Dövizin yükselişi, paramızın değer kaybediyor oluşu, dolar ile maaş almayan vatandaşı elbette ki etkiliyor. Ekonomistlerin bile şaşırdığı bir etki aslında bu değil mi? Nasıl olur da dolarla maaş almayıp dolardan böylesine etkilenebiliyoruz...
Dolar başını alıp gözünü gökyüzüne dikse de, her bir ürüne ayrı ayrı artık liralarca zam gelse de, asgari ücret 4 bin 250 TL olsa da vatandaş her zaman mağdur olacak...
Asgari ücretin bu kadar yükselmesi işsizliği artıracak, bunu artık tartışmaya kapatalım. Çünkü bu ülkede pandemi diye onca işçi işsiz kalırken işletmeler üretimlerini yine de sürdürdü. Daha az çalışanla aynı iş yapıldı, olan işçiye oldu.
Asgari ücretten vergilerin kaldırıldığı açıklandı, işsiz kalacak olan vatandaşlar için bu da pek bir şey ifade etmedi.
Gelelim zaten asgari ücretin altında çalıştırılanlara...
Lafa geldiğinde iş beğenmediği için eleştirilen üniversite mezunu gençler, deneyimleri bahane edilerek asgari ücretin altında çalıştırılmaya mahkum bırakılıyor. Üniversite mezunu işsizler çalışınca da çalışmayınca da şartları, geçim sıkıntısı aynı olduğu için artık pes etti. Ne işveren ne de hükümet yetkilileri bu düzeni düzeltemeyecek. Küsen gençler bir kaçış arıyor.
Şimdi ne olacak? Birçok işyeri işçi çıkarıp çalışma saatlerini yükseltecek. Birçok işveren asgari ücretin altında eleman çalıştıracak. Bunları da yaparken minareye kılıfını da uyduracaklar. Sonra? Olan yine işçiye, çalışana, emekçiye olacak.
Korumaya alınmayan, hakları sunulmayan, mağdur edilen ve işsiz bırakılan her bir işçinin, emekçinin vebali hepimizin boynunda...
Sağlıkla...