|
||
![]() |
İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ (1) | |
Orhan yalkın | ||
Sayın Aziz Canatar’ın göndermiş olduğu “İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ” isimli yazısını, siz değerli okuyucularıma olduğu gibi sunuyorum. *** İnsanın yaradılışından kaynaklanan bazı haklar vardır. Bu haklar, Anayasamızda, temel hak ve özgürlükler başlığı altında yer almaktadır. Bu temel hak ve özgürlüklerden en önemlisi ve şu an oldukça tartışılan ifade ve basın özgürlüğü de, Anayasamızda ve temel insan haklarını düzenleyen evrensel sözleşmelerde, yerini almıştır. Anayasa’mızın 26. maddesinde, ”Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.” Anayasa’mızın 28. maddesinde, “Basın hürdür. Sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerin sağlayacak tedbirleri alır.” İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19.maddesi aynen şöyledir.”Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak ve fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.” Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 10.maddesi “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerin bir izin rejimine tabi tutulmalarına engel değildir.” şeklinde düzenlenmiştir. Gerek Anayasamız, gerekse İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Bu itibarla da, demokrasinin, kurum ve kurullarıyla eksiksiz işlediği bir ülkede, ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili yasal düzenlemeler, mutlaka Anayasa ve evrensel hukuk kurallarına uygun bir şekilde yapılmalı ve uygulama da aynı anlayış ve doğrultuda gerçekleştirilmelidir. Eğer düzenlemeler ve uygulamalar, Anayasa ve evrensel kuralları yok sayılarak gerçekleştiriliyorsa, o ülkede ifade ve basın özgürlüğü ve demokrasi tartışılır hale gelmiştir. İnsanın yaradılışından kaynaklanan bir takım hak ve özgürlükleri vardır. Bu haklar temel hak ve özgürlükler başlığı altında yasalarda yer almaktadır. Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü de bu haklardandır. İnsan düşünür, düşündüklerini açıklayarak ifade eder. Düşünce özgürlüğü soyut bir kavramdır. Düşünceden kaynaklanan ifade ve basın özgürlüğü, bu soyut kavramı somutlaştırır. Aksi takdirde düşünme özgürlüğünün bir anlamı kalmaz. Çoğu zaman da, düşündüklerini yazıyla daha doğrusu basın yoluyla da ifade eder. Bu hakkın elinden alınması veya bu hakkının kullanılmasına engeller çıkarılması düşünce özgürlüğünün elinden alınması demektir. Ki o zaman düşünce özgürlüğü diye bir kavram ortada kalmaz. Bu bir anlamda, insanın en kutsal olan yaşama hakkına başlı başına bir müdahaledir. Böyle bir anlayışın demokrasinin olduğu bir ülkede kabul edilir, haklı bir yanı ve yönü olamaz. Orhan YALKIN
|
||
Etiketler: İFADE, VE, BASIN, ÖZGÜRLÜĞÜ, (1), |
|