Bebek Erkekmiş…

Düşün

Kadın hamile. Bebek erkekmiş. Herkes mutlu.

Bebek doğdu, pipisi amcalara gösterildi. Amcalarda bayram sevinci.

Dünyanın en gerekli organını gördüler çünkü.

Bebek terledi, çırılçıplak soydular. Öyle gezdi evde.

Pipisi vardı ve bu hakka sahipti.

Bebek büyüdü sünnet olacak. Davullar, zurnalar, hediyeler…

Çocuk düşündü ”Sanırım bu çok önemli bir organ.”

Üç beş kız vardı mahallede ”Hangisini alayım sana” dediler.

Çocuk düşündü ”Sanırım karşı tarafa sormadan seçebiliyorum”

Çocuk acıktı. Sofrayı kız kardeşleri ve annesi hazırladı, topladı.

Çocuk düşündü ”Sanırım kadınlar bana hizmet etmekle yükümlü.”

Kalabalık bir akşam yemeği, herkes masaya sığmayacak.

Erkekler ve çocuk masaya, kadınlar yere oturdu.

Çocuk düşündü ”Sanırım önemli olan erkeklerin konforu.”

Servis yapıldı önce erkeklere yemek verildi.

Çocuk düşündü ”Sanırım öncelikli olan erkeklerin karnının doyması.”

Çocuğun kız arkadaşı oldu, bütün sülale duydu, herkes mutlu…

Anne ve baba ‘‘Oğlumdan iyisini mi bulacak?” dediler.

Çocuk düşündü ‘‘Sanırım en iyisi benim ve kızlara onların rızası olmadan istediğimi yapabilirim.”

Çocuk büyüdü, arkadaşları ile gezmeye gitti, eve geç geldi.

Kız kardeşleri geç geldiğinde azarlanıp dövülürken o paşalar gibi karşılandı.

Çocuk düşündü ”Sanırım ben eve istediğim saatte girip çıkabilirim.”

Kavga etti. Ağzı burnu kan içinde geldi.

Anne ve babası ”Helal olsun oğluma, koçum benim!” dediler.

Çocuk düşündü ”Sanırım güçlüyüm ve sorunlarımı şiddetle halletmeliyim”

Çocuk bu düşündüklerinin tamamını aklının en karanlık köşesine kazıdı.

Çocuk büyüdü, evlendi, iş-güç, para sahibi oldu…Ama bir türlü insan olamadı.

Neden acaba ?

///

H

Gözyaşı

Odunsuz bir sobanın

yanında titreyen

çocuğu görse yağmur

gözyaşlarını odaya

tavanarasındaki delikten

usulca bırakır

 

Sunay Akın

///

Gülümse

Hayırseverlik

Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler.

Bağı toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu.

- "Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?"

Avukat bir süre düşündü, sonra:

- "Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?"

Görevli utandı:

- "Şey... hayır."

- "Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu?"

Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti:

- "Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?"

Görevli yerin dibine geçmişti sadece,

- "Hayır, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mırıldanabildi.

Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:

- "Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?"

///

Kulağına küpe olsun

Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa, Allah da onu başkasına muhtaç etmez.

Şems-i Tebrizi