“ABD’nin Teksax eyaletinde okulunun örnek öğrencileri arasında bulunan Diana Tran (17), kendisini hapiste buldu. Houston kenti yakınlarındaki Willis kasabasının devlet lisesinde okuyan Tran, okula mazeretsiz 10 günden fazla gitmediği gerekçesiyle çıkarıldığı çocuk mahkemesince suçlu bulununca bir gece hapis yatmak zorunda kaldı.
Genç kız yargıca, iki kardeşine bakabilmek için iki farklı işte çalıştığını, ev ödevlerini sabah yediye kadar ayakta kalarak tamamlayabildiğini, bazı günler, okula gidemeyecek kadar yorgun olduğunu anlatmasına rağmen cezadan kurtulamadı.”
Bu olay ABD’nde oluyor.
xxx
Ya bizde?!
Bizde, devamsızlık süresi 20 gün iken 30 güne, geçenlerde çıkarıldı. Yani bir öğrenci mazeretsiz olarak 30 güne kadar okuluna gitmeyebilir. Kimse bir şey diyemez!
Diğer taraftan, sınav ve sınıf geçme yönetmeliğimize göre neredeyse sınıfta kalma gibi bir durumda kalmamış.
Herhalde ABD ne geri kalmış bir ülkedir ne de gelişmekte olan bir ülke. Üstelik eğitimde ki yeri küçümsenmeyecek yerdedir.
ABD’nde eğitim oturmuş, devlet politikası haline gelmiştir. Bizde, hükümetler değiştikçe, her değişimde sınıf geçmede kolaylıklar sağlandıkça, dünya sıralamasında ki yerimiz, alt sıralara düşmüştür.
xxx
Haberde, insanın dikkatini çeken bir konu da, yargıcın ne kadar tarafsız ve adil olduğudur. Çünkü Diana Tran hem okuyor hem de kardeşlerine bakabilmek için iki ayrı işte çalışıyor. Yargıca bu konumunu anlatmasına rağmen, bir günlük hapis cezasından kendisini kurtaramıyor.
xxx
Eğitimde öğrenciye kolaylıklar sağlandıkça, çocuklarımızın kendilerini derslerine vermelerde nakısılar oluyor. Öğretmenliğim sırasında, Gaziantep, İskenderun, Adıyaman, İzmir-Torbalı’daki öğretmen olan öğrencilerimin yardımıyla yaptığım anket bunu göstermişti. Örneğin, “Yazılı sınavlarına ne zaman hazırlanırsınız” sorusuna, cevap şıklarından “Yazılı olacağı günden bir gün önce cevabı ‰98’i bulmuştu.
Bunun gibi kolaylıklar, eğitimimizin dünya sıralamasında alt sıralara düşmesinin sebepleri arasında biridir.
xxx
Eğitimde başarıya ulaşabilmek için her ilden en az 15-20 çeşitli branşlardan öğretmenler Ankara’ya çağrılmalı. Onlara eğitimiz ve nelerin yapılmasının gerektiği ile çalışmalar yapıp bir rapor vermeleri istenmelidir.
Bu öğretmenler topluluğu, öğle 3-5 günlük bir çalışma yapmamalı; çalışmaları altı ay veya daha çok bir zaman sürebilmelidir. Konu enine boyuna tartışılmalıdır.
Çalıştayda, müfredat programları, sınıf geçme yönetmeliği, eğitsel kollar, devam-devamsızlık, öğretmenlerin özlük konuları gibi konular ele alınmalıdır.
Böylece elde edilecek bilgiler ışığında eğitimimiz devlet politikası haline getirilmeli ve iktidarlar değiştikçe eğitim üzerindeki oynamalara son verilmiş olmalıdır.
xxx
Muhtelif defalar eğitimle ilgili yazılarım oldu. Diana Trant’ın başına gelenleri okuyunca yinelemek istedim.
Havanda su dövdüğümün bilincindeyim; ama ne çare, serde eğitimcilik var!
İşte Diana, işte Ayşe…
Artık hangisinin daha iyi yetişebildiğini siz düşünün.