KESK Şubeler Platformu tarafından Yeşilsu Meydanı’nda “Emekten, Halktan Yana, İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Bütçe” konulu basın açıklaması düzenlendi. KESK Şubeler Platformu adına açıklamada bulunan KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, Türkiye’de yaşayan insanların yoksulluk ve sefaletten payına düşeni aldığını söyledi.

Tüm dünyayı saran bir salgının milyo KESK Şubeler Platformu tarafından Yeşilsu Meydanı’nda “Emekten, Halktan Yana, İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Bütçe” konulu basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasında bulunan KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, “Onlarca insanın hayatını alt üst ettiği olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Pek çok ülke dar gelirli yurttaşlarını ve ücretli kesimleri pandemiden korumak için mecburen kısmen de olsa sosyal devlet politikalarını hayata geçirmeye, bunun için bütçelerinin önemli bir bölümünü kullanmaya devam ediyor. Ülkemizde ise kontrolsüz, plansız, koşar adım geçilen “Normalleşme” sürecinde dar gelirliler, yaşamını emeği ile alın teri ile kazanan milyonlar yine yok sayılıyor. “                                                      

 NORMAL OLMAYAN BİR TABLO İLE KARŞI KARŞIYAYIZ!

“Artık kimsenin inanmadığı TÜİK rakamları ile ne kadar perdelenmeye çalışılsa da işsizlik ve hayat pahalılığı rekor üstüne rekor kırmaya devam ediyor. Vatandaşları salgından korumak için açıldığı söylenen ekonomi paketlerinde aslan payı sermayeye ayrılıyor. Kamu emekçileri olarak bizler de yoksulluk ve sefaletten payımıza düşeni fazlası ile alıyoruz! Maaşlarımız eriyor, yoksulluğumuz artıyor. 2012 yılı Haziran ayından bugüne açlık sınırı %155, yoksulluk sınırı %154 artarken bizim maaşlarımız ortalama sadece %117 artmıştır Tüm bunlar yetmezmiş gibi can derdine düştüğümüz pandemi süreci emeği hedef alan yeni saldırıların fırsatı haline getiriliyor. Kıdem tazminatının ve buna bağlı olarak bizlerin kamusal emeklilik hakkının ortadan kaldırılması, salgın koşullarında mecburen başvurulan uzaktan çalışma, esnek çalışma gibi güvencesiz istihdam biçimlerinin kalıcı hale getirilmesi hedefleniyor. Dünyada yüz binlerce insanın yaşamına mal olan salgın koşullarında bile atılan her adımda sermayenin, patronların çıkarlarının temel alınması NORMAL DEĞİLDİR. Pandemi ile birlikte derinleşen kriz koşullarında milyonlarca insanın hayatlarını tehdit eden salgın ile ekmek parası arasına sıkıştırılması normal değildir.”

“PAY ARTIRILMALI”

“Pandemi ile birlikte derinleşen kriz koşullarında NORMAL OLAN; Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi devam eden olağanüstü koşullardan en çok etkilenen kesimleri koruyucu sosyal devlet politikalarının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesidir. Bunun da yolu dar gelirli, yoksul, ücretli kesimlerin yurttaşlık haklarını koruyacak, gelirlerinin insanca bir yaşam seviyesine yükseltilmesini sağlayacak ek bir bütçeden geçmektedir. Söz konusu ek bütçede kamu hizmetlerine, kamu yatırımlarına ayrılan pay mutlaka arttırılmalıdır.”

TALEPLERİNİ SIRALADI

“Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına ve özelleştirme soygununa son verilmesini, Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılmasını, Ülke kaynaklarının kullanılmasında herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini, Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere “temel bir yurttaşlık geliri” sağlanmasını, Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel alınmasını, Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi adaletsizliği yükünün hafifletilmesi için; gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini -tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini-kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını-asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, Toplumun en zengin %1’lik kısmının Milli Gelirin %54’üne el koyduğu, geri kalan %99’un payına ise Milli Gelirin sadece %46’sının düştüğü adaletsiz tabloya son verilmesi için belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını, Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini, Temel tüketim maddelerine son bir yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını, Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su giderlerinin pandemi tehdidi ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmasını, Ülke kaynaklarının daha fazla silahlanma için değil, barış ve demokrasi için kullanılmasını, Yaşanan hayat pahalılığı karşısında çoktan hükmünü yitirmiş olan 2020-2021 yıllarını kapsayan ‘toplu sözleşme’nin iptal edilmesini, Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini, Yaşamaya devam ettiğimiz mali kayıpların maaşlarımıza yapılacak ek artışlarla telafi edilmesini, maaşlarımızda yapılacak artışlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının-yoksulluk sınırında yaşanan artış oranının temel alınmasını, İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını, Kıdem tazminatı fonu, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) dayatmalarından vazgeçilmesini, yıllardır tahrip edilen kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sistemimizin güçlendirilmesini, Yukarıda sıraladığımız tüm bu talepleri içeren Ek bütçenin hiç vakit kaybetmeksizin hazırlanarak hayata geçirilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

HABER MERKEZİ

Editör: Haber Merkezi