Yerel seçimlerin yapıldığı Pazar günü ülke genelinde ki, elektrik kesintilerinin sebebini:
“Espri olarak değerlendirmeyin, bir trafo merkezine kedi girdi ve kısa devre yaptı. Bu geçen ay da olmuştu, seçim öncesi de olmuştu. Bunları seçime bağlamak yanlış.” Diye açıklıyor.
***
Bu açıklamayı duyduğum zaman; içinde bulunduğum zamanın çok ama çok uzaklarına gittim.
Bu anlatacağım olayı hatırlayacak kaç kişi kalmıştır? Bilmiyorum. Belki de bir elin parmakları kadardır.
Altmış senenin üstünde bir zaman dilimini düşünün.
Antep’te elektrik fabrikası yeni kurulmuş. Daha çok kimse, elektriğin ne olduğunu bilmiyor.
İkindi vakti evin hanımı bir akşam evvelden lambanın şişesindeki hafif isi siler, lambanın eksik gazını tamamlar; karanlık çöktü mü de lambayı yakardı.
Ve yatsı namazı kılındıktan sonra da millet yatağın içine girerdi.
Daha sonra Antep’e elektrik geldi. Biz elektrikle ilk tanışan ailelerdendik. Fabrika “Alleben deresinin” kıyısında; abidenin alt sıralarında bir yere kurulmuştu. Tabii bu nimetin arkasından Antep de medeniyete bir adım daha atmış oldu. Kimi evlerde “aga” marka lambalı, damlara kurulan antenli radyolar olmaya başlamıştı.
***
Bir gün “ larpadak” tüm şehirde elektrik gitti. Aman yaman elektrik yok. Millet gaz lambasına geri döndü.
Babam bir gün sonra eve geldiğinde, gülerek “elektrik fabrikasının içine sıçan düşmüş. Tamiri epeyi sürermiş”
Hayda… O zaman seçim falan da yoktu.
Ne kadar sürdü hatırlamıyorum. Ama herhalde hayli sürmüştü… Ve bir gün baktı ki, elektriğimiz geldi.
Sen çok yaşa emi Bakan Bey…
Seçimin psikolojik ağırlığdan bunalanlara bu açıklama sanki ilaç gibi geldi. Herkesin yüzünden bir tebessüm uçuştu.