Siyaset

“2026 Yılında Tekrar Tek Haneli Enflasyona Dönmüş Olacağız”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl 8.’si düzenlenen Türk-Alman Ekonomi Günü’ne katılmak üzere Almanya’ya geldi. “Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) tarafından Düsseldorf Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe katılan Şimşek, konuşmasına Almanca “Bugün burada bulunmaktan memnuniyet duyuyorum” diyerek başladı. Şimşek, “Bir sunum yapmak istiyorum hem Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği süreçle ilgili olarak hem de Türk-Alman ilişkileri ile ilgili olarak. Biz Türk girişimcilerin Almanya’da yatırım yapmasından memnunuz, aynı zamanda Türkiye’de yatırım yapmanızı isteriz. O nedenle çok kısa bir şekilde Türkiye’nin neden yatırımcı için cazip bir ülke olduğundan bahsedeceğim” dedi.

Orta vadeli bir programları olduğunu belirten Şimşek, “Temel makroekonomik dengesizlikleri çözmek için uygulamaya koyduğumuz bir program. Ve bu programımız da çalışıyor. Türkiye, Almanya kadar olmasa da büyük bir ekonomi. Geçen sene cari kurlarla 1,1 trilyonu aştı ama nüfusuna, çalışma çağındaki nüfusuna, satın alma gücü paritesiyle milli gelirine baktığınız zaman neredeyse 15-17 Avrupa Birliği üyesi ülke büyüklüğünde bir ülke. Yatırım yapmak için gittiğiniz pazarın büyük olması önemli. O anlamda Türkiye büyük ve önemli bir partner” diye konuştu.

"Borçluluğun düşük olması büyüme açısından önemli"

Büyüme potansiyeline bakıldığı zaman son yüzyılda ortalama büyümenin reel olarak yüzde 4 olduğunu söyleyen Şimşek, “Ama son 20 yıla baktığınız zaman ortalama reel büyüme yüzde 5,4. Türkiye’nin reel performansı 2002’yi 100 olarak alırsanız 2023’de 300’ün üzerine çıkmış. Aynı dönemde Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler 100’den 217’ye çıkmış. Dolayısıyla gerçekten Türkiye hem büyük bir ekonomi, hem de son 20 yılda performansı güçlü bir ekonomi” ifadelerini kullandı.

Dünyada büyük bir borç sorununun olduğunu aktaran Şimşek, “Faizler yüksek. O nedenle borçluluğun düşük olması büyüme açısından önemli. Almanya bu konuda en dirayetli ve en disiplinli ülkelerden bir tanesi. Türkiye’nin toplam borcu, özel sektör, hane halkı, şirketlerin, finans sektörünün, devletin toplam borcu milli gelire oranı yüzde 108. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 255, dünyada da yüzde 330’un üzerinde” şeklinde konuştu.

Jeostratejik rekabetlerin gerilimlere yol açtığını dile getiren Şimşek, “Dünyada ticarette kırılmalar var. Jeostratejik rekabet gerilimlere yol açıyor ve ticarette parçalanmalar var. Türkiye bu dönemde yakın coğrafyalardan tedarik konusunda avantajlı. Avrupa Birliği ile 1963’ten beri bir diyaloğumuz var, angajmanımız var ve bir ortaklığımız var. O nedenle biz Avrupa‘yla dostuz” dedi.

"Bizim önceliğimiz fiyat istikrarı"

Görüş farklılıklarının olduğunu ancak yine de Gümrük Birliği üzerinden Avrupa Birliği ile kendilerini dost olarak gördüklerini vurgulayan Şimşek, “Dolayısıyla hem yakınız hem dostuz. Orta Asya‘yla, Kuzey Afrika‘yla, Orta Doğu‘yla hem yakınız hem dostuz. Dolayısıyla dünyadaki bu jeostratejik rekabetten kaynaklı fragmentasyonun, yani ticaretteki parçalanmanın bizi çok olumsuz etkilememesi bekleniyor” diye konuştu.

Önceliklerinin enflasyonun tek haneye düşürülmesi olduğunu söyleyen Şimşek, “Bizim önceliğimiz fiyat istikrarı, yani enflasyonun tek haneye düşürülmesi, mali disiplin ve tabii ki yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşümden kastettiğimiz yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sanayide dönüşüm bütün bunlar bize daha yüksek sürdürebilir büyümenin imkanını arttıracak” ifadelerini kullandı.

"Cari açığımız var, cari açığı da azaltmaya yönelik bir programımız var"

2026 yılında enflasyonun tek haneli rakamlara düşeceğini söyleyen Şimşek, “Mayıs ayında yüzde 70’in üzerinde bir enflasyonla zirveyi bulacağız. Daha sonra uygulamaya koyduğumuz programla birlikte enflasyon hızlı bir şekilde düşecek ve 2026 yılında tekrar tek haneli enflasyona dönmüş olacağız. Uzun bir yolculuk ama başaracağız çünkü iyi bir programımız var” şeklinde konuştu.

Bütçe açığının deprem nedeniyle geçen sene çok arttığını bildiren Şimşek, “Deprem harici bütçe açığımız yüzde 1,6, milli gelire oran olarak. Mastrich kriterleri ile uyumluyuz. Ama depremden dolayı yüzde 5,2. Geçen sene çok tedbir aldık, o tedbirleri almasaydık bütçe açığı çok daha yüksek olacaktı” dedi.

Önümüzdeki yıllardan itibaren bütçe açığının deprem etkisi dahil, kalıcı olarak yüzde 3’ün altına düşüreceklerini belirten Şimşek, “Borcun da milli geliri oranla yüzde 35’un altında tutacağız. Mastrich kriterleri ile uyumlu olacağız” şeklinde konuştu.

Almanya’ya deprem felaketi nedeniyle gösterdikleri dayanışma ve yardım için teşekkür eden Şimşek, “Alman halkına, Alman devletine biz müteşekkiriz. En zor dönemimizde Almanya hep bizim yanımızda olmuştur, kendilerine teşekkür ediyoruz. Bizim Almanya gibi fazlamız yok, yani dış ticaret fazlamız yok. Cari açığımız var, cari açığı da azaltmaya yönelik bir programımız var” ifadelerini kullandı.

"Reformların amacı Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmak"

Yapısal reformlara değinen Şimşek, “Tabii ki önce insanımıza yatırım yapacak, niteliklerini arttıracağız. Eğitimin kalitesini arttıracağız, yatırım ortamını iyileştireceğiz. Bütün bu reformların amacı Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmak, Türkiye’de verimliliği arttırmak ve büyüme potansiyelini arttırmak. Program çalışıyor mu, evet gerçekten çalışıyor. Biz rasyonel politikalar ve yapısal reformlarla yola çıktık, yatırımcının güveni geldi, şimdi tabii ki portföyü tercihleri liradan yana dönüştü. Reel kurda bir istikrar var, enflasyon Hazirandan itibaren hızlı bir şekilde düşmeye başlayacak, ekonomi yeniden dengelenecek” diye konuştu.

"Biz Almanya ile asla ayrılamayız"

Almanya ile Türkiye’nin çok güçlü bağları olduğuna vurgu yapan Şimşek, “Bugün ben Türkiye’de herhangi bir ile gitsem bu kadar büyük iş insanına hitap etme ihtimalim zayıf. Almanya demek ki bizim bağlarımız çok güçlü. Bu sadece ticaretle sınırlı değil, sadece ekonomi ile sınırlı değil daha çok halktan halka bağımız var” dedi.

Almanya’yı değerli bir ortak olarak gördüklerini söyleyen Şimşek, “NATO’da ortağız, Avrupa Birliği sürecinde Almanya’nın yapıcı tutumunu her zaman önemsedik. Biz Almanya ile asla ayrılamayız. Almanya‘yla çok güçlü bağlarımız var. Şimdi sizlerin sayesinde bu bağları güçlendirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Etkinlikte Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst, Türkiye’nin Almanya Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen ve ATİAD Başkanı Aziz Sarıyar da konuşma yaparken, Almanya Federal Maliye Bakanı Christian Lindner ve Düsseldorf Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Stephan Keller video birer mesaj gönderdi.

Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmek ve geleceğe dair stratejik adımlar atmak amacıyla düzenlen etkinlikte, iş ve siyaset dünyasından birçok önemli isim de yer aldı.