|
||
![]() |
ETİ BENİM, KEMİĞİ SENİN | |
Orhan yalkın | ||
Eskiden bir baba, çocuğunu bir ustaya veya hocaya korken “Eti senin, kemiği benim” diyerek, öğrenimini sağlamak isterdi. Bu söz, mesleği veya okumayı öğrenmesi için, usta veya hocaya geniş yetki verme anlamına gelirdi. *** Emekli olmama rağmen, öğretmen olan öğrencilerim, diğer birçok öğrencilerim gibi, benimle irtibatı kesmediler. Eğitimin bittiğini söylerler herkes. Gerçekten söylenenler doğru; ben müfredat gibi eğitimle ilgili konular üzerinde durmayacağım. Günümüz öğrenci ve veliler üzerinde duracağım. *** Orta öğretimde bir kere öğrencilerin öğretmenlere saygısı erimiş; öğretmene saygı ve ondan çekinme diye bir şey kalmamış. Öğretmen olan bir öğrencim, Öğretmenler Günü’mü kutlamak için evime gelmişti. Şundan, bundan konuşurken konu eğitim-öğretime geldi; öğretimin zayıf oluşu bir kenara, eğitimin ne hale geldiğini, bir yetkilinin ağzından öğrenmiş oldum. Şimdi öğretmeni dinleyelim: “Hocam, sınıfta öğrencileri susturmak için canımız çıkıyor. Çocuğa biraz yüksek sesle susmasını söylesek hemen, ‘ne bağırıyorsun’ diye cevap veriyor. Çok öğrencimizin velileri basit şeyler için okula şikâyet için geliyor. Bizlere bağırıp çağırıyor. Bu yüzden öğrencileri eğip, büküp hayata hazırlamak için bir şeyler yapamıyoruz. Veliler bizi, sanki uşakları gibi görüyorlar. *** İşte öğretmene verilen değer! Demek ki çocuklarımızın bu hale gelmelerinin önemli bir sebebi velilerdir. Onun için ben “eti benim, kemiği senin” diyorum. *** Meslek liselerinde öğrencilerin staj görmeleri konusuna gelince, staj görülen yerlerin çok bölümü, hala yönetmeliğe uygun olmayan yerlerdir. Bir yandan eğitim, diğer yandan öğretime ancak bu kadar önemin verilmesi, emekli bir öğretmen olarak beni üzmektedir. Okuduğum ve okuttuğun günleri hatırlayınca, nereden, nereye geldiğimizi, daha iyi anlıyorum. *** Yazıma bir Temel fıkrası ile son vereyim. Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar; - “Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.” Sıra Türkiye’ye gelir ve Temel başlar anlatmaya: - “Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama bir şey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.” *** Bu gidişle, ülkeler arasında yerimiz aşağı indikçe…
Orhan YALKIN
|
||
Etiketler: ETİ, BENİM,, KEMİĞİ, SENİN, |