Diş çürüğü, bakterilerin neden olduğu bir hastalıktır. Ağız ortamında yaşayan sayısız mikroorganizmadan kimileri dilde kolonize olup ağız kokusuna neden olur, kimileri diş eti hastalığına sebep olur, kimileri ise diş yüzeylerinde biriken şekerleri fermente ederek dişleri çürütür.
Diş çürükleri alışık olduğumuz kahverengi-siyah rengine bürünmeden 6-18 ay öncesinde aslında zaten mevcuttur. Bazen gözle göremeyiz, bazen radyografilerle teşhis edebiliriz. Kocaman ve ağrılı bir çürük dişe sahip olmasak bile, dişlerimizde çürükler mevcut olabilir. Bu belirsiz dönemde, eğer doğru zamanda yakalarsak, çürüğü iyileştirme şansımız olabilir.
Dişin en dış yüzeyindeki, mine tabakasındaki, hipokalsifikasyon ağız ortamı pH’ının tüketilen gıdalarla anlık olarak asidik olmasıyla artar, yani çürük giderek geri dönüşümsüz hale gelir. Diş çürüklerinin en sık sebebi olarak tanıdığımız streptococcus mutans gram pozitif ve fermentöz bir bakteridir. Asidik ortamda etkinliği artar. Yani eğer asitli bir içecek tükettiyseniz ağzınızda önceden pasif olan bir çürük aktifleşmiş olabilir. Bunu çok sık yaparsanız, S. mutans için harika bir ortam hazırlamış olursunuz.
Bakteri Kökenli Diş Çürükleri Bulaşabilir mi?
Peki ağzımızda etkinliği ve sayısı artan zararlı mikroorganizmaların tükürükte de anlamlı bir konsantrasyonda bulunduğunu biliyorsak, birini öperek çürük bulaştırma ihtimalimiz olabilir mi?
Bu gayet mümkün!
Dişi süren yenidoğan birey, çürük oluşturan mikroorganizmalarla ilk olarak anne ve babasının sevgi dolu öpücükleri sayesinde tanışır. Çürük ve diş sağlığı sanılanın aksine genetik yatkınlığa değil çevresel koşullara bağlıdır. Ağzında çürük olan birer anne, baba, dede, nine, bakıcı öpücükleri ile yenidoğan, çürük oluşumuna yol açan bakterileri florasına eklemiş olur. Eliminasyonu ise mekanik olarak diş temizliği, yani diş fırçalama ile mümkündür.Bulaşıcı hastalıklar ile yoğun olarak mücadele ettiğimiz bu günlerde, çürüğün de bulaşıcı bir hastalık olduğunu hatırlatmakta fayda var.