Demokratik Okul Kültürü-I-

Milli Eğitim Bakanlığı 1 milyona yakın çalışanı, 17 milyonu aşan öğrenci sayısı ve bütün toplumu ilgilendiren işlevi ile en çok gündeme gelen Bakanlık konumunda.

 Bakanlığın yaptığı makro değişikliklerin, okul sistemine yaptığı etkilerin yanında, okulun kendi içindeki iç ilişkilerin de, eğitim sistemine olumlu ya da olumsuz etkileri vardır. Kültürel açıdan okullar, o toplumun kültürel birikimini öğrencilere aktarmada ve yeni toplumsal kültürün oluşmasında etkili olur. Okullar ve toplum birbirlerinin aynalarıdır. Toplumda baskın olarak var olan değerler ve inançlar, okullarda da öğretilir.

 Bu bağlamda okul kültürünün de, demokratik bir iklime sahip olması, demokratik değerleri beslemesi ve topluma demokratik açıdan katkıda bulunacak olması, okulda demokrasi uygulamalarının yaşama geçmesi, demokrasi açısından önemlidir. Apple ve Beane demokratik okulun özelliklerini şöyle sıralamışlardır:

. Farklı görüşlere değer vermek.

. Bireysel ve grup düzeyinde sorunların çözümüne odaklanmak.

. Farklı görüşleri, sorunları ve politikaları değerlendirmek için eleştirel düşünce ve analizlerden yararlanmak.

. Başkalarının refahı ve “genel iyi” için duyarlı olmak.

. Demokrasi değerlerini yaşamak ve bu değerlerin insan hayatında yol gösterici olmasını sağlamak.

. Sosyal bir kurum olarak okulun, örgüt yapısı bağlamında yaşamın demokratik yönünü desteklemek ve sürdürmek.*

 Bu konuda, Milli Eğitim Temel Kanununun, “Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri” başlıklı bölümünde, “Demokrasi eğitimi” yan başlığıyla yer alan 11.maddeye göre; “Güçlü ve istikrarlı, hür ve demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için yurttaşların sahip olmaları gereken demokrasi bilincinin, yurt yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışlarla sorumluluk duygusunun ve manevi değerlere saygının, her türlü eğitim çalışmalarında öğrencilere kazandırılıp  geliştirilmesine çalışılır; ancak, eğitim kurumlarında Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine aykırı siyasi ve ideolojik telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasi olay ve tartışmalara karışılmasına hiçbir şekilde meydan verilmez.” hükmü, okullarda demokrasinin ve demokrasi eğitiminin ne kadar önemli olduğunun en önemli göstergesidir.

 Yine konunun önemine binaen, Milli Eğitim eski Bakanı Ömer Dinçer 2011-2012 Öğretim Yılı başında “İlk Ders” konulu 2011/51 sayılı bir genelge yayımladı. Bu genelgeyle Sayın Dinçer; okul öncesi dönemden başlayarak örgün eğitimin tüm kademelerinde; demokrasi, insan hakları, uzlaşı anlayışının esas alındığı demokratik bir okul kültürünün oluşturulmasını hedeflediklerini, ders kitaplarının da; barış, hoşgörü, demokrasi ve insan hakları gibi temel değerler dikkate alınarak hazırlandığını; "Tüm öğretim programları ve ders kitaplarında dil, din, cinsiyet ve etnik köken açısından farklı millet  ve toplulukları küçük düşüren, aşağılayan, açık veya örtük ifadelerle dışlayan bilgi, resim, fotoğraf ya da sembol kullanılmamasına büyük önem ve hassasiyet gösterildiğini, belirtti.

 

 

Demokrasinin ancak onu anlamış ve benimsemiş bireylerce yaşatılıp geliştirilebileceğini söyleyen Dinçer, "Okullar, öğrencilere demokrasi ve insan hakları ile ilgili kavramları ezberletmek yerine, demokrasinin ve insan haklarının yaşama geçirilmesine, bu kavramları yaşayarak öğrenmelerine imkan sağlamalıdır. Bu amaçla öğrencilerin hak, adalet, özgürlük gibi kavramların okulda ve sınıfta da var olduğunu, bunlara önem verildiğini görmeleri gerekir. Sınıfların ve okulun yönetimi konusunda öğrencilere sorumluluk verilmeli, kendilerini ilgilendiren konularda alınacak kararlara katılımı sağlanmalıdır. Öğrencilerle özellikle model olma yoluyla şiddetten uzak; sevgiye, saygıya, anlayış ve hoşgörüye dayanan çift yönlü bir iletişim ortamı oluşturulmalıdır” dedi.