Değerli Yaşamseverler,
Ahlaklı olmak;
“Allah var mı?” sorusunu sormak yerine;
“Allah’ın olup olmamasından bağımsız olarak ben nasıl davranmalıyım?” sorusunu sormaktır.
Herkes bakarken doğru olanı yapıp kimse görmüyorken keyfince davranmak yerine kimin baktığından bağımsız her an kendinin ve bütünün hayrına olanı seçmektir.
Günümüzde büyük firmalar ve politikacılardan başlamak üzere bir çok kurum etik ve ahlak ilkelerini yeniden tanımlıyor. Çevresindeki herkesin de bunlara uymasını bekliyor.
Peki gerçek anlamda etik ve ahlak değerlerimiz onore oluyor mu?
Benim için en önemli olan değerlerimin başında etik (yani ahlaklı) bir yaşam sürmek geliyor. Kendimi bu konuda Tom Hanks’in canlandırdığı Forrest Gump karakteri gibi hissediyorum. Hayalleri, idealleri ve sevdiği insanlar uğruna sürekli koşuyor. İnsanlar arasında ayrım yapmıyor. Dostlarını seneler de geçse unutmuyor, onları her daim onore ediyor. Yaşama art niyetsiz ve kuvvetli bir şekilde bağlı.
Ahlaklı olmak da böyle bir şey. İçinde bulunduğunuz ortama art niyetsiz ve kuvvetli şekilde bağlı olmak. Kendinizle birlikte çevrenizin de hayrını gözetecek seçimler yapmak.
Sizde durum nedir?
İçinde bulunduğunuz ortamlar ne kadar art niyetsiz? Ne kadar samimi?
“İçini dışından daha çok süsle. Çünkü dışın halkın, için Hak’kın baktığı yerdir.” Mevlana
Sevgiyle,