ATATÜRK VE ÜLKE YÖNETİMİ

 

Falih Rıfkı Atay “ÇANKAYA” isimli kitabında Atatürk’ü ve bazı olayları çok güzel ortaya koyar.
Kitabın birçok yerinde devlet yönetimi ile ilgili çok güzel özlü sözlerle açıklamalarda bulunur. Örneğin:
-“Büyük fırsatlar, fani şahıslara bir milletin kaderini iyiye veya kötüye doğru değiştirmek imkanını verebilir.”
-“Hürriyet olmayan yerde ölüm ve batmak vardır.”
-“Menfaat karşısında küçülenlerden büyük yetişmez.” 
-“……” 
***
Atatürk’ten söz ederken O’nun ülkesi için çabalarını, yaptıklarını teker teker ortaya koyar. Atatürk’ün bir ekonomist, bir hukukçu bir maliyeci olduğunu belirtir.
Bundan dolayıdır ki ortada parasal yönden maddi bir varlık yokken Osmanlının borçlarının tamamı kuruşuna kadar ödenir. Ülkedeki yabancıların yapıp işlettikleri demiryolları ve şirketleri devletleştirilir; yeni demiryolları yapılır. Fabrikalar inşa edilir….
İşin özeti, ilk 5 yıllık planın uygulanması sonucu Türkiye dünyada kalkınmada birinci olur.
Atatürk’ü köylü (tarımla uğraşanlar), sanayici, tüccar, esnaf, memur herkes sevmiştir. Onun içindir ki ebediyete göçtüğünde 7’den 70’ine herkes çok üzülmüş anasını-babasını kaybetmiş gibi yas tutmuş ağlamıştır.
Çünkü Atatürk bir fani olarak milletin kaderini iyiye doğru değiştirmiştir.
Çünkü Atatürk cumhuriyet yönetimi ile ülkeye hürriyeti getirmiştir.
Çünkü Atatürk kendi menfaatini düşünmemiştir. Hatta vasiyeti ile bütün varlığını millete bağışlamıştır.
***
Atatürk’ten sonra yönetimde bulunanlar Atatürk gibi düşünüp çalışsalardı bugün ülkemiz gelişmiş Avrupa ülkelerini çoktan sollamış, geçmiş olacaktı. 
Ülkede yapılmak istenen birçok güzel şeyler ya ABD ya da ülkedeki menfaatçiler tarafından engellenmiştir. Fakat Atatürk’e hiçbir güç etki edememiş ülkesi için uygun gördüğü güzel şeyleri hiçbir kimseyi dinlemeden yapabilmiştir.
Bazı yöneticiler zamanında ülkeye yararlı olacağı %100 olan Köy Enstitülerinin kaldırılması, OYAK gibi ülkeye faydalar sağlayacak MEYAK’ın kurulmaması baskılara örnek verilebilir.
***
Son söz, Atatürk büyük bir insandı. Ömrünü ülke için harcamıştır.

                                                               Orhan YALKIN