Seyahat etmek, bedeninizde birtakım değişikliklere yol açabilir. Yeni bir şehre ya da ülkeye gittiğinizde sadece coğrafya ve kültürler değil, sindirim sisteminiz de değişir. Farklı bölgelere yapılan gezi, tatil ve seyahatler sırasında kişilerde şişkinlik, hazımsızlık ve sindirim sistemi değişiklikleri görülebiliyor. Her bölgenin kendine özgü mikrobiyal türleri bulunurken, yaşanılan çevre bağırsak mikrobiyom yapısını büyük ölçüde etkileyebiliyor.

Coğrafi farklılıklar, ırksal çeşitlilik, yaş, cinsiyet, ilaç kullanımı ve beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerin mikrobiyomun yapısında önemli bir rol oynadığını vurgulayan Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Sena Nur Doğan, bu faktörlerin seyahatler sırasında sindirim sistemi üzerinde farklılıklar yaşanmasına neden olduğunu açıkladı. Dyt. Sena Nur Doğan, seyahatlerin sindirim sistemi üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi.

Dyt. Sena Nur Doğan, “Beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, farklı mutfak kültürleri, fiziksel aktivite düzeyindeki dalgalanmalar ve saat dilimi değişiklikleri de vücudun mikrobiyotasında geçici dengesizlikler oluşturabiliyor. Yaşanılan çevre bağırsak sistemini etkiliyor” diye konuştu.

Ulaşımın kolaylaşması ile birlikte artan seyahatlerin mikrobiyom çeşitliliğini de beraberinde getirdiğini belirten Dyt. Sena Nur Doğan, “Her ortamın, her bölgenin kendine özgü mikrobiyal türleri bulunuyor. Yaşanılan çevre bağırsak mikrobiyom çeşitliliğini büyük ölçüde etkiliyor. Mikrobiyom yapısındaki coğrafi ve ırksal farklılıklar; yaş, cinsiyet, ilaç kullanımı gibi faktörler bağışıklık ve diyet yüküne de etki ediyor” ifadesini kullandı.

Şişkinlik ve hazımsızlığın en büyük sebebi

Dyt. Doğan, seyahat sırasında yaşanan şişkinlik, hazımsızlık ve sindirim sistemi değişikliğinin en büyük sebebinin mikrobiyom farklılığı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Yeni bir coğrafyada karşılaşılan mutfak kültürü gibi değişikliklerin yanı sıra azalan veya artan fiziksel aktivite ile hava basıncı etkisi insan sağlığında hissedilebilir değişikliklere sebep olabilir. Yoğun tempodan kaynaklanabilen dehidrasyon ve farklı bir saat dilimine geçildiğinde karşılaşılan sirkadyen ritminde bozulmalar bu rahatsızlıkların yaşanma nedenleri arasında yer alır. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, 5 günden az süren beslenme değişikliği bile mikrobiyotayı etkileyerek farklılıklar ortaya çıkarmasına sebep olmaktadır."

Vücudun yeni düzene alışması için zamana gerekir

“Bedeniniz ve bağırsaklarınız, yeni şartlara en hızlı şekilde uyum sağlamanız için tam gaz çalışmaya devam edecektir” ifadelerini kullanan Dyt. Sena Nur Doğan, ortalama iki haftalık bir süreçten sonra mikrobiyotanın yeni düzene adapte olmaya başladığına dair çalışmalar bulunduğunu aktardı.

Değişen hava, su ve besinlere karşı vücudun alışması için zamana ihtiyaç olduğunu kaydeden Doğan, şu önerilerde bulundu:

“Bedeniniz yeni şartlara adapte olurken yeterli su tüketmek, probiyotik gıda takviyelerinden destek almak, fiziksel aktivitenizi arttırmak, tam tahıllar, taze meyve ve sebzeler gibi lif kaynaklarını tüketmek, alışık olmadığınız farklı yağ çeşitlerinin ve paketli ürünlerin tüketimini sınırlamak bu adaptasyon sürecini olumlu yönde hızlandıracaktır.”

Bağırsak sağlığınız için seyahat edin

Ateşli havalede genetik faktörler riski artırabilir Ateşli havalede genetik faktörler riski artırabilir

“Belirli patojen türlerine maruz kalmak sağlığınıza zarar verebilirken, farklı mikrop türlerine maruz kalmak bağırsaklarınızı daha sağlıklı hale getirebilir” diyen Dyt. Sena Nur Doğan, İnsanlık tarihinde avcılık ve toplayıcılıktan kırsal çifçiliğe, oradan da sanayileşmiş kent yaşamına doğru ilerledikçe, mikrobiyal çeşitliliğin bir kısmının kaybolduğunun altını çizdi.

Dyt. Doğan, “Ancak dayanıklılık oluşturan şey çeşitliliktir. Farklı coğrafyalarda bulunmak, oranın besinini, havasını, suyunu tanımak mikrobiyotanızı çeşitlendirerek dayanıklılığınızı arttıracaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi