|
|||
![]() |
ÖDP Seçim Değerlendirmesi Üzerine Düşünceler | ||
Abdullah Damar | |||
13 yıllık kesintisiz AKP iktidarına son veren ve HDP’nin tarihsel başarısını ortaya çıkaran 7 Haziran 2015 seçimlerini geride bıraktık.
AKP’nin tek parti iktidarını kaybetmesi üzerine çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Bu değerlendirmelerin bir bölümüne katılmakla birlikte, verilere dayalı çalışma yöntemimiz nedeniyle bu konuda KONDA Araştırma ve Danışmanlık’ın, “7 Haziran Sandık ve Seçmen Analizi”ndeki bulgulara bakmanın daha yararlı olacağını düşünüyoruz.
Analiz sonuçlarına göre; HDP’nin 2015 genel seçimindeki başarısına en büyük katkısı olan iki etmen, AK Parti’den kayan oylar ve önceki seçimde oy vermemiş olan seçmenin oyları oldu. Buna göre 2011’den 2015’e HDP’nin oy artışının %53’ü, 2011’de AK Parti’ye oy vermiş olan seçmenlerden kaynaklandı. 2011’de sandığa gitmemiş olan ya da yaşı tutmayan seçmenler ise oy artışının %33’üne kaynaklık etti. CHP tabanının HDP’ye olan desteği ise sınırlı oldu. Analize göre HDP’nin oy artışının %6’sı CHP seçmeninden kaynaklandı.
Yine analize göre, 2011 ve 2015 genel seçimlerine ait ilçe düzeyindeki oy oranlarının karşılaştırılması AK Parti’nin tüm Türkiye’de oy kaybettiği, kaybedilen oyların özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da HDP’ye, Orta Anadolu ve İç Ege’de ise MHP’ye yöneldiği şeklindedir. Bu bulgular bizim daha önce birçok kez ifade ettiğimiz gibi, AKP’nin tüm Türkiye’de oy kaybetmesinin nedenlerinin, daha önceki iktidar partilerinin oy kaybetmesinin nedenlerinde de olduğu gibi büyüme, işsizlik, enflasyon gibi ekonomik verilerle doğrudan ilgili olduğu gerçeğidir.AKP’nin, Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da daha fazla oy kaybetmesinin nedeninin de, yürütülen “Çözüm süreci”nden geri adım atılması, “Roboski katliamı” ve “Kobani düştü, düşecek” söylemiyle “kalpleri kırılan” ve daha önceki seçimlerde AKP’ye oy vermiş Kürtlerin, bu partiden uzaklaşmasıdır.
ÖDP, seçimlere Birleşik Haziran Hareketi’nin, “sandıkta ilerici güçlerle dayanışma” kararına uyarak, parti olarak katılmadı.
ÖDP Parti Meclisi, 7 Haziran genel seçimleri ile ilgili bir değerlendirme yaptı. Parti Meclisi sonuç metninde yer alan kimi tespitler şöyle: 1- 2015 seçiminin kaybedeni Erdoğan ve AKP oldu. Erdoğan-AKP iktidarının kaybetmesine neden olan en önemli dinamik Haziran isyanında sokağa çıkan milyonlar oldu… 2- Seçimde ilerici muhalefet dinamiklerinin başarısının en önemli nedeni, 'AKP’ye Hayır' diyen bir siyaset çizgisinin takip edilmesidir… 3- Partimizin seçim öncesinde de ifade ettiği, CHP’den HDP’ye ve sosyalistlere tüm muhalefet dinamiklerinin Gezi-Haziran programı çerçevesinde ortak mücadelesi, bir ittifak biçimini almamış olsa da seçimde halkın iradesiyle dolaylı olarak sağlanması, sonucun belirlenmesinde önemli olmuştur. Tabi ki HDP’nin yüzde 10 barajını geçerek elde ettiği seçim başarısı buna ciddi bir katkı sunmuştur. Bu güçlerin seçim boyunca AKP’yi karşısına alan ortak bir hatta ve dayanışma içerisinde mücadele etmelerinin sandığa da olumlu yansıdığı gözardı edilmemelidir. Birleşik Haziran Hareketi’nin ilerici güçlerle dayanışma kararı böyle bir hattın kurulmasında önemli bir rol oynamıştır.
Bu değerlendirmede AKP’nin kaybetmesinde öne çıkan tespitler; “Gezi sürecinde ortaya çıkan milyonlar”, “AKP’ye hayır çizgisi” ve “Bir ittifak biçimini almamış olsa da seçimde halkın iradesiyle dolaylı olarak sağlanan CHP’den HDP’ye ve sosyalistlere tüm muhalefet dinamiklerinin Gezi-Haziran programı çerçevesinde ortak mücadelesi.”
14 Haziran 2015 tarihinde yazdığımız, “Direnişin toplumsal temelleri ve HDP” başlıklı yazımızda, HDP’nin başarısı konusunda bilimsel bir incelemenin yapılması gerektiğini ifade etmiş ve şu tespitleri yapmıştık. “HDP’nin başarısının altında yatan en önemli nedenin kırk yıllık mücadele geleneği olan Kürt Hareketinin örgütlülüğü ve dinamizmi olduğunu söyleyebiliriz. Kuşkusuz bu başarıda, sosyalist sol içinde yürütülen tartışmaların ve mücadelelerin birikiminin de azımsanmayacak bir katkısı söz konusudur ancak cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte ortaya konulan “Yeni Yaşam Belgesi” ve 7 Haziran seçimlerindeki “Büyük İnsanlık” programının kapsayıcılığının da önemli etkenlerden biri olduğu söylenebilir.”
Bu noktada, yukarıdaki sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde; AKP’nin tüm Türkiye’de oy kaybetmesinde etken olarak ekonomik göstergelerin kötüleşmesi, Gezi süreciyle sarsılan AKP hegemonyası,” Çözüm süreci”nden “Kürt sorunu yoktur”a gelinmesi (Roboski, Kobani olayları) ve yaşanan yolsuzluklar sıralanabilir.
ÖDP Parti Meclisi’nin yaptığı değerlendirmelerden; seçim sonuçları üzerinde, Gezi sürecinin ortaya çıkardığı dinamiklerin etkili olduğu iddiasının, yerinde bir tespit olduğunu söyleyebilir; metropol illerde HDP oylarının artışının da doğrudan olmasa bile dolaylı olarak AKP hegemonyasının kırılmasına ve sol-sosyalist mücadele birikimine bağlayabiliriz. Bu iddialara biz de katılıyoruz.
AKP iktidarının niteliği ile ilgili olarak, ÖDP PM metninde yer alan “neoliberal ve gerici rejim” ve “gerici-faşist” belirlemelerini parti açısından, epeyce kullanımda kalan şu tuhaf ve hiçbir literatürde yer almayan “İslamcı-faşist”, “mezhepçi-faşist” belirlemelerine göre daha anlamlı ve daha kabul edilebilir olduğunu düşünüyoruz.
Ancak ÖDP PM değerlendirmesinde dile getirilen “AKP’ye hayır” çizgisinin seçim sonuçları üzerinde etkili olduğu iddiası yerinde bir tespit değildir. “AKP’ye hayır” çizgisini daha çok CHP ve MHP dillendirmiştir ve bu partilerin aldıkları sonuçlarla, başarılı oldukları söylenemez. HDP, özellikle “Seni başkan yaptırmayacağız” söylemini kullanmış ve bu söylemi de “Oynamak istemeyen gelin yerim dar, yerim olsa da yenim darcıları” ikna etmek için kullanmak zorunda kalmıştır. Çünkü seçim öncesi en sağından en soluna hatta “komünist”ine kadar, HDP’yi olmadık senaryolarla, AKP ile anlaşmış gibi göstermeye çalışmışlardır.
ÖDP PM değerlendirmesinde, seçim başarısının “Gezi-Haziran programı çerçevesinde ortak mücadele”ye dayanması iddiası da ayakları havada kalan bir değerlendirmedir. HDP’nin seçim başarısı ile ilgili bir program varsa ki, daha önce de ifade ettiğimiz gibi vardır ve bu programlar “Yeni Yaşam” ve “Büyük İnsanlık” programıdır. Bu programların Gezi-Haziran programı ile uzaktan-yakından ilgisi yoktur. HDP programı, her ne kadar kapitalizmin sınırları içinde bir çözüm önerisi olan “Radikal Demokrasi” anlayışıyla hazırlanmışsa da, Türkiye’nin çok dilli-çok kültürlü-çok dinli yapısına uygun olarak hazırlanmış bir programdır. Oysa Birleşik Haziran Hareketinin ilkeleri kalıplaşmış pozitivist söylemle hazırlanmış ve halkın somut durumunu dikkate almayan, “Ortodoks Marksist” denilebilecek özellikler içermektedir.
ÖDP PM değerlendirmesinde, CHP’den HDP’ye ve sosyalistlere tüm muhalefet dinamiklerinin ortak mücadelesi şeklinde ifade edilen mücadele hattı da seçim çalışmalarında yaşanan somut pratiği yansıtmamaktadır. CHP ve HDP ayrı ayrı seçim çalışması yürütmüş, ÖDP, KP ve HTKP dışındaki sosyalist parti ve grupların tümü HDP’ye oy vermenin yanında aktif olarak çalışma yapmışlardır. Bu konuda özellikle “HDP’ye +1 oy” ve “On’dan sonra” inisiyatiflerinin çalışmalarının, metropol illerin merkez ilçelerinden ve orta-üst grup gelire sahip seçmenlerden, HDP’ye oy akışı konusunda önemli etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.
Yukarıda sıralanan ÖDP PM seçim değerlendirmesindeki tespitlerin kabul edilebilir olmadığını, seçim öncesi çalışmalar ve seçim sonrası elde edilen sonuçları yansıtmadığını ve PM bütünlüğü içinde değerlendirilmediğini, alelacele, hiçbir bilimsel analize dayanmadan hazırlandığını düşünüyoruz. Yoksa geçmişinde DY gibi topluma malolmuş, kollektif yönetimi hayata geçirmiş, kitleselleşmiş, örnek mücadele pratikleri yaratmış, yerel mücadeleleri baş tacı etmiş, sandık-sokak ikiliğine düşmeden Fatsa’yı da, Çeltek’i de yaratmış bir devrimci hareketten; bizim de, seçim sonuçları üzerinde oldukça büyük etkisi olduğunu düşündüğümüz Gezi direnişini görürken; Lice direnişini, 6-7 Ekim direnişini, Kobani direnişini ve bir bütün olarak Kürt hareketinin direnişini görmemesi nasıl açıklanabilir?
Adı geçtiğinde bile durup düşündüğümüz Fatsa örneğinin büyükçesini ve günümüze uyarlanmış biçimini yaratan, ancak emperyalist güçlerin çizdiği ‘sınırlarımız’ dışında kalan Rojava devriminin yarattığı halklar bahçesinin olumlu havasının, seçim sonuçları üzerinde hiç etkisi olmadığını mı düşünüyorsunuz? Konda Araştırma ve Danışmanlık bile sosyalistlerden daha duyarlı bir şekilde, “Özellikle Suriye sınırında görülen sandığa giden seçmen sayısındaki artış ve bu mutlak artışın yoğun olduğu yerlerde AK Parti’nin oy sayısındaki paralel düşüş dikkat çekici. Suriye sınırı boyunca mutlak oy sayısının arttığı hemen hemen her yerde HDP’nin oyunu benzer biçimde artırması ise Kürt nüfustan gelen tepki oylarının bir göstergesi olabilir.” tespitini yaparken; DY’nin mirasçısı olduğunu yüksek sesle ifade edem ÖDP’nin bu durumu görmemesi neyle açıklanabilir?
Son olarak, klasik eleştirilerden, ÖDP PM metninde “Kürt”, “Kürt Sorunu”, “Kobani Direnişi”, “Çözüm Süreci” gibi kavramların kaç kez geçip geçmediğini sorgulamayacağım ama daha bir yıl önce “Her yer Lice her yer direniş”, “Biz Gezi’den, siz Lice’den; kalkın ayağa kalkın” gibi sloganları dillendirenlerin; seçim sonuçları üzerinde en az Gezi dinamiği kadar etkisi olan Kürt mücadele dinamiğini görmemesi, görmezden gelmesi, ülkedeki emek, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini etkilemez. Zaten seçim sonuçları bu durumu kanıtlamış, başta Haziran Hareketi bileşenleri olmak üzere, HDP’ye nasıl olur da oy vermeyiz formülleri üzerinde çalışan partilerin üyeleri, parti yönetimlerini pas geçerek oylarını HDP’ye vermiş, hatta seçim çalışmalarına da katılmışlardır.
ÖDP PM metni, ÖDP olağan kongre sürecinin, Eylül-2015 tarihinde, halkın birleşik Haziran kavgasını bir adım ileri taşımak, 21.yüzyılın isyan çağının yeni dinamikleri ve birikimleri üzerinden tüm üye ve dostlarıyla sürdüreceği bir tartışma süreci içerisinde gerçekleştirileceğini söylüyor. ÖDP’ye dostça önerimiz, PM metninde eksik olan, ülkenin bir bölümüyle (Kürt illeri) ilgili dinamikleri, birikimleri ve isyanları da kongre tartışma sürecine dâhil etmeleri. Bu yapılmadan gerçekleştirilen bir kongrenin emekçilerin mücadelesine hiçbir katkısı olmayacağı gibi, bırakın ÖDP’nin 20 yıllık birikimini, 40 yıllık DY birikimini de berhava etmeye yol açacaktır. Yazı kaleme alınırken basında, AKP-MHP Koalisyon Hükümeti konusunda ilgili partilerin anlaşmaya yakın olduğu belirtiliyordu. 7 HaziranSandık ve Seçmen Analizi http://www.konda.com.tr/ Erişim Tarihi: 19.06.2015 Sosyalistlerden Apolitik Seçim Değerlendirmeleri. https://adamarblog.wordpress.com/2014/06/29/sosyalistlerden-apolitik-secim-degerlendirmeleri/ Erişim Tarihi: 19.06.2015 ÖDP Parti Meclisi Seçim Değerlendirmesi. http://www.muhalefet.org/haber-odp-parti-meclisi-secim-degerlendirmesi-12-15557.aspx Erişim Tarihi: 20.06.2015 Direnişin toplumsal temelleri ve HDP. http://alternatifsiyaset.net/2015/06/14/abdullah-damar-direnisin-toplumsal-temelleri-ve-hdp/ Erişim Tarihi: 20.06.2015 “İşçi” kelimesini kullanmakla işçi sınıfı politikasına sahip olunamayacağını Perinçekgillerin “İşçi Partisi” fazlasıyla ispat etmiş, bu partinin adının “Vatan Partisi” olarak değiştirilmesiyle işçi sınıfı böylesi bir çirkinlikten kurtulmuştur. Dileğimiz “Komünist” sıfatını kullanan partilerin de kendilerini gözden geçirmeleri ve bu sıfata layık olmalarıdır. BHH ile ilgili eleştirilerim için “Birleşik Haziran Hareketi'ne Neden Katılmadım?” yazısına bakılabilir. http://www.haber3.com/birlesik-haziran-hareketine-neden-katilmadim-108266y.htm 20.06.2015
ÖDP ve HTKP üyelerinin önemli bir bölümünün de HDP’ye oy verdiğini söyleyebiliriz. |
|||
Etiketler: ÖDP, Seçim, Değerlendirmesi, Üzerine, Düşünceler, |
|