Eğitimden Erken Ayrılma

Okullaşmayı azaltan unsurlardan birisi de eğitimden erken ayrılmadır. Okul terkinden farklı olarak eğitimden erken ayrılma 18-24 yaş nüfusun en son tamamladığı kademeye bakılarak belirlenir. Buna göre, 18-24 yaş grubunda en az ortaöğretim mezunu olmayanlar istatiksel olarak “eğitimden erken ayrılanlar” olarak tanımlanıyor.
Bu alandaki veriler, sadece 18-24 yaş grubuna ilişkin politikalar için değil, örgün eğitimdeki politikaların iyileştirilmesinde ve eğitim dışına çıkma riski bulunan çocukların durumunun tespit edilmesinde de yararlı olabilir.
Ortaöğretim çağında artan okullaşma oranlarıyla birlikte eğitimden erken ayrılanların oranı azalıyor.
Bu konudaki rakamlara bakıldığında; 2020’de %27,0 olan eğitimden erken ayrılanların oranının 2021’de %23,0’e gerilediği, en güncel verilerin bulunduğu 2022’de ise azalarak %21,4 olduğu görülüyor.
18-24 yaş grubunda eğitimden erken ayrılan erkeklerin oranı %22,2 iken bu oran kadınlarda %20,4’tür. Kadın ve erkeklerin durumuna istihdam boyutuyla bakıldığında ise farkın arttığı görülüyor. Eğitimden erken ayrılıp istihdam edilenlerin oranı erkeklerde ,7 iken bu oran kadınlarda sadece %4,5’tir. İstihdam oranları her iki grup için düşük olmakla birlikte eğitimden erken ayrılan kadınların istihdama katılım şanslarının da düştüğü söylenebilir.
Eğitimden erken ayrılanlar bir yandan da ülkenin sosyal sermayesini oluşturduklarından bu oranların düşmesi gelecekteki ekonomik ve sosyal faaliyetlerin planlanması açısından da oldukça önemlidir.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2017 yılında, eğitimden erken ayrılma konusunda "Zorunlu Eğitimden Erken Ayrılma" konulu bir yazı yayınlayarak, okul ve kurumlarda zorunlu eğitim çağında iken, örgün eğitimden devamsızlık, başarısızlık, disiplin cezasıyla uzaklaştırma, öğrenim çağı dışına çıkma, öğrenim hakkının bitmesi, kendi isteğiyle aşık öğretime geçme, evlenme, hükümlü veya tutukluluk gibi nedenlerle örgün eğitim dışına çıkan öğrencilerle ilgili bir araştırma yürütmüş, ve yıllar içinde eğitimden erken ayrılmayı önleyici politikaların oluşturulmasında bir yol haritası belirlemiştir. Bu anlamda eğitimden erken ayrılma sadece Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluk alanında değil, diğer kamu kurumlarının da sorumluluğu olan kompleks bir konudur. Bu nedenle kamu kurumları eğitimden erken ayrılma oranının düşürülmesiyle ilgili koordineli bir çalışma yürütmelidir.