Ülkede bir siyasi curcuna aldı, başını gidiyor. Kimin ne yaptığı belirsiz. Ancak bütün olan vatandaşa oluyor. Bakın vatandaş dedim. Çünkü bizde bir söz var, eli koynundaki gariban vatandaş. Sesi çıkmaz. Korkar, değme bana değmeyeyim sana misali.
Önüne ne korsan onu yer ,vur ensesine al elinden eyvallah der. İşte son aylarda, ensesine vurmayı bırak, ciğerini söktüler. Verem olmuş gibi, öksürmeden ciğeri çıkıyor. Ama yine de sesi çıkmıyor. Çünkü kasaba, bakkala, manava, markete gidemez olmuş.
Niye mi cep delik, cepken delik her tarafa borçlu. İşte böyle olunca da, ne sağlıklı gıda alabiliyor. Nede sağlıklı beslenebiliyor. Vatandaş bu durumdayken, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında olanlar var. Bastılar curcunaları barbar bağırıyorlar. Niye mi aday olamadık.
Şimdi sorma sırası bende, sizler bu güne kadar halka nasıl yanaştınız?
Kendi içinizde devamlı, kavgalı. Hatta geçmişte sizlere destek verenleri unuttunuz.
Bakın, vatandaş çok şey bekledi ama makamlara oturup unuttunuz.
Hele birde Ankara’ya gidenler, deri koltuklar rahat geldi onlara.
Ancak vatandaş curcuna çıkarıp, ne olacak bizim halimiz diyeceğine, yine siyasiler başladı. Neye mi? Çalmadan oynamaya…
Hele birde haklarında konuşan varsa, yada kendilerine karşı oy kullanmaya kalkmışsa, ne emeğini dinlerler nede oyunu. İşte siyaset bu, köprüden geçene kadar ben sana köprüden geçtikten sonra, sen bana kurban.
Bakın arkadaşlar. Bu kafayla ne iktidar olunur, nede belediyeler alınır. Çünkü kendinize güveniniz yok. Birilerinden medet umar haldesiniz. İşte bunu fırsat bilen iktidarda, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor sizinle.
Ancak curcunayla, dalavereyle bir yere varılmayacağınızı kafanıza sokun.
Geçmişte hep bizi suçladınız. İşte meydan sizin, bu halk bu güne sizlerin tutumundan dolayı, bu hale geldi. Oyları bölmeyin dediniz. Adamlar ülkeyi böldü. Oyu satmayın dediniz.
Ülkede satılmadık yer kalmadı hep seyirci oldunuz. Yazayım mı daha gerçekleri?