Eski siyasilerle yeni siyasileri karşılaştırdığımda üç fark insanın dikkatini çekiyor. Bunlardan biri, birbirlerine karşı söylemlerdeki üslupları diğer biri özlük haklarındaki farklılıklar diğeri de koruma sayısındaki anormal artış.
***
Eğitim!?
***
Yaşıtlarım, gerek çocukluk gerekse gençlik çağlarında, siyasilerin birbirlerine karşı söylemlerinde, bugünkü amiyane sözlerle hitap etmelerine rastlamamışlardır.
Bugün söylenen “şerefsizler, namussuzlar, edepsizler, ahlaksızlar, hırsızlar…” gibi kelimeleri eski siyasilerden duymadık.
O zamanda da birbirlerinin rakibiydiler.
Rahibe Teresa bakın ne diyor:
“Gittiğiniz her yere sevgi götürün; ilk önce kendi yuvanıza. Çocuklarınıza, karınıza, kocanıza, yan komşunuza sevgi verin…
Hiç kimsenin yanınızdan mutsuz ve kötü ayrılmasına izin vermeyin. Tanrı’nın zarafetinin yaşayan bir örneği olun; yüzünüzden, gözlerinizden, gülüşünüzden ve selamınızdan zarafet eksik olmasın.”
***
Nelerin değiştiğine insanın bir türlü aklı ermiyor. 2015 yılı için ücretlilere ve emeklilerine %3+3 zam öngörülürken milletvekilleri kendi aylıklarına %9.5, emekli aylıklarına da seyyanen bin lira zam yapmakta hiçbir sakınca görmüyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, aylıkları 500 lira olan milletvekilleri, ülkenin ekonomik durumunu düşünüp aylıklarını 350 liraya düşürürken, bugün BAĞ-KUR’dan emekli olup 800 lira aylık alan bir zat, milletvekili olunca, primini dahi ödemek zahmetine katılmadan iki yıl vekillik sonunda emekli aylığı 8200 lira olabiliyor.
Robert Bosch der ki: “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.”
***
Eski siyasiler halk arasına girdiğinde korumaları olmazdı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün arkasında bir yaveri olurdu. Onu da kendisine yardımcı olarak taşırdı.
Bugün, değil Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık makamlarının, bakanların bile koruma orduları var.
İnsanların korunma ihtiyacı duymanın çeşitli sebepleri olabilir.
Halk tarafından sevilmediklerini bildiklerinden, herhangi bir saldırıya uğramamak için korunma ihtiyacı duyabilirler.
Yaptıklarının doğru şeyler olmadığını bildiklerinden de korunma ihtiyacı duyabilirler.
Konfüçyüs der ki: “Daima kendi menfaatini göz önünde bulunduran kimse, pek çabuk düşman kazanır.”
***
İnsan, böyle değişikliklerle karşılaştığına şaşırıyor.
Ve de, ne oldu da, değiştik demekten kendini alamıyor.