Bu şehirde ne varsa ….

Çocukluğumun Gaziantep’i 80’lerin başı itibariyle 350.000 civarında bir nüfusu olmalı. Tabi sayfada bulunan büyüklerim daha iyi bilir, tashih edebilirler ...

Kendi halinde bir esnaf çocuğu olarak, ayrıldığım tarihe kadar olan döneme memleketime olan sevgi ve tutkum ile, o süreden çok daha fazla yaşanmışlık sığdırdığıma inanıyorum.

Hayatımıza, şahsiyetimize yön veren, belirleyici olan, önce rahmetli babamdan sonra da dayımdan ders aldığımız önemli bir referans vardı;

Eliyle, diliyle kimsenin canına, malına zarar vermemek, mazlum olsan da asla zalim olmamak!

Bu terbiye ve telkinlerle, 30 küsur yaşında ayrıldığım tarihe kadar, başımı kaldırıp birine baktığım kaydedilmemiş ve şahit olunmamıştır, bununla da gurur duyuyorum.

Bir memur maaşının biraz üzerindeki gelirin, bereketinin fazlası ile bizlere yettiği dönemlerdi.

En büyük lüksüm, ona da sonradan alıştığım bir paket sigara ile semtimizde bulunan, Özel filiz kıraathanesinde, akşamları tek başına bir ağacın altında içtiğim “özel” sade kahve ile soğuk su idi.

Mekanın sahibi, 50 yıla yakındır işletmecisi Rahmetli Bedir Usta, bu hayatta çok ezilmiş, heybesinde çok yaşanmışlık bulunan, usûl, erkâna fevkalade dikkat eden, çok bilge, esnaflık terbiyesini özümsemiş, hayat tecrübesinden mütevellit, insanlara mesafeli ve temkinli, ama tanıyınca çok merhametli ve duygularında samimi bir insandı.

Hiç iletişim kurmadan, tek kelime etmeden, ruh halinizi, aslında ne düşündüğünüzü bilecek kadar insan sarrafıydı.

Rahmetli ile karşılıklı saygı sevgiye dayalı, baba oğul gibi bir hukukumuz, acı tatlı hatıralarımız oldu.

Bedir Baba, Türk musikisinden, yöresel türkülerden, gazellerden çok iyi anlayan, zevk sahibi bir insandı.

Eski bir plak veya kasetçalardan, hoparlör ile dışarıdan da dinlenebilen müzikler çalardı...

Hayatımın yaşanmışlıkları arasında yerini alan o kıymetli zaman dilimlerinin bana çok huzur verdiğini ve nadir mutluluklarımdan olduğunu açık yüreklilikle ifade etmek isterim.

Aslolan sevgi idi saygı idi her derdine mutluluğuna ortak olabilmek, gerektiğinde sır saklayabilmekti.

Bilinen gerekçelerin ötesinde, Rahmetli Annemin yokluğu ile Bedir Ustanın vefatı da Gaziantep ile aramdaki mesafenin açılmasının gerçek sebepleridir diye düşünüyorum.

Hatıralarınızı, hikayenizi kaybetti iseniz, yüreğinizde bir yerler yıkılıp, gönül dünyanızda bir perde kapandı ise ne yaparsınız?

O plak ve kasetçalarda, dinlediğim an çok duygulandığım , her dizesinde kendimi bulduğum o şarkı sözleri bugün bile dimağımda hayalimde yankılanıyor ;

“Tadın sinmiş suyuna

Taşına toprağına

Bu şehirde ne varsa

Hepsi sana benziyor...”