|
||
![]() |
ŞEKER HANI | |
Orhan yalkın | ||
Nacar çarşısı ile sobacı esnafının bulunduğu dükkânların kesiştiği yerde idi Şeker Hanı. Gaziantep’in en küçük Hanı olan bu yerin sahipleri Halil ve Mahmut Güleç kardeşler idi. Han, genellikle yerli mahsulat ticaretiyle uğraşan sahiplerine hizmet ederdi. Bunun yanı sıra iki kiracısı vardı. Halil ve Mahmut kardeşlerden Mahmut Güleç Gaziantep’te, Halil Güleç İstanbul’da birlikte ticaretle uğraşırlardı. Bir süre sonra yer değiştirmişler, Halil Bey Gaziantep’e gelmiş, Mahmut Bey İstanbul’a gitmişti. Halil Güleç’in üç kızı, Kemal, Halit, Salih adlarında da üç oğlu olmuştur. Halil Güleç’in ortanca oğlu Halit Ticaret Ortaokuluna kaydolduğundan arkadaş olmuştuk. Sonradan halamın kızı ile evlenmişti Halit. Halil ve Mahmut Güleç’lerin vefatından sonra Kemal, Halit, Salih kardeşler bir süre birlikte aynı işi yürütmüşlerdi. Şeker Hanında tuvalet yoktu. Bir ara Halit Güleç, boyu kısa olduğundan kendi boyuna göre bir pisuar koydurmuştu. O günlerde bunun ne işe yaradığını bilmeyen birisi, büyük abdestini yaptığında, Halit Bey küplere binmişti. *** Mahmut Güleç’in çocuğu olmamıştı. İstanbul, Laleli Gençtürk caddesindeki, halam Emine Ulusoy ile Lale Filmden ortaklık aldıkları Azim apartmanında otururlardı. Gerek yüksek tahsilim gerekse yedek subaylığımdöneminde cumartesi günleri halama gittiğimden, akşamları Güleçlerle birlikte oturur, sohbet ederdik. Mahmut Güleç’in eşi Fehime Hanımın eli biraz sıkı idi. Kolay kolay kimseye ikramda bulunamazdı. Banyo küvetindeki musluğu damla damla akmak üzere açar, saatin dönmediğini sanırdı. Antep şivesini bir türlü bırakamamıştı, Rahmetli. Mahmut Güleç dürüst, yaş tahtaya basmayan bir tüccardı. 1953 yılında derneğimiz, Gaziantep’in Kurtuluş Gününü kutlamak üzere “Fıstık Gecesi” adıyla bir gece düzenlemişti. Bunun için Taksim Belediye Gazinosunu kiralamıştık. İşletme bizden 250 lira kaparo istemişti. Sait Söylemez, Ahmet Cansunar, Sabri Atay, ben derneğin yönetim kurulu üyeleriydik. Ay sonu olduğu için 250 lirayı bir araya getiremedik. Aklıma Mahmut Güleç gelince, hep birlikte yanına gidip bu parayı kendisinden borç olarak istedik. Biletleri satar satmaz da iade edeceğimizi bildirdik. Mahmut Bey, “hay hay” diyerek kâtibine bir senet hazırlatıp, bizlere imza ettirmişti. Çok yakın olduğumuz için bu şekilde davranışına kızmıştım. Ancak hayata atılınca, haklı olduğunu görüp kendisine hak vermiştim. *** Handaki kiracılardan Haydar Özdenboyacı, boya ağırlıklı inşaat malzemesi işiyle uğraşırdı. Dürüst bir tüccardı. Yıllar sonra oğlu, ablamın torunu ile evlenmişti. Diğer kiracısı Birecikli, Kuzudişli soyadlı biriydi. Kuzudişli kendir çeşitlerinin satışıyla uğraşırdı. *** Hanın birkaç küçük odası, bazı iş sahiplerinin ambar olarak kullanılmasına tahsis edilmişti. Bunlardan birini Sobacı Ahmet kiralamıştı. *** Yazımda geçen kişilerin hepsi Rahmetlik oldular. Mekânları Cennet olsun.
Orhan YALKIN
|
||
Etiketler: ŞEKER, HANI, |
|