Aman çocuğum vali olma...

Eskiden devlet terbiyesi görmüş diye bir deyim vardı.

Devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış insanlar için kullanılırdı bu söz.

Oturuşuyla, kalkışıyla, söylemleri ile örnek gösterilen insanlara söylenirdi.

Bir kurumdaki memurdan, şehrin en üst kademesindeki Valiye kadar bu gözle bakardı vatandaş.

Devlet, kurumlarında çalıştırıyorsa, tabiki eğitim görmüşünü, terbiyelisini tercih edecekti.

Öyle olmasa zaten devlet onu kabul etmezdi.

Yeri geldiğinde de terbiyesini verirdi.

**

O günlerden “gavat” sözünü ağzına alabilen Valilere...

Üslup o kadar bayağılaştı ki...

Siyasetçiler birbirine bel altından vurma yarışında.

Çünkü en çok alkışı o zaman alıyorlar...

Ülkenin her yerinde “sabreden dervişin” değil, en çok bağıranın istediğini aldığı bir dönem;

Efendi olmanın bir erdem değil, ahmaklık olarak nitelendirildiği bir dönem;

Bilgisi çok olan değil, parası olan el üstünde tutulduğu bir dönem...

**

Ve biz bu ortamda öğretmenlerimize,

“Çocuklarımızı iyi eğit.” diyoruz...

“Çocuklarımıza iyi terbiye ver.” diyoruz...

“Okusun, vali olsun, kaymakam olsun...”

**

Çocuklar akıllı;

Küfür eden siyasetçileri görüyorlar;

Maça bile küfretmek için giden büyüklerini izliyorlar;

“Eşo..eşşek” lafının kimi zaman sevgi, kimi zaman kızgınlık, kimi zaman hiciv barındıracak kadar anlamlı bir söz olduğunu ilk günden idrak ediyorlar.

Şehrin valisi bile küfrederken, öğretmenlerimiz küfrün kötü bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyor çocuklara...

Küfür ettiği için kulağını çeken öğretmenine; “ Küfür kötüyse, koca Vali neden küfrediyor?” diyen bir velede kim ne cevap verebilir bu saatten sonra...

Sağduyulu olan herkes artık aynı sözü söyler herhalde;

“Aman çocuğum Vali olma sen, terbiyeli ol...”