|
||
![]() |
KOZLAR | |
Nejat Güneri | ||
Şimdilerde biraz daha belirginleşmeye başlayan bir ayrışım ortamına girdi ülke… Çünkü yavaş yavaş, yenilenmesi düşünülen anayasa taslağı hakkında ilgililerden ahaliyi aydınlatıcı açıklamalar gelmeye başladı. Bu açıklamalar; hiçbir şeye aklı ermeyen, yani siyasetle uzaktan yakından ilgisi, alakası olmayan; anayasayı, baba yasayı bilmeyen, ilgilenmeyen sadece ekmeğinin derdinde olan ahalinin kafasını daha da karıştırdı! Sonu ne olur Allah bilir! İyi olur inşallah. EVETÇİLER neye, niçin EVET dediklerini ya da diyeceklerini tam olarak anlayıp, dinlemeden… HAYIRCILAR neye, niçin HAYIR dediklerini tam olarak anlayıp dinlemeden… Birbirlerinin en keskin can düşmanı, kan davalısı oldular, oluyorlar. Diyelim ki… Lise sona gelmiş hatta üniversiteye başlamış oğluma ya da kızıma seni bu yaşa ben getirdim. Bebekliğinden bu güne büyüdükçe giysilerini sana gelecek şekilde ben aldım… Diye başına kalkıyor; “gözüne dizine dursun diye beddualar savuruyorum! Düşünelim… Ben bu çocuğun babasıyım. Mademki çocuğum oldu, ona hayata atılana kadar, ayaklarının üstünde yardımsız durana kadar ben bakmak mecburiyetinde miyim değil miyim? Önce bunu bir aydınlığa kavuşturalım… Çocuğum kundaktan çıkıp yavaş yavaş yürümeye, ilkokula gitmeye, ortaokula gitmeye, liseye gitmeye hatta üniversiteye başladığında… Ben liseye giden bu çocuğuma kundaktaki giysilerini giyindirebilir miyim? Şimdi bu adam saçmalamaya başladı diyeceksiniz. Hayır, giydiremem. Çünkü bu doğaya aykırı. Kundakta ki bir yavruyla kocaman delikanlı ya da genç, alımlı bir kız olmuş birisine büyüdükçe, geliştikçe üstüne oturan giysiler almak mecburiyetindeyim. Evet! Ben çocukken şu anda Antep’imizin trafik yoğunluğundan dolayı, trafik akışını en yoğun kilitlendiği KARAGÖZ caddesinde top oynardım. Bu gün geçit vermiyor bu cadde. Antep’imizi yönetenler kara kara düşünmeye başlamışlardır, herhalde. Neden? Çünkü kundaktaki çocuğun giysileri değil üniversiteye giden gence sürünmeye başlayan çocuğa olmaz değil mi? Karataş mevkiinde oluşan yeni yerleşim yerlerinin yolları, caddeleri şehir merkezindeki en geniş caddeni belki üç katı genişliğinde… Demem o ki, Cumhuriyetin kurulduğunda ülke nüfusu 15-20 milyon civarında ise bu gün 80 milyonu zorluyor. Dün Antep’imizde – kusura bakmayın, atıyorum – 3 bin adet araç var idiyse bu gün 33 bin adet araç var. Haliyle bu durum ülke genelinde de böyle… O halde 20,000 kilometrelik yollar yaptık, İstanbul’a 3cü-4cü köprüyü yaptık, en büyük hava alanının biz yaptık diye başımıza kalkmanın, ahalinin kafasını karıştırmanın âlemi ne? Bütün bunlar ihtiyaçtan dolayı yapılmadı mı? Kundaktaki bebeğin giysilerinin liseli genç’e gelmediği gibi. Bütün bunları, yönetimde olan A Partisi de, B Partisi de, C Partisi de yapmak mecburiyetindeydi ve yapardı…
|
||
Etiketler: KOZLAR, , |
|