Bir zamanlar, halkın birçoğuna ve dokumacılıkla direk ilgisi olmayan marangoz, harat, demirci gibi bazı esnafa iş sağlayan Antep Dokumacılığı tarihe karışıp kaybolup gitmiştir.
Çıkrık, tezgâh, dolapları marangozlar; terdek (Masura), mezikiharatlar, tığ ve demir işlerini de demirciler yapardı.
Mezik, kelebin masuralara sarılması için konduğu ve kamış-tahtadan yapılmış dönebilen kafesi tutan demirin adıdır. Mezikin tutturulduğu havara taşa da meziktaşı denir.
Dokumacılığın, unutulmaması amacıyla, o dönemi yaşayıp bizzat gördüğüm için gelecek nesillere aktarılması amacıyla kaleme almak istedim.
***
Antep Dokumasının sanayi haline geçmesinden evvel Gaziantep’te dokumacılık iptidai bir şekilde yapılırdı.
Çırçırdan çıkan pamuk hallaçtan geçirilir ve evlerde terşilerle elde bükülerek iplik haline getirilir; bununla kalınca kaba dokumalar yapılırdı.
Zamanla bu tür dokumacılık terk edilmiş ve Antep Dokumacılığına geçilmiştir.
***
Antep Dokumasının ham maddesi, pamuk ipliğidir.
Gaziantep’te dokumacılık için gerek olan iplik, Ömer Ersoy ve Cemil Alevli fabrikalarından veya Adana Çukurova iplik fabrikasından sağlanırdı. İplik paketleri standart 4,5 kilogramdı. Kalite bakımından Adana Çukurova ipliği, Gaziantep’te üretilen ipliğe nazaran daha üstündü.
Demokrat Parti zamanında esnaf, kooperatif kurarak Şehrekütü’de bir iplik fabrikası yapmıştı.
Alacacılar ipliği ya doğrudan iplik fabrikalarından ya da iplik alıp satan Pambıkcıİrbam (İbrahim Erpamukçu), İplikçi Apti’den temin ederlerdi.
***
Gaziantep’te Alaca’nın yanı sıra kilim, abe, çuval dokumacılığına da rastlanmaktadır. Antep kilimi, Türkiye’nin her tarafına balyalar halinde gönderilirdi. Şehirde bazı dar gelirliler, köylerde çiftçiler abe giyerlerdi. Abe, pardösü yerine kıldan dokunmuş giyeceklerdi; abe su geçirmezdi.
Tabakhanedeki keçi derilerinden kesilen kıllarla da çuval dokunurdu. Bunu dokuyanlara “Mutaf” denirdi.
***
Alacacı Ustası, Antep dokuması imal ettirip bunun ticaretiyle uğraşanlara denirdi. Dokuma işini bizzat kendileri yapmaz, hammaddeleri tedarik edip vererek fason ürettirirlerdi. Antep dokumaları genellikle giyimde kullanılırdı.
Hatırlayabildiğim Alacacı ustalarını şöyle sayabilirim:
Küreyş Arap (Hüseyin Güreş, kardeşi Naci ile birlikte çalışırdı), Tuzcu Celal (Celal Tuzcu), Nuri Çelet, Darakçı Arap, Gözü Sulular, Mehmet Teymur (Eniştesi Ali Büyükbeşe ile alacacı ustalarıydı), Haci Arif Haksal, Emin Karakök, Tevfik Güzelbey, Kırmızı Ahmet (Ahmet Sürmeli, Ersoylarla ortak çalışırdı).
***
Alacacı ustaları, iplikleri boyanmak üzere önce boyacılara gönderirdi.
İki türlü boya vardı. Birisi “Çivit Boya” ki koyu lacivert renk; diğeri ise “Elvan Boya” çeşitli renklerdeki boyalardı.
Hemen hemen hepsinin işyeri Şehitler Caddesinin Ağa Cami civarında olan Boyacı Hökkeş (Ökkeş Sağlam) Boyacı Davut, Boyacı Musa, Boyacı Maarif anımsayabildiklerimdir.
Boyahanelerde iplikler önce bol suda ıslatılır, gerekiyorsakasarlanır, suyundan arınması için tokaçlanır, sonra da yan yana betondan yapılmış havuzlarda boyama işlemi başlardı.
***
(Devam edecek)
Orhan YALKIN