Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde düzenlenen “Dünya Hükümetler Zirvesi”nde konuşma yaptı. Çözüme kavuşturulamayan her meselenin zamanla büyüyerek yeniden karşımıza çıktığını ifade eden Erdoğan, “Halının altına süpürülerek sorunların çözülemeyeceğini, yaşadığımız her hadiseyle bir kez daha görüyoruz. Bunun en son ve acı örneği Gazze’deki krizdir. Geçen yılın 7 Ekimindeki hadiseden bağımsız olarak bugünkü krizin kaynağı, Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen Filistin topraklarındaki işgalin artarak devam etmesidir. Kendisini uluslararası hukukun üstünde gören İsrail, on yıllardır işgal, gasp, yıkım ve katliam politikalarından vazgeçmemiştir” dedi.
“Filistin devleti kurulmadan atılan her adım yarım kalacak”
Filistin halkının nasıl bir adaletsizlikle karşı karşıya kaldığını anlamak için çok uzağa gitmeye gerek olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1948 tarihinden bugüne İsrail-Filistin haritalarına bakmak bile meselenin vahametini göstermeye yeterlidir. Biliyorsunuz, tedavinin yarısı teşhisin doğru konulmasıdır. Burada da sorunun kaynağını doğru tespit etmezsek çözüm yolunu da bulamayız. İsrail bölgede kalıcı barış istiyorsa yayılmacı hayaller peşinde koşmayı bırakmalı, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devletinin varlığını kabul etmelidir. Gazze’deki insani trajedinin de giderek bölgeye yayılma riski taşıyan çatışmaların da sona erdirilmesi her şeyden önce İsrail’in, Filistin halkının en temel haklarını tanımasına bağlıdır. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devleti vücut bulmadan atılan her adım yarım kalacak, sorun çözüme kavuşturulmuş olmayacaktır. Dolayısıyla bölgemizde barış, huzur ve ekonomik kalkınmaya giden yol Filistin devletinin kuruluşundan geçiyor” şeklinde konuştu.
“Gazze’nin büyük bir enkaz yığınına çevrildiği trajedi karşısında her türlü çabayı gösterdik”
Türkiye’nin barışın tesisi ve temini için diğer bölge ülkeleriyle birlikte garantörlük dahil sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bunun yanında çoğu çocuk ve kadın 28 binden fazla masumun hayatına mal olan, 70 bine yakın sivilin yaralandığı, 1 buçuk milyondan fazla insanın göçe zorlandığı, Gazze’nin büyük bir enkaz yığınına çevrildiği trajedi karşısında her türlü çabayı gösterdik, gösteriyoruz ve göstereceğiz. Şimdiye kadar 34 bin tonluk insani yardım malzemesini Gazze’ye ulaştırılmak üzere bölgeye gönderdik. Toplam 380 hasta ile 344 refakatçiyi Türkiye’de misafir ediyor, tedavilerini sağlıyoruz. Gazzeli kardeşlerimize yönelik işlenen savaş ve insanlık suçlarının takibi için uluslararası hukuk kulvarında atılan adımlara destek veriyoruz. Güney Afrika Cumhuriyeti nezdinde hak ve adaletin tecellisi için inisiyatif alan tüm ülkelere, özellikle de Afrikalı kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Aynı şekilde Ekim ve Aralık aylarında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen kararlara destek veren ülkelere şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Filistinli kardeşlerimizi asla sahipsiz, çaresiz ve yalnız bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.
“İsrail’in sorumsuz politikaları tüm dünyada antisemitizmi körüklüyor”
Son dönemde Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Ajansı’na yönelik dozu artan itibar suikastlarını da esefle karşıladığını belirten Erdoğan, “Bu kritik dönemde ajansa yaptığımız katkıları artırmamız önemlidir. Vicdan sahibi tüm ülkeleri Ürdün, Suriye, Lübnan ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan 6 milyon mülteci için can damarı olan ajansa sahip çıkmaya davet ediyorum. Bakınız tüm bunları sadece nüfusu Müslüman bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak söylemiyorum. Aynı zamanda 5 asır önce engizisyon zulmüne maruz kalan Musevilere kapısını açmış, 4 asır boyunca İbrahim Halilullah düsturuyla Kudüs-ü Şerife hizmet etmiş bir milletin evladı olarak ifade ediyorum. Mevcut İsrail yönetiminin sorumsuz, pervasız ve acımasız politikalarının tüm dünyada antisemitizmi körüklediğini görüyor, bundan rahatsız oluyor, insanlık adına gerçekten endişe duyuyoruz. Daha fazla kan dökülmeden daha fazla çocuk, kadın ölmeden daha fazla gözyaşı akmadan bölgemiz çok daha büyük tehditlerle karşı karşıya kalmadan bir an önce Gazze’deki katliamı durdurmamız gerektiğini burada tekrar ifade etmek istiyorum” dedi.