|
|||
![]() |
HÜRRİYET GAZETESİNİN İL SAYISINDA CELAL BAYARIN MAKALESİ | ||
Orhan yalkın | |||
“DEMOKRASİ DAVASINDA ÜÇ DEVİR Hürriyet Gazetesi benden bir yazı istediği zaman neslimizin hürriyet uğrundaki mücadelelerinin hatıraları içinde kaldım. Bizim neslimiz hürriyet mefhumu üzerinde duran ‘Genç Türk’ edebiyatının tesiri altında siyasi hayata girmiştir. Ben de, milli hayatı ile alakadar olan mevzuu ele almak istedim. Bazı tarihi hadiselere kısaca temas etmeyi düşündüm. Henüz çok genç iken mutlakıyet devrinin, padişahlar idaresinin tazyikini duymaya başlamıştım. İstibdadın ıstırabı altında kendimi bir kuyu içinde dünyadan habersiz, teneffüs etmekten mahrum bir insan gibi görüyordum. Hayatı da bu havasızlık içinde manasız buluyordum. Meşrutiyet inkılabı tahakkuk eder etmez, hürriyet aşkı ile büyük bir heyecan ile memleketi sardı. Bütün kalplerde taze bir ümit ve şevk uyandırdı. Bu arada ecnebi tazyikinin bariz bir ifadesi olan kapitülasyonlar gözümüze batmaya başladı. Görüyorduk ki ferdi hürriyet ile beraber milli hürriyet ve tam manasıyla istiklalimize kavuşmak için kapitülasyonları memleketimizden söküp atılması iktiza ediyordu. Diğer taraftan yabancılar, fena idare yüzünden zayıf düşmüş vatanımızı kolayca yutulur bir lokma sanıyorlardı. Bu durum karşısında milli birliğe dayanan bir müdafaa ve emniyet cephesi yaratmak lazım geliyordu. İşte Meşrutiyet devrinde, bu devri açanlara ve gençliğe düşen başlıca vazife bunlardı. 1914-1918 Harbinin mağlupları arasında bulunuşumuz, memlekete çok pahalıya mal olmuştu. Ankara’da bin bir felaket içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışı ve Hükümeti’nin kuruluşu bizim için bir kurtuluş, bir hamaset ve ayni zamanda milli hâkimiyet devri olduğuna şüphe edilemez. Burada, tam bir hakikat olarak ifade edilmelidir ki, memleketi, bir ferdin idaresi altında toplayarak kurtarmak prensibi fiilen iflas etmiş, buna mukabil milli hâkimiyeti temsil eden kuvvetin muvaffakiyeti kendini göstermiştir. Yine ‘Kayıtsız şartsız hâkimiyet milletindir’ düsturu muvaffakiyetin amili olmuştur. Ne garip tecellidir, Ankara’da çalışanlar, her taraftan milli iradeye dayanan bir devletin temellerini atarken, diğer taraftan ‘Padişahımız Efendimiz, hür ve müstakil olarak kendini milletin aguşu sadakatinde gördüğü gün Millet Meclisi’nin tanzim edeceği esasatı kanuniye dairesinde vazı muhterem ve mübecceliyeti ahz eder’ diyorlardı. Saray ve babı-alinin hıyaneti ve hadiselerin nasıl inkişaf ettiği malumdur. En iyi devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu neticesine varıldı. Bugünkü Anayasamız mütekâmil şekliyle tedvin olundu. Fakat salim bir suretle işlemesi için yalnız bir partinin varlığı kâfi gelmediğinden Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve onu takip eden Serbest Fırka kuruldu. Her iki fırkanın yürümediği ve muvaffakiyet temin edemediği anlaşıldıktan sonra bir fasıla devri baş gösterdi. İşte bu fasıla devri arasında Demokrat Parti binbir müşkülata göğüs gererek meydana atıldı. Partimiz demokrasiyi milli menfaate ve insanlık hassasiyetine uygun bir prensip olarak tanıdı. Türk Milleti’nin bütün meziyetlerine olduğu gibi siyasi hayatta da olgunluğuna inandı. İnsanlık haysiyetine inanan ve bu haysiyetin ancak insanlık ana haklarının teminat altında bulundurulmasıyla korunabileceğini kabul eden partimiz bütün devlet mevzuatında bu prensiplere aykırı hükümlerin bulunmamasını sağlamakla kendisini mükellef bilmektedir. İnsanlık ana haklarından bahsederken bu mefhum arasında ‘korkudan masum olma hürriyetinin’ de mevcut olduğu kabul edilmelidir. Herhangi bir zaruret veya sebeple bu prensiplere muhalif olarak yapılmış kanunların tadil ve tasfiyesine çalışmak partimizin esaslı gayelerinden biridir. Demokrat Partinin programı kül halinde tatbik olunduğu gün memleketimizde büyük değişiklikler olacağına ve memleketimizin bu yüzden refaha kavuşacağına şüphe yoktur. Bize temin edildiğine göre, Hürriyet Gazetesi bu prensiplerin sadık müdafii olarak en ileri teknikle matbuat sahasında yer alacaktır. Şu halde bu değerli neşir vasıtasına muvaffakiyetler dilemek bizim için bir vazifedir. Bu vazifeyi ifa ederken bahtiyarlık duymaktayım.” *** Ne çare ki, Celal Bayar’ın bu beyanlarına, parti yöneticileri sadık kalmamış, ‘Vatan Cephesi’, ‘Tahkikat Komisyonu’ gibi demokrasiye aykırı olaylarla partinin sonunun gelmesine sebep olunmuştur.
Orhan YALKIN
|
|||
Etiketler: , , HÜRRİYET, GAZETESİNİN, İL, SAYISINDA, CELAL, BAYARIN, MAKALESİ, |
|