Bu cumartesi yani ayın onunda ulusumuzun; ulus, olarak en acı günü sayılan bu gün de bazı eksikliklerin olacağını korkarak bekliyordum.
Korktuğum gibi olmadı…
***
Sabahleyin saat 08.30
Gazete almak için çıktım evden. İlk gözüme ilişen, dikkatimi çeken sanki tatil günü değilmiş gibi okullarına giden öğrenciler oldu. Yakınımızdaki okula yaklaştıkça yollarda ki, öğrenci sayısı daha da arttı.
İçimi bir huzur kapladı. Derin bir rahatlık tüm benliğimi sardı.
Korktuğum olmayacaktı.
Okulun önünden geçerken okul bahçesindeki öğrenciler cıvıl cıvıl.
Belki de birçoğu büyüklerinin hissettiklerini hissetmiyorlardı ama okul yönetiminin talimatına uyarak gelmişlerdi.
Kim bilir belki bunların arasında da sebebini bilmedikleri bir dürtüyle pıskıranlar, gülmemek için kendilerini zor tutanlar olacaktır.
Olsun…
Nasıl olursa olsun biraz daha büyüyünce bu günün önemini daha iyi kavrayacaklar.
Çünkü anlamadıkları halde tatil, olmalarına rağmen okula gelmeleri ve öğretmenlerinin Atatürk hakkında verdikleri bilgiler, o tertemiz dimağlarına bir şekilde yerleşecektir.
***
Daha sonra en önemli olay gerçekleşti….
Saate bakıyorum…
Saat tam 09.05…
Kulaklarıma sanki ninni gibi gelen siren sesleri, korna sesleri…
İşte bu dedim. Heyecanla, coşkuyla.
***
Anladım ki ulusumuzun en acı günü yine içtenlikle samimiyetle yaşanıyor. Ulu önder Atatürk kendine laik olduğu şekilde yâd ediliyor.
Mekânı cennet, Allah’ın rahmeti üstünde olsun.
***
Her ne kadar eskiden olduğu gibi ekranlarda – özellikle – anıtkabir deki anmalar öyle saatlerce saniye saniye ekranlarda olmadıysa da akşam haberlerde gerektiği kadar yer buldu.
Ve anıtkabirdeki o muhteşem kalabalık çok şeye değdi.
***
Görüldü ki; halkımız kimilerinin anlamak istedikleri gibi değil, artık.
Bu günün bir bayram olmadığını, slogan atılacak gün olmadığını, bu günün bir anma, yâd etme günü olduğunun bilincinde vakur Atalarının huzuruna çıktılar.
Ve bunu herkese; dosta düşmana yürekten kanıtladılar.
Ellerinde Türk bayraklarıyla, Atatürk posterleriyle atalarına saygılarını, minnetlerinin sunmak ‘biz senin felsefenin gençleriyiz’ demek için koşmaları…
Bütün problemleri silip süpürdü…
***
Ankara valiliği yürüyüşü yasakladı. Haklı…
Ama boş bir tedbirdi. Hatta tahrikti…
Çünkü yukarıda da dediğim gibi Atatürk’ü bir kurtarıcı olarak, bir cumhuriyetçi olarak, bir demokrat, laik bir lider olarak gören Türk gençleri böyle bir günde tahriklere kapılmayacak kadar sağduyulu olduklarını böylece cümle âleme kanıtladılar…
***
Siz çok yaşayın Atatürk ve inkılâplarına gönül veren Cumhuriyetçi, Milliyetçi, demokrat, laik ve de muasır medeniyeti yakalamaya hatta geçmeye azmetmiş bu vatanın asil evlatları…
***
Bu anma törenlerinde olmaları gerekenler de olsalardı…